MUHTEŞEM TÜRKİYE, MİLLET VE MÜCADELE

“Türk Milleti’nin problemleri karşısında, düşünmeyen beyin, sızlamayan yürek, çalışmayan beden bizden değildir.”                Aykut Edibali

Aşktan söz edeceğiz!.. Vatan aşkı, millet aşkı, bayrak, hürriyet, adalet, birlik, barış aşkı… Özü itibarıyla her türlü mukaddesata vurgun olanların sevdalarını besleyen Hak aşkından söz edeceğiz. Türkiye’yi “Muhteşem Türkiye” yapmak; ülkemize, insanımıza ve tüm insanlığa iyilikler, güzellikler, mutluluklar takdim etmek isteyenlerin deruni aşklarını ele almak istiyoruz.  

Daha net söylersek; bu ülkenin bağrından çıkan “Yeniden Milli Mücadele” hareketi ve onun tezahürü “MİLLET PARTİSİ” konumuz.

İnançla samimiyetin; vatan sevgisiyle fedakârlığın; irade ile idealin, tevazu ile kahramanlığın bileşimine dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Ülkemizin yarınlarının aydınlık olacağına, “Muhteşem Türkiye” olacağına dair umutlandıran, heyecanlandıran Türk siyasal-sosyal hayatında emsalini göremediğimiz “Yeniden Milli Mücadele” hareketi ile Millet Partisi’ni ve doğal olarak bu oluşumun örgüsünü dokuyan, sistematize eden hareketin kurucusu ve lideri, şeref ve izzet abidesi muhterem Aykut Edibali’yi ele alacağız, sayfalarımız elverdiğince.

TÜRK MİLLETİ YAŞAYACAKTIR

 Türk Milleti, uzun tarihi boyunca bin bir çeşit saldırılara maruz kalmış, devasa badirelerden geçmiştir. En son Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde istiklal savaşını vererek, yaşama iradesini sürdürmüştür. Lakin gerek milletimize, gerekse başka mazlum milletlere yönelik emperyalist saldırılar, zulümler asla son bulmamıştır. Hak ve batıl mücadelesi devam etmektedir.

Kabul etmek zorundayız ki, aziz ve asil Türk Milleti,  layık olduğu yerden çok uzakta, derin bir uykuda aciz ve zelil durumdadır!

Lakin ümitvarız!.. Türk Milleti’ne rehberlik edecek ‘Millet Evlatları’da; Türk Milleti’nin uyanıp yaşama iradesini yansıttığı milli bilinci de mevcut! Dolayısıyla Türk Milleti varlığını koruyacak ve yücelecektir.

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE HAREKETİ

Biraz geçmişe gidelim. 1960’lı yıllara. Ülke yine yangın yeri! Halk mutsuz ve umutsuz…  Aykut Edibali’nin genç dimağında fikirler fışkırır, beyni ve yüreği birleşmişçesine ışık saçar çevresine. Kısa sürede onunla aynı frekansta olan insanlar, vatanseverler toplanmaya başlar çevresinde. Hitap ettiği yüreklerde bir inkılâp ateşi yanar. Milli uyanış ve milli yüceliş başlar kararlılıkla. Adına “Mücadele” dedikleri uzun, çileli ama hayırlı bir yola çıkarlar. İstikametleri denk gelen, yolları bir olan arkadaşlarıyla…

Her türlü dogmatizmden sıyrılmış olarak gerçeğin peşinden koşan, ilmi rehber alan ve daima “legal” kalabilen dava adamlarının hareketi olarak her şeyden önce bir ‘fikir’ hareketidir söz konusu olan. Ama kültürel, sosyal, siyasal pek çok boyutu olan bu hareket aynı zamanda bir aksiyon hareketidir de. Yerli karakteri itibarıyla da tam manasıyla bir ‘milli’ harekettir.

Geri dönmeyen, pes etmeyen, sabır ve kararlılıkla çileye talip olan “Mücadeleci”lerdir artık onlar. Temel insan hâk ve hürriyetlerine dayalı hukuk devletine, demokrasiye, laikliğe, kerim devlet, bilim ve hikmet toplumunu oluşturmaya azimli “Yıldızlar Kadrosu”nun temelleri atılmıştır artık.

Yeniden Milli Mücadele’nin ve Millet Partisi’nin taşıdığı ruh ve misyon; İstiklal Savaşı yıllarındaki Kuva-yı Milliye’nin ruhundan ve misyonundan farksızdır.

“Bir millet ıstırap içinde inlerken onun evlatları rahat edemez” der Edibali ve Mücadele Birliği bu anlayışla bir avuç idealistin iradesiyle doğar,  tarihe yön verir.

Yeniden Milli Mücadele; milli kadroların öncülüğünde, demokratik yollarla iktidara gelmeyi, mevcut yapıyı ıslah etmeyi açık bir hedef olarak benimser. Milli Mücadele ve Millet Partisi, tastamam bir “milli kurtuluş hareketidir

FARKLI BİR OKUL

Bu hareketin yayın organizasyonları olan; ‘Yeniden Milli Mücadele’ mecmuası, ‘Bayrak gazetesi’ ve ‘Bayrak dergisi’, ‘Gerçek’, ‘Pınar’, ‘Çınar’ dergileri ve diğerleri… Gerçek bir ‘akademi’ olmuştur.

Evet, bu ocak pek çok siyasetçi, devlet adamı yetiştirdiği gibi yüzlerce sanatçıyı, yazarı-çizeri, düşünürü de Türk kültür hayatına kazandırmış sıra dışı bir ‘ekol’dür: Mücadele okulu’dur…

Bu siyaset okulunu: “Milli dünya görüşünün, milli ve rahmani siyasetin teorik ve pratik eğitimini veren, yegâne milli, sivil ‘siyaset akademisi’ ve ‘aksiyon merkezi” olarak tanımlayabiliriz

MÜCADELE YAŞIYOR VE HEP YAŞAYACAK!

‘Mücadele Birliği’, ‘Yeniden Milli Mücadele Hareketi’ olarak başladığı yürüyüşünü önce ‘Islahatçı Demokrasi Partisi’ adıyla sonra ‘MİLLET PARTİSİ’ olarak kurumsallaştırmıştır.

Yeniden Milli Mücadele, bir efsanedir! Millet Partisi’nin şanlı şerefli geçmişi, tarihi kökü “Mücadele” efsanesidir. Ama Millet Partisi, bu efsaneyle yetinmiyor, sadece geçmişte takılıp kalmıyor; “Mücadele” kökünden yetişerek dal budak salarak yeşeriyor…

Tabii ki Millet camiasının kökü olan ‘Yeniden Milli Mücadele’ efsanesini, çılgın define avcıları gibi elde etmeye, siyasi rant hazinesi olarak kullanmaya yeltenenler de çıkmaktadır. Ama elbette her şey sahibine yakışır. Millet’in varlığı yine Millet’in olarak kalacaktır.

İDEALİST TÜRK İNSANININ YAZDIĞI DESTAN: MİLLET PARTİSİ

‘Siyaseti yalandan, dolandan, riyadan kurtarıp, ibadetin kardeşi haline getirmeyi’ ilke edinir Millet Partisi.  İktidar kavgası için değil, “Türk Milleti’nin varlık ve beka davası” için siyaset yapar.  Rasyonel çözümlerle, ahlaki ve milli perspektifle Türk Milleti’nin varlığını muhafazayı, geleceğini muhteşemleştirmeyi hedefler.

Açıktır ki sadece bakanlık koltuklarına farklı insanların oturmasıyla Türkiye’nin sorunları çözülemez. Çözüm sadece yönetenlerin değişmesinde değil, yönetim tarzının değişmesindedir. Çare; zihniyetlerin değişmesindedir. Millet Partisi’nin yürüttüğü dava haktır, doğrudur, aklidir, ilmidir, insani ve millidir…

RAHMANİ SİYASET SONUNDA KAZANACAKTIR

Toplum, yanlı medyaya, göz boyamalara, reklâmlara kanmakta ve yanıltılmaktadır.

Toplum iyiyle kötüyü; doğruyla yanlışı ayırt etme rüştüne erişinceye kadar bu döngü biraz daha sürecek anlaşılan…

Unutulmamalıdır ki insanlık tarihi incelendiğinde çoğu kez insanların bilgisine sunulan ve kendileri için hayati önemde kıymetli olan çağrılar ilk önceleri anlaşılmamış ve kayıtsızlıkla karşılanmıştır. Hatta bazen bu müjdeli, doğru istikametli çağrılar, muhtelif düşmanlıklara muhatap kalmıştır. Örneğin, tüm Peygamberlerin sunduğu hak çağrılara toplumların ilk reaksiyonu ne yazık ki düşmanca olmuştur.

Her şeye rağmen bu milletin gerçekleri görme, en iyiyi, hayırlıyı, seçme basiretini bir gün mutlaka göstereceğinden ümit kesilemez. İnanıyoruz ki ahlak, fazilet samimiyet dolu, bilimsel milli rahmani siyaset sonunda mutlaka kazanacaktır.

Millet Partisi’nin sesi çok çıkmıyor diye MİLLET dostları üzülmesin, düşmanlar boşuna sevinmesin! Bir atasözü: “En çok ses, boş varilden çıkar” der. Yani sadece sesi çok çıkanlara, kuru gürültüye bakıp kimse kanmasın!

MUHTEŞEM TÜRKİYE

Hedef ortaya konmuştur: “Muhteşem Türkiye!” Evet, MİLLET’in hedefi bu!

“Muhteşem Türkiye” Kudretli bir Türkiye! Güçlü, ileri ve mutlu bir Türkiye! Bugünü harika, yarınından emin Türkiye! Ne yaptığını bilen, yeryüzündeki misyonlarının neler olduğunun farkında; sevinçli, coşkulu, mutlu, zengin insanların ülkesi…

‘Muhteşem Türkiye’ hedefi altı manifesto ile ortaya konmaktadır:

1) İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı; HUKUK DEVLETİ

2) Milli iradenin önündeki engellerin kalktığı; DEMOKRASİ

3) Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği; LAİKLİK

4) Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü, herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı; KERİM DEVLET

5) Bilim, hikmet ve erdemle donatılan, sorun üretmeyen, çözüm üreten; BİLGE DEVLET VE BİLİM TOPLUMU

6) Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyeti hareketini yöneten; İSLAM RÖNESANSI”

MİLLET PARTİSİ ÇAĞIRIYOR

İyiye, güzele, doğruya çağrılıyoruz. İleriye, mutluluğa, birliğe, özgürlüğe, adalete, kardeşliğe, hakka, sevgiye yönelik bir çağrı bu! Aslında bu, Kur’an’ın da çağrısıdır. Peygamberlerin daveti de budur. Ayrıca, Yesevi’lerin, Mevlana’ların, Hacı Bayram’ların, Yunus Emre’lerin daveti’de aynıydı. Fatih’in, Yavuz’un, Mustafa Kemal’in davetleri de aynı paraleldeydi.

Peki, günümüzün davetçisi Millet Partisi‘nin bu hayır dolu davetine icabet gerekmez mi? Millet Partisi’nin ve onun lideri Aykut Edibali’nin yaptığı bu hakka, doğruya güzele ve “Muhteşem Türkiye”ye yönelik davetine icabet koşmak gerekmez mi?

ŞİDDETE KARŞI SORUMLULUK

Millet Partisi ya da evveli Yeniden Milli Mücadele hareketi neler yapmıştır?

Ülkemizin müzminleşmiş pek çok boyutlu problemlerinden çözüm üretmeye çalışmıştır bu hareket. Mesela her gün onlarca gencin katledildiği, gençliğin içine çekildiği o anarşi ortamında, 1980 öncesi Türkiye’sinde ne yazık ki  kudurgan   terör karşısında sağcı-solcu diye kutuplaştırılan binlerce gencimizi  kara toprağa verdik. Bu miktarın çok daha fazlasını hapishanelerde çürüttük. Karanlık güçlerin çok gayret etmesine karşın Milli Mücadele gençliği ise özellikle Bilge Lider Edibali’nin duyarlılığı neticesinde hiçbir zaman bu oyunun içine sokulamadı. Aykut Edibali’nin bir kalkan gibi engelleyebilmesi sayesinde, Mücadeleciler, sadece kendini korumakla kalmadı onlar bütün milletin barış içinde yaşaması için yoğun çaba sarf etti. Onlar, “Gençler, Silahlı Mücadeleyi Durdurun” çağrıları yapıyor “Kanlı Kavga Karşısında Devleti Göreve Çağırıyoruz” diyorlardı… Tabii ki, insan hayatının kıymetini bilenler Edibali’nin bu başarısının kıymetini anlar!

ESİR TÜRKLER DAVASI VE TÜRKİYE’NİN SINIRLARI

Millet Partisi’nin savunduğu, mücadelesini verdiği pek çok hak davadan birisi de Esir Türkler ve mazlum milletler mücadelesidir. Bosna’da, Kırım’da, Çeçenistan’da, Azerbaycan’da, Doğu Türkistan’da, Kıbrıs’ta, kısaca dünyanın her yanında milli davaların savunucusu olmuştur Millet Partisi. Ancak bu savunma refleksi sadece soydaşlarımız, dindaşlarımız için verilmemiştir. Haksızlığa, zulme, emperyalizme maruz kalan tüm insanlar ve tüm topluluklar için de mücadele ortaya konmuştur. Yazarak, anlatarak, mitingler tertip ederek maddi-manevi dostluk köprüleri kurarak sürekli haklıyı, mazlumu savunmuştur Millet Partisi.

HAK DAVASI DAVAMIZ

Milli ideallerimizi bütün hayata nakşederek sonsuza kadar yaşatmak isteyen; bu ülkenin, bu milletin ölmediğine, ölmeyeceğine inanan bütün vatanseverleri…

Adını Kuvay-ı Milliye’den; ruhunu, al bayrağımızdan, şehitlerimizin maneviyatından, gazilerimizin cesaretinden alan; Yeniden Milli Mücadele hareketinin ve bu hareketin varisi olan Millet Partisi’nin davetine koşunuz.

Bu ülkenin namuslu, yiğit, kahraman halkı!..

Tüm mukaddesatımızın, milli kültürümüzün toprağında yeşeren Millet çınarının daha da büyümesi, dallarının, yapraklarının tüm semayı kaplaması, için Millet’in ulu çınarının altında toplanınız.

Bu ülkenin sahibi olan, bütün insanları!..

“Muhteşem Türkiye” ülküsüne ulaşmak için kanat çırpan Millet Partisi’nin kartalının kanatları altında korumaya aldığı kitabımızın, ay yıldızımızın yanındaki yerinizi alınız!..

Aziz Millet evladı. Ülkemizi ve insanımızı hak ettiği medeni seviyeye, maddi refaha ulaştıracak; manevi yücelişin kapılarını açacak; milli uyanışın eseri, milli siyasetin sesi ve milletin bizzat kendisi olan Millet Partisi’nin yanında olunuz.

Ey Alparslanların, Fatihlerin, Yavuzların, Kanunilerin, Mustafa Kemallerin mirasçıları; kahraman ataları gibi kahramanlık genlerine sahip olan bu çağın yiğitleri!..

Türkiye’nin varlığını ve geleceğini teminat altına almaya çalışan, Türk Milleti’ne “mutlu, müreffeh, yarınından emin” günler planlayan; Muhteşem Türkiye’nin temellerini atan; dünya insanlığına barış, huzur, saadet rehberliğine hazırlanan; Millet Partisi’ne sahip çıkınız.

Zaman, Yeniden Milli Mücadele zamanıdır.

Zaman, MİLLET’in yanında olmak ve ‘Muhteşem Türkiye’yi kurmak zamanıdır.

Zaman, vatanseverlerin, maneviyatçıların, millet evlatlarının el ele olma zamanıdır.

O halde, ‘tutuşalım elele, yürüyelim hedefe!’

ŞAFAK SÖKÜYOR

Türk Milleti’nin yiğit evlatlarının ortaya koyduğu; kavi, asil, edepli ve şerefli; özünde ‘Allah rızasını almaya ve bedeli olarak tüm hayatlarını vermeye’ çabalayanların mücadelesini; MİLLET PARTİSİ’nin mücadelesini ve ‘MUHTEŞEM TÜRKİYE’ hedefini özetlemeye gayret ettik!

Yolu Doğru olanın yükü ağırdır. Millet Partisi mensupları yalanlarla avunmak yerine hakikatin çetin yolunda ağır yükle yürümeyi yeğlediler. Ateşlerden geçtiler, yokuşlardan aştılar on yıllar boyu. Eğilmediler, bükülmediler, yanlışa bulaşmadılar. Hakikatin onları bulunmaya zorladığı yerde bulundular her daim.

Hak ve hakikat mücadelesinde; vatan, millet, bayrak mukaddesatla gönül bağlarını koparmayan yiğitlerle çileyi bölüştüler.

Dosdoğru bir fikrin müptelâsı oldular,

O fikirden kaynayan bir milli davanın; bir yüce kutlu, soylu davanın neferi oldular;

Gönülden bağlandılar, samimiyetle davayı yaşamaya, gösterişten, riyadan, menfaatten uzaklaşmaya;  Ama İlah’a olabildiğince yaklaşabilmeye çabaladılar.

İstikamet üzere kalarak, zulmü, haksızlığı ezmeye;

Çağa gerçek bir medeniyet sunmaya,

Ve hakkı, adaleti, sevgiyi, barışı zirvelere çıkarmaya karar verdiler.

Ve ant içtiler kitap üstüne,

Ezmek için yumruk çaktılar batılın büstüne,

Zafere inanarak yıldız diktiler, hilal diktiler gökyüzüne;

Yakut misali izzetli Aykut’un ocağında şekle girmeye,

‘Yeniden Milli Mücadele’ destanını birlikte yazmaya,

Millet’in bahçesinde çiçek olup açmaya;

Tüm engelleri aşarak ‘Muhteşem Türkiye’yi kurmaya,

Ant içtiler…

Ve şafak söküyor Muhteşem Türkiye daha da yaklaştı, müjdeler olsun!

 

 

 

Yorum Yapın

Navigate