“FETÖ” NEDEN TERÖR ÖRGÜTÜ LİSTESİNDE DEĞİL

“HİZMET HAREKETİ” DEĞİL DE NEDEN FETÖ?

M.Fethullah Gülen’in “Cemaat” yapılanması;1960’lı yılların ortalarında kurulmaya başlandı. Bu yapı, 1980 darbesi sonrasında her dönemin iktidarları tarafından faaliyetlerine karışılmayan, iktidara siyasi getirisi olan “destekçi” olarak da görüldü. İktidarların bu tavırları ile yapı; TSK, Emniyet ve Yargı kurumları başta olmak üzere devletin sinir noktalarına yerleşti ve buralara hâkim oldu.

İlk başlarda, Gülen ve himayesindeki kişilerin yürüttükleri faaliyetin adını “HİZMET HAREKETİ” olarak nitelendirmekteydi. Bu şekilde çalışma sürdürmelerine rağmen, 17-25 AKP iktidarı tarafından, Aralık 2013 vakasından sonra ismi “Paralel Devlet Yapılanması” (PDY) diye adlandırılmış olan yapı, 15 Temmuz 2016 vakasından sonra da, “Fethullahçı Terör Örgütü” (FETÖ) olarak lanse edilmiştir.

Devleti ele geçirmeye yönelik her türlü illegal terör faaliyetini yürüten, uluslararası tanımlamalara göre de bir “terör” oluşumu olduğu sabit olan yapıya karşı mücadele yapıldığı bilinmektedir. Bu oluşuma karşı yürütülen mücadeleyi güçlendirmek ve uluslararası platformda destek bulmak için yapılması gerekenlerden ikisinin yapılmadığı göze çarpmaktadır.

HİZMET HAREKETİ veya FETÖ, BMGK ve AGİT Terör Listesinde neden Yok?

İktidarın verdiği isimle FETÖ; kamuoyunda “Ergenekon”, “Balyoz” gibi “Kumpas” isimleriyle anılan davalar ile adalet teşkilatı üzerinde oluşturduğu etkisini göz önüne serdi.

 

İktidar tarafından ancak 17/25 Aralık ve 15 Temmuz vaka’ları ardından terör örgütü olarak nitelendirilebilen “HİZMET HAREKETİ”; Türkiye’nin son 10-12 yılına damga vurdu. Ülkeye ve millete büyük hasarlar veren Gülen’in devleti ele geçirmek üzere oluşturduğu yapı iş işten geçtikten sonra teşhis edildi.

16 Kasım 1937 Cenevre sözleşmesi ile başlayan uluslararası “TERÖR” tanımlaması ceza hukukuna alınması ile ilgili bir seri sözleşme ve Avrupa Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlaması yapılan “Terör Örgütü” kapsamına alınan örgütler çerçevesinde “PDY” ya da “FETÖ” ismi ile tanımlanan bir terör örgütü bulunmamaktadır. Anılan yapılanma 17/25 Aralık ve 15 Temmuzda yapılan fiili eylemlerde kendilerini herhangi bir isimle tanımlamamış ve bu eylemleri üslenmemiştir. Eylemleri üstlenmemek terör faaliyetini elbette yok saymaz.

Varlığı eylemleri ile sabit, kendilerini “HİZMET HAREKETİ” olarak tanımlayan terör faaliyeti içerisindeki bu oluşum neden BM. Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi uluslar arası platformda Terör Örgütleri listesine “Terör Örgütü” olarak dâhil ettirilmemiş, kabul ettirilmemiştir.

Buradaki en önemli etken ortada kendisini FETÖ diye tanımlayan oluşumun yaptıkları faaliyet ve eylemleri bu isimle üslenmemeleri, oluşuma karşı yapılan mücadele kapsamından yargıya intikal eden faillerin, “HİZMET HAREKETİ” mensubu olmalarıdır. Buna rağmen AKP iktidarı tarafından ısrarla FETÖ diye adlandırılması nedeniyle Türkiye’de faaliyet gösteren, Türkiye Cumhuriyeti devletinin mücadele ettiği, 15 Temmuz 2016 tarihinde devleti ele geçirme kalkışmasını gerçekleştiren yapılanma, uluslararası platformda “Terör Örgütü” olarak görülmemektedir.

Devletin sinir noktalarına kadar yerleşmiş olan Gülen cemaati “HİZMET HAREKETİ” AKP iktidarı tarafından önce PDY sonrasında FETÖ adını vermelerinin nedeni nedir?

Bu terör yapılanması ile ilgili ikinci önemli husus da devleti ele geçirmeye yönelik, terörist faaliyet gösteren bu yapılanma, iktidar tarafından ısrarla FETÖ diye adlandırılmaktadır. Yaptıkları eylemleri bir örgüt adı ile üslenmemelerine rağmen, faillerin yargı aşamasında “HİZMET HAREKETİ” mensubu olmaları münasebetiyle, kendisini bir örgüt olarak tanımlamasa dahi, yaptıkları eylemler, BMGK ve AGİT kapsamında terör faaliyeti olması bakımından bu oluşumun adının “HİZMET HAREKETİ” olarak terör örgütü listesine kabul ve tescil ettirilmesi gerekmektedir.

Ancak bu konuda herhangi bir girişim yoktur. Bunun en önemli nedeni ise, FETÖ diye adlandırılan terör örgütünün “HİZMET HAREKETİ” olarak anılması ve “Terör Örgütü” olarak tescil edilmesi ile gerek Türkiye, gerekse yurtdışında birçok kişi ve kurumun terör ilişkisini ortaya çıkaracaktır.

Devleti ele geçirme faaliyetinde olan yapılanmanın “HİZMET HAREKETİ” olarak anılması ve bu adla uluslararası platformda “TERÖR ÖRGÜTÜ” olarak kabul ettirilmesi neticesinde. Hükümet ve AK Parti başta olmak üzere eski, yeni bakan, milletvekili ve siyasiler, kamu görevlileri, iş adamları vs. bugüne kadar FETÖ kapsamında adları anılmamış çok sayıda “HİZMET HAREKETİ” ile ilişkisi olan kişi, terör kapsamında TERÖRİST olarak adli işlem görecek ve hüküm giyecektir. Bu nedenle FETÖ diye üzerine ısrarla vurgu yapılan “HİZMET HAREKETİ” hakkında terör örgütü tescili yapılmamaktadır.

Ülkeye büyük zarar veren bu yapının ne yazık ki başta TSK olmak üzere devletin pek çok kurumunda hâlâ uyuyan hücrelerinin varlığı bilinmektedir. Bununla birlikte, başka önemli bir hata(!) ise “Hizmet Hareketi” isimli terör yapısının banisi ve önderi olan M. Fethullah Gülen’in 05.06.2017 tarih ve 30087 sayılı resmi gazetede yayınlanan ilân ile Türk vatandaşlığından çıkarılmasıdır. Gülen’in 16 Kasım 1937 Cenevre ”Terörün Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”nin 8. maddesine göre terörist olarak nitelenmemesinden dolayı ABD’den iadesi mümkün olamayacağı bilinmelidir.

Yorum Yapın

Navigate