BÜYÜK TÜRK ALİMİ AHMED ŞEMSEDDİN (KEMALPAŞAZADE) 

    Bayrak Dergisinin 1310 ve 1311. sayılarında son Osmanlı âlimlerinden gerçek peygamber varisi 4 büyük âlimimizi sizlere tanıtmıştık. Bu defa da hocası ve talebesi müfessir ve şeyhülislâm olan değerli iki âlimimizi sizlerle tanıştırmak istiyoruz.

Hafız Ahmed Şemseddin (Kemal Paşazade, 1469-1534)

Özellikleri:

      Osmanlı Şeyhülislâmı olan Kemal Paşazade müfessir, tarihçi, şair ve büyük bir alimdir. Osmanlı uleması, ilmî kudretinden dolayı El- Muallimü’l- evvel (birinci üstad) ünvanıyla anmıştır. Talebesi Ebussuud Efendi de El-Muallimü’s-sani (ikinci üstad) kabul edilmiştir. Müfti’s-sekalasın (ins  vecinninmüftisi) ünvanıyla da anılan Kemal Paşazade ölünce ulema, “Kemal gitti, ilim bitti” diyerek üzüntülerini bildirmişlerdir.

Asıl adı ŞEMSEDDİN AHMED’dir. Büyük babası Kemal Paşa’ya nisbetle Kemal Paşazade, Kemal Paşaoğlu veya İbn-i Kemal diye anılır.

       1469 senesinde dünyaya gelen Kemal Paşazade Kur’an’ı Kerim’i ezberleyerek hafız olduktan sonra Arap Dili ve Edebiyatı, Mantık ve Farsça öğrenimi gördü. Daha sonra askerî okula girdi. Bu okulu bitirdikten sonra Sultan İkinci Bayezid zamanında birçok askeri seferlere katıldı. Askerlikte de büyük bir başarı göstermiştir.

     Kemal Paşazade, ilmiye mesleğine intisap ettikten sonra Kadılık, Kazaskerlik (Kazasker; İslâm tarihinde askerler arasındaki davalara bakan ordu kadısıdır. Osmanlılarda Divan-ı Hümayun’un üyesi, yargı ve eğitim teşkilatının sorumlusu) ve Şeyhülislâmlık makamına getirildi. (1526) Devlet kademelerinde devamlı bir yükseliş göstermiştir.

Yetiştirdiği öğrenciler

   Sadullah Efendi, Muslihiddin Mustafa, Celâlzade Salih Çelebi ve Şeyhülislâm Ebussuud Efendi onun yetiştirdiği değerli alimlerden bazılarıdır.

Kemal Paşazade’nin askerlikten ilmiye mesleğine geçişinin sebebi

      Çandarlı İbrahim Paşa’nın toplantısında 30 akçe maaşla Filibe Müderrisi olan Molla Lütfi’nin, ünlü akıncı kumandanı Evrenosoğlu Ahmed’in protokolde üst tarafına oturduğunu ve İslâm âlimlerinin idarecilerden daha çok itibarlı olduğunu görünce, askerlik mesleğinden ilmiye sınıfına geçmeye ve İslâm alimi olmaya karar vermiştir.

Hafız Ahmed Şemseddin’in yetişmesi ve ders okuduğu hocaları:

   İlmiye sınıfına geçtikten sonra önce Edirne’de Molla Lütfi’nin derslerine, sonra Kestelli Muhyiddin Mustafa, Hatıpzâde Muhiddin Efendi, Muarrifzade Sinaneddin Yusuf ve Müeyyedzade Abdurrahman Efendi gibi alimlerden ders alarak tahsilini tamamlar.

        Kemal Paşazade Hafız Ahmed Şemseddin’in görevleri:

     Önce Edirne’deki Ali Bey Medresesi müderrisliğine tayin edildi. Bu arada bir Türkçe Osmanlı tarihi yazmakla görevlendirildi. O da TEVARIH-İ AL-İ OSMAN’ı yazdı. Kemal Paşazade Üsküp’te, Edirne’de ve İstanbul’da değişik medreselerde de müderrislik (Öğretim üyeliği) yaptı.

   1515’te Edirne Kadılığına, 1516’da da Anadolu Kazaskerliğine getirildi. Bu görevde iken katıldığı Mısır seferinde padişahtan büyük itibar gördü.

    Bu sefer dönüşünde atının ayağından sıçrayan çamurun padişahın kaftanını kirletmesi üzerine Yavuz Sultan Selim “Ulemanın atının ayağından sıçrayan çamur benim için bir zinet ve bir iftihar vesilesidir. Bu elbisem vefatımdan sonra sandukamın üzerine konulsun.” diye vasiyet etmiştir.

        Kemal Paşazade’nin ilmî kudreti

     Onun asrında yaşayan ulemanın tamamına yakını onu sever, saygı duyar, zekâsını ve ilim gücünü kabul ederdi. Osmanlı uleması arasında ilmî kudretinden dolayı, ” muallim-i evvel” (birinci üstad) ünvanıyla anılmıştır. Talebesi Ebussud da “Muallimü’s-Sani”(ikinci üstad) olarak kabul edilmiştir. Kemal Paşa vefat edince onu seven alimler “İRTEHALE-L-ULUM BİL-KEMAL” (Kemal gitti, ilim bitti) diye üzüntülerini ifade etmişler ve onun ilmî kudretini dile getirmişlerdir.

Kemal Paşazade ilminin ve marifetinin kadrini bu derece yükselten, o büyük cihangir Yavuz Sultan Selim vefat edince (1520) üzüntüsünü şu beytiyle (mersiyesiyle) dile getirmiştir.

AZİMDE NEV-CİVAN VE HAZIMDA PİR

SAHİBÜ’S –SEYF, SAHİBÜ’T -TEDBİR

ŞEMS-İ ASIR İDİ ASIRDA ŞEMSİN

ZİLLU MEMDUD OLUR, ZAMANI KASIR

HAYF SULTAN SELİM’E, HAYF, DİRİĞ

HEM KALEM AĞLASIN ANA HEM TİĞ

Bu beyitlerin manâsı:

Karar vermede yiğit, ifade de önder

Kılıç dostu ama tedbiri kuvvetli

Asrın güneşi, güneşin asri idi

Ömrü kısa ama eserleri kalıcı

Eyvah Sultan Selim’e, yazık ona

Hem kalem ağlasın hem kılıç ona

     Kemal Paşazâde bir hayli âlim ve Şeyhülislâm yetiştirmiştir. (Bunların isimleri yukarıda zikredilmişti)

   Dönemlerinde yaşadığı üç padişahın (II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanunî Sultan Süleyman) sevgi ve saygısını kazanan Kemal Paşazade; Hadis, Tefsir, Fıkıh gibi dinî ilimler başta olmak üzere Tarih, Tıp, Felsefe, Edebiyat ve Dil alanlarında 25 eser vermiş çok yönlü bir alimdir. O devirde benzerine az rastlanan ulu bir çınardır.

  Hakk’ın rahmetine kavuşurken ” YA AHAD NECCINA MIMMA NEHAFU”(Ey bir olan, tek olan Yüce Rabbim! Bizi korktuğumuzdan kurtar umduğumuza kavuştur) duasıyla hayata veda etmiştir.

Kemal Paşazade’nin tasavvuf hakkındaki görüşü

    Bu konuyu yorumsuz olarak TDV İslâm Ansiklopedisinin 25. Cildinin 238-247. sayfasındaki Kemal Paşazade maddesinden aynen naklediyoruz.

   “Felsefi düşünce alanında Fahreddin Er-Razî ekolünü takip eden Kemal Paşazâde tasavvufa karşı olmamakla birlikte şeriatın belirlediği çerçevenin dışına çıkan fikir ve uygulamalara karşı mücadele etmiş, sufilerin yaptığı RAKS, SEMA ve DEVRANIN haram olduğunu ileri sürmüştür.

   Kemal Paşazâde, birçok İslâm alimi gibi tasavvufun asıl istikametinden sapmasını hoş karşılamamış, toplumun düzenini ve devletin bekasını tehdit edecek hareket ve davranışların ortaya çıkmasını engellemeye çalışmıştır.

   Vasiyetnamesinde cenazesinin dervişane bir şekilde kaldırılmasını ve kabri üzerine de türbe yapılmayıp sadece bir taş dikilmesini istemesi de onun ne derece İslâm’a bağlı, mütevazı bir hayat yaşadığının ispatıdır.”

Hafiz Şemseddin Ahmed büyük bir âlim ve müfessir olmakla beraber güçlü bir tarihçi, değerli bir edip ve kuvvetli bir şairdir. Asırlarca elde edilebilecek bilgisini, eserlerini, başta tıp olmak üzere değişik ilim dallarındaki başarısını kısa sayılabilecek 65 yıllık ömrüne üç yüz den fazla kitap yazarak sığdırmıştır.

    Kemal Paşazâde yalnızca devrinin değil bütün bir Osmanlı medeniyetinin en seçkin âlimleri arasında yer almıştır. Kemal Paşazâde devletin yanlış gördüğü icraatlarını cesurca eleştirmiş ve devlet adamlarını da uyarmıştır.

   Ey Kemal Paşazade!

    Gel seni tarihe gömelim desek sığmazsın. Sana Allah ğani ğani (bol bol) rahmet eylesin.(Amin)

 Bu incelemeyi yaparken istifade edilen kaynaklar:

1- TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt:25, Sayfa:238-247

2- Ömer Nasuhi Bilmen,  Büyük Tefsir Tarihi Tabakatü’l Müfessirin, Cilt: 2 Sayfa: 635.639

Yorum Yapın

Navigate