Siyasette mitomani (yalan söyleme) atışması

Siyasette liderler birbirlerini yalancılıkla suçlayarak yeni bir tartışma ve karşılıklı mitomani atışması başlattılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ortaya attığı iddialardan dolayı psikiyatrik bir hastalık olan mitomani teşhisi koyarak, ne dünyadan ne Türkiye’den bihaber olduğu sözlerinin takdirini milletime bırakıyorum. Bu mitomani hastalığıdır. Bunu bir araştırsın, dedi.

Kılıçdaroğlu da eğer benimle tartışmak istiyorsa söyledim istediği gazetecileri getirebilir, oturup konuşuruz kim mitomanidir, değildir hep beraber görürüz, diye cevap verdi.

Mitomani nedir?

Modern çağın yaygın hastalıklarından biri olan mitomani durduk yere yalan söyleme ihtiyacı olan insanlarda ortaya çıkar. Yalan söyleme hastalığı olarak bilinir. Yalan söyleme hastalığı, kişinin dikkat çekmek için söylediği yalanlarla başlar. Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirenler bir noktadan sonra kontrolü kaybederler ve zamanla yalan söylemeyi alışkanlık haline getirirler. Hastalığın en korkunç yanı ise hasta attığı bütün yalanlara inanıyor.

Hannah Arendt, ‘Siyasette Yalan’ adlı makalesinde yalanların akla çok yatkın olduğunu bunun için de siyasette yalanın çok rahat kullanıldığını belirterek şöyle diyor;

“Yalanlar, çoğu zaman gerçeklikten çok daha makul, akla çok daha yatkındır, çünkü yalancı, izleyenin ne duymak istediğini ya da nasıl bir beklenti içinde olduğunu önceden bilmenin sağladığı büyük avantaja sahiptir. Yalancı, toplumun tüketimine sunacağı hikayesini hazırlarken, hikayesinin inandırıcı olmasına özellikle dikkat etmiştir. Oysa gerçekliğin bizi hiç ummadığımız şeylerle karşılaştırmak gibi rahatsız edici bir alışkanlığı vardır ve biz her seferinde buna hazırlıksız yakalanırız.”

Siyasi liderleri takip eden millet; mitomani hastalığına kimin yakalanıp kimin yakalanmadığına, milleti yalanları ile kimin kandırıp kimin kandırmadığına karar verecektir.

Siyaset bir ibadet anlayışı ve ahlakıyla yapılırsa kıymetlidir

“Siyaset bir ibadet anlayışı ve ahlakıyla yapılırsa kıymetlidir. Siyasi gücü Firavunlaştırmaktan, Karunlaştırmaktan uzak durmalı, siyaset adına bir sürü yalanın ardına takılmamalı ve olmadık boş şeylerle millet meşgul edilmemeli, kandırılmamalıdır. Siyasette doğruluk, samimiyet ve ehliyet esas alınarak adaletle millete umut, güven verilmelidir.  Siyasetçi kendilerine verilen görevi, şahsi çıkarları için değil devlet ve millet için kullanmalıdır!” (Yahya Demeli, Siyasi Mücadelenin Zururiyeti Ve Şartları! (I), Bayrak 2017)

Yorum Yapın

Navigate