CİMRİ VE CİMRİLİK

Cimrinin sözlük anlamı: Parasını ve diğer mallarını en gerekli zamanda ve yerde bile harcamaktan kaçınan parasının ve mallarının esiri olan pinti kimsedir.

Cimri; Allah’ın kendisine vermiş olduğu maldan mülkten eşine, dostuna, akrabasına, komşularına, yetime, Allah yolunda mücadele eden kimse ve kurumlara infak etmeyen, hayır ve hasenatı sevmeyen kimseye denir.

Allah kimseye böyle kötü nam bıraktırmasın.

Halk arasında cimri ve cimrilik için söylenenlerden bazıları;

-Cimri, evine gelen misafirlere; Ben misafirleri çok severim, hele gelen misafir gelirken piliç, pirinç, çay, şeker, yağ vs ile gelirse. Ooo onları daha çook  çook severim.

– Gelin gelin getirin, çökün çökün oturun, ama ne yiyin ne götürün.

-Buyurun misafirler, davranın bizimkiler.

-Buyurun yemeyin, çağırmadı demeyin.

-Parçalara dokunmayın, bütünleri bölmeyin, karnınızı iyi doyurun.

-Cimri misafirliğe gittiğinde; ev sahibine, bize öyle çok şeyler hazırlamayın, zahmete girmeyin. Katlı, kanatlı ve   tatlı olsa yeter.

Canımı istemiyorsun ki!

Adam; varlıklı olduğunu bildiği ama cimri olduğunu bilmediği komşusundan birkaç aylığına bir miktar para ister. Komşusu; muhterem sen benden canımı istemiyorsun ki hemen çıkarıp vereyim, para istiyorsun para der.

Fıkralara konu olmuş bir ilimizde iki kişinin diyaloğundan: A- kimse, B- kimseye; Sizi ziyarete geleceğiz ama adresinizi bilmiyoruz der.  B- kimse tabi buyurun başımız üstünde yeriniz var, filan caddeden şu kadar gittikten sonra sağda numaralı sokağa dön üç sokaktan sonra gelen numaralı sokaktan sola dön sağdan  beşin apartmanın beş numaralı ziline burnunla bas der. Anladın mı? Anlamadıysan bir daha söyleyeyim. A- kimse; anladım anlamasına da niye zile burnumla basacağım? B- kimse; Aaa canım boş gelecek değilsin ya.

Halk arasında cimriler için söylenen güze değimler de var:

-Anan senin cebini sırtına mı dikti?

-Senin cebin de akrep mi var?

Allah cimriler için şöyle buyuruyor: Allah’ın fazlından kendilerine verdiği şeye bahilik (cimrilik) edenler hiçbir zaman onu kendilerine hayırlı sanmasınlar. Aksine bu kendileri için bir şerdir. Onların cimrilik etmeleri kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. Al-i İmran-3/180

Allah böyle buyurduğu halde zamanla unutulması, nefse uyulması neticesinde insanoğlu hep toplamayı, almayı seven, ama vermeyi sevmeyen ve bunu da göz açıklığı sayar hale gelir. Öyle olur ki zaman içerisinde bu hastalık halini alır. Bırak Allah için Allah yolunda harcamayı akrabaya, eşe dosta, düşküne, yetime yardım etmeyi kendisine dahi harcamaya korkar hale gelir. Biriktirmeyi bir maharet sayar kendisine bile faydası olmayacak mal mülk edinir. Allah buyuruyor ki: O ki bir çok mal toplamış ve onu sayıp durmakta, sanıyor ki onun malı kendisini  (dünyada) ebedileştirecek, hayır (mal onu kurtarmaz) muhakkak o hotemeye, ateşe atılacaktır. Hümeze-104/2-3-4.

Böyle cimri kimselerin malları ahirette boyunlarına dolanacağı ve ateşe atılacakları gibi bu dünyada da toplumdan tecrit edilirler, sevilmezler başına bir kötülük geldiğinde  en yakın eşi, oğlu, kızı, akrabası vs bile sırt çevirirler. O sanır ki elindeki mal mülk her derdine deva olacak. Ve bir gün ölüm gelir varlık içinde (dört işlemden sadece  toplamayı ve çarpmayı bilen) ama mirasçıları tarafında da çıkarılıp bölünen mal sahibi olarak kötü bir nam bırakarak gider.

Ne demiş Yunus Emre: “Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan!” “Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?”

Allah malı istediğime ilmi isteyene veririm buyuruyor. Allah’ın vermiş olduğu maldan- mülkten ve tüm nimetlerinden yerli yerince kendimiz, eşimiz, çocuklarımız, dostlarımız, yetimlerimiz ve Allah için çalışan çabalayanlara için tasdduk  etmek, yoksulu yetimi gözetmek yedirip içirmek Allah için infak etmek varken bunlardan kaçınır cimrilik etmek anlaşılır şey değil. Allah’ın buyruklarına kulak  verelim elimizdeki nimetlerden imkan ölçüsünde Allah için harcayalım. Bunları yapmak için ille de zengin olmak gerekmez, imkanımız kadar yapalım. Ne demişler “Az veren candan çok veren maldan” verir.

Dünya malı dünyada kalacağına göre; Gelin imkanımız ölçüsünde Allah rızası için harcayalım, yoksulu düşkünü, yetimi, akrabayı Allah için vatan millet için çalışanlara yardım edelim. Allah’ın şu ayetine kulak verelim. “İşte siz şu kimselersiniz. (Mallarınızdan ancak yüzde iki buçuk) Allah yolunda harcamaya davet olunuyorsunuz da yine içinizden kimisi cimrilik ediyor. Halbuki kim cimrilik ederse, kendi zararına cimrilik etmiş olur. Allah gani’ dir.  Hiçbir şeye muhtaç değildir. Siz ise muhtaçsınız. Eğer Allah’a ibadette yüz çevirirseniz sizin yerinize başka bir kavim getirir sonra onlar sizin gibi (ibadetten çıkmış olmazlar. Muhammet-47/38

“Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça ‘iyi’ ye eremezsiniz, her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir. Al-i İmran 3/92.

“Onlar gayba inanırlar, Namazı dost doğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan da Allah yolunda harcarlar. Bakara-2/3

Peygamber Efendimiz (SAV) de buyuruyor ki; Benden sonra size dünya nimetlerinin ve ziynetlerinin açılmasından (gönlünüzü onlara kaptırmanızdan) korkuyorum. Buhari, Zekat B, 47, Cihat, B, 37. Müslim, zekat H N0:121-123

“Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır, ümmetimin fitnesi (imtihan vesilesi) de malıdır. Tirmizi, Züht B, 26.

Tarih de ibretlik Karun ve Salebe olayı.

Cimrilik ve tamahkarlık Allah korusun insanı Hz Musa (AS)a  iftira edecek  kadar Karun,  zekat ayeti indiğinde  Peygamberimiz (SAV) efendimizin gönderdiği elçiye siz benden haraç istiyorsunuz dedirtecek kadar Salebe yapar.

Allah bizleri, tüm Müslümanları ve insanlığı cimrilikten korusun. Cömert helal kazanmasını ve yerli yerinde harcamasını bilen kullarından eylesin.

 

 

 

Yorum Yapın

Navigate