Khaled Hosseini (Halid Hüseyni) aslen Tacikistanlı olup 4 Mart 1965 Afganistan doğumludur. Babası Afganistan Dış İşleri Bakanlığı’nda diplomat olarak görev yapmakta, annesi ise Kabil’de Farsça ve Tarih öğretmeni olarak çalışmaktaydı.
Babası Dış İşleri Bakanlığı’nda görev yaptığı için Khaled Hosseini henüz 5 yaşında iken İran-Tahran’a taşındılar. Sonra küçük kardeşinin doğumu sebebiyle Kabil’e tekrar döndüler. Kabil’e yerleştikten birkaç sene sonra 40 yıllık Afgan Lideri Zahir Şah kuzeni tarafından devrildi. Anavatanları kanlı komünist darbeye ve Sovyet Ordusu’nun işgaline tanık oldu. Hosseini ailesi Amerika Birleşik Devletleri’nde siyasi iltica talebinde bulundu ve 1980 yılında Kaliforniya’ya taşındılar. Santa Clara Üniversitesi Biyoloji Bölümüne girdi. Üniversiteden mezun olduktan sonra Kaliforniya Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Uzun eğitim döneminden sonra 1993 yılında cerrah olarak görev yapmaya başladı.
Khaled Hosseini’nin ilk romanı olan Uçurtma Avcısı büyük ses getirdi. New York Times’ın en çok satanlar listesinde yer alan kitabı yetmiş ülkede basılarak okuyuculara sunuldu. Kendisine büyük ün kazandıran Uçurtma Avcısı kitabından sonra doktorluk görevini bırakan yazar kendini yazmaya adadı. Bu kitabında anavatanından Amerika’ya göç etmelerinin esintileri yer almaktadır. Khaled Hosseini’nin Uçurtma Avcısı kitabı, tüm dünyada çok satanlar listelerinde uzun süre yerini korumuş ve bu başarılı roman Hollywood’un dikkatini çekmiştir. Yönetmen Marc Forsters tarafından sinemaya uyarlanmış ve Oscar’a aday gösterilmiştir. İlk kitabından sonra Ve Dağlar Yankılandı, Bin Muhteşem Güneş kitaplarını yayınlamıştır. Bin Muhteşem Güneş kitabı New York Times’ın çok satanlar listesinde on beş hafta boyunca kalmıştır. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş kitapları Amerika’da 10 milyondan fazla, dünya çapında ise 38 milyon satmıştır.
Yazarın ilk eseri 2003 yılında yayınlanan “Uçurtma Avcısı”. Bu kitapta Afganistan’daki iki çocuğun hikayesi çok güzel, duygulu bir şekilde işlenmiş. Öyle ki bazı yerlerde psikolojinizin pek de iyiye gitmeyeceği sayfalara tanık olacaksınız. Başarılı ve çok güzel bir yapıt olmuş. Kitabı okurken insan ister istemez düşünüyor. Afganistan, Doğu Türkistan, Suriye, Libya, Pakistan, Yemen, Irak… Düşünsenize bu ülkelerde ve daha saymadığımız kaç ülkede kaç tane Emir var, kaç tane Hasan var…”
KİTAPTAN:
” Afganistan’da çocuk çok fakat çocukluk yok”
Yazarın 2. eseri “Bin Muhteşem Güneş” yine bir savaş hikâyesi! Ardında yitirilen hayatlar, kaybolan çocukluklar, hüzünler, dertler ve nihayetinde savaşların sonucunda en ağır bedeli ödeyen masum kadın ve çocuklar… Çoğu zaman gözyaşlarınıza hâkim olamadığınız bu eserde, insanlıktan nasibini almamış bir adamla evlenmek zorunda kalan, iki çocuk gelinin hayatı anlatılmaktadır. Çaresizlik karşısında boyun eğerek, yaşama tutunmaya çalışan iki mazlumun, iki fidanın hayatı…
KİTAPTAN:
“Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir.”
“Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.”
Yazarın bir diğer eseri “Ve Dağlar Yankılandı” Yazar bu kitabında bir kez daha savaşın, yoksulluğun acı gerçeklerine değinmiş. Kitap başlangıçta 2 öksüz kardeşin sımsıcak sevgisiyle başlıyor fakat her bir bölümde farklı karakterlerin renkli, hüzünlü, heyecan dolu hikayesi kitabı mutlaka okunulması gerekenler köşesine koyuyor. Yolculuğa Afganistan’ın küçük bir köyünden başlıyorsunuz. Sonra Kabil, Paris, Amerika, Yunanistan derken dünyanın her bir köşesinde insanlıktan ayrı bir ders alıyorsunuz.
KİTAPTAN:
“İyi şeylerin hiçbiri bedava değildi. Sevgi bile. Her şeyin bedelini ödüyordun. Ve eğer yoksulsan, elinde ki tek nakit, kahır çekmekti.”
Hosseini’nin, 2015 yılının Eylül ayında yayınlanan son kitabı, Avrupa’da güvenli bir yere ulaşmaya çalışırken Akdeniz’de boğulan ve cansız cesedi kıyıya vuran üç yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan Kurdi’nin hikâyesinden esinlenerek kaleme aldığı “Deniz Duası”, mülteci sorununa son derece çarpıcı bir bakış getiriyor. Suriyeli bir babanın, sonu belirsiz bir yolculuğa çıkmadan önce, oğluna yazdığı bir mektup şeklinde tasarlanmış olan metin, savaştan ve zulümden kaçarken denizlerde kaybolan binlerce mülteciye adanmış.
KİTAPTAN:
“Gökler bomba kustu.
Açlık.
Cenazeler.”
“Bunlar senin bildiğin şeyler. Bombanın açtığı çukurun bir yüzme deliğine dönüşebileceğini biliyorsun. Koyu kanın parlak olandan daha iyi bir haber olduğunu öğrendin. Beton, tuğlalar ve açıkta kalmış kirişlerdeki dar aralıklar boyunca, karanlıkta parlayan güneşli cildin küçük üçgen parçalarında, annelerin, kız kardeşlerin ve sınıf arkadaşlarının bulunabileceğini öğrendin.”
HOSSEININ YAYINLANMIŞ 4 KİTABI VAR İLK ÜÇ KITABINDA OKUYUP GÖRDÜĞÜM KADARIYLA ANA KURGUNUN GERİSİNDE AFGANİSTANDA MEVCUT MONARŞİNİN YIKILMASI, KOMÜNİST REJİM, SOVYET İŞGALİ, TALİBAN BASKISI, MÜLTECİLER VE “AMERİKA’NIN KURTARICI ROLÜ” ANLATILMIŞ.
Hosseini’nın kitaplarında savaşın acı gerçekleri ve savaşın en çok acı çekenleri; çocuklar ve kadınların hikayesiyle içimizi yakıp kavursa da kitapta kesinlikle değerlerinden kopmuş bir Hosseini var. Kitaplarda İslam dinini yobaz bir din olarak gösterip insanların sanki bu yobazlıktan çıkıp modernleşiyormuş gibi gösterilmesi, dini İslam olan bir milletin haram kılınanları yapmasının oldukça masum bir dille yazılması beni en çok üzen nokta oldu.
Diğer bir nokta ise Hosseini’nin kitaplarında Amerika her zaman bir kurtarıcı rolünde gösterilmiş. Hosseini’nin hayat hikayesi tarafından baktığımızda bu durum gayet normal görülebilir. Fakat bir yönden de gerçekçi olmak gerekiyor. Khaled hosseını kendisine yardım eden Amerikayı kurtarıcı olarak kitaplarında yazmış olabilir fakat ülkesine bakıldığı takdirde hiç de böyle bir durum olmadığı aşikâr! Amerika’nın barış, özgürlük ve demokrasi götürdüğü her ülkede yaşanan dramları, felaketleri ve göçleri sineye çekip, bu sinsi oyunun kurgucusu olan emperyalist güçler, kurtarıcı gibi yazılırsa o yazar benim gözümde diğer bütün çığlıklara kulak tıkayıp Amerika’nın süsü olmaktan çekinmemiş bir şahsiyettir.
Bu kitaplar, savaşın insanlara yaşattığı dramın herkes tarafından daha içten bilinmesi amacıyla mutlaka okunmalı. Fakat bilinçli olmayı da unutmamak gerekiyor!
SON SÖZ
Afganistan’ı terk etmiş/terk etmek zorunda kalmış Hüseyni’nin betimlemeleri, burnumuzun ucunda yaşanan bir insanlık dramını yakından tanıma açısından önemli ipuçları veriyor. Ancak bilinmelidir ki; çevremizin ve insanlığın bir huzur iklimine kavuşmaları için bir Muhteşem Türkiye yürüyüşüne olan hasret; yürekleri yerinden oynatmalı, insanı ayağa kaldırmalıdır.
Kaynakça:
https://www.neokur.com/kitap/199074/deniz-duasi
https://1000kitap.com/yazar/Khaled-Hosseini/incelemeler