Kıbrıs Türkü’nün Kültür Mücadelesi: “Okulumuza Dokunma”

 

SaLih MISRAL

19 Aralık 2016 dünü, Sayın Zorlu büyük bir nezaket göstererek Bayrak Türk Dünyası Kurultayı masası sorumlularımızı Lefkoşa’da şahsen karşıladı. Sayın Töre İle Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Ulusal Meclis’teki temaslarımızı sağlamak için yol alırken, arabayı kullanan mütevazı lider ani bir manevra ile aracı durdurdu. Kıbrıs Hala Sultan okullarının kapatılması için devam eden süreci protesto eden vatansever grubun arasına daldı. Neler olduğunu bize izah ederken bir yandan da avukatlar ile Yüksek Yargı binası önünde temaslar sağladı. Sayın Töre’nin Anavatan’dan dostlarımız geldi, yalnız değilsiniz sözleri üzerine Kıbrıs Türkü’nün cefakar evlatları büyük bir hasretle Bayrak temsilcilerinin etrafında toplandılar.   

Aşağıda bu Hala Sultan İlahiyat Kolejinin kapatılma sürecinin protesto edildiği gösterilere katılan  birkaç Kıbrıs Türkü ile yapmış olduğumuz kısa söyleşiler yer almaktadır. Kolej diye tanımalanması Türkiye bizim kullandığımız manasında değildir. Malum ülkemizde Kolej paralı eğitim veren özel kurumlardır. Kıbrıs Türk eğitim sisteminde ise yabancı dille eğitim veren devlet okullarına “Kolej” denilmektedir.

Bayrak: Kısaca burada toplanma amacınızı anlatabilir misiniz? İsim vermek istemezseniz de kabulümüzdür.

–Yo yo veririm gayet, burada durduğumuza göre. Benim ismim Ayşe Bakır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşıyım, burada doğdum büyüdüm. İki kızım var; biri lise bire, diğeri orta sona giden. İkisi de tesettürlü. Kendi istekleriyle örtündüler. Bunun yanında inancımızın ilmini öğrenmek istiyorlar. Kur’an öğrenmek istiyorlar, doktor da olmak istiyorlar. Peki, söyler misiniz yani, ben çocuğuma “açıl, tesettürünü çıkar, doktor olmak için” mi diyeyim? Öyle bir istekte mi bulunayım yani? Bu sendika bunu mu istiyor? Ben bu yaşlarına kadar özel eğitim aldırdım. Ve diyorlar ki bir de; madem yabancı eğitim istiyorlar, onların törelerine göre yaşasınlar. Ee peki siz İngilizce’yi öğreniyorsunuz, onların törelerini yaşamak için mi öğreniyorsunuz? Yoksa iletişime girmek için mi? Bu da bize gerekli olduğu için, biz de İngilizceye ihtiyaç duyuyoruz. Siz diyorsunuz ki o zaman örtünüzü atın. Bizim manevi değerlerimiz her şeyden önce gelir.

Bunu engelleyecek gerek öğretmen, gerek okul, gerek müdür, eğer derseler ki bize; hayır bu okulda bu şekilde eğitim yasaktır, o zaman ben kesinlikle kızlarımı okutmayı düşünmüyorum. Bunun sorumlusu olarak da bu sendikayı gösteriyorum! Onlardır bunun sorumlusu. Çünkü benim kızlarım örtülerini açmak istemiyorlar. Burada doğdum tekrar söylüyorum. Buranın âdetleriyle büyüdüm. Fakat burada sadece dine karşı olan insanlar yok. Biz de onlardan biriyiz. Yani, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin vatandaşıyız ve dinimiz, Allah’ımız bir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav.), onun yolunda gidiyoruz. Burada doğduk, büyüdük. Burada bulunmamızın amacı burada inandığımız gibi yaşayabilmektir.

Bayrak: Allah yardımcınız olsun…

Bayrak Sizin de Bu konudaki görüşlerini Alabilir Miyiz?

Hala sultan ilahiyat koleji KKTC anayasasına uygun olarak devletin izinlerine tabi olarak bakanlığın izinlerine tabi olarak açılmış bir okuldur. Okulun bütün öğretmenlerini devlet gönderir bütün hizmetlerini devlet verir öğrencilerde vatandaşın okumak isteyen vatandaşın okuduğu bir okuldur.  Bu okula hiçbir öğrenci  zorla alınamaz zorla da gönderilemez. İsteyen istediği okula gidebilir. Tabii ki Müslüman bir ülkeyiz Müslüman bir ülkede olması gereken dini inançları ibadetleri öğrenmek için bu adada hiçbir okul yoktu bu güne kadar.

2012 yılında Hala Sultan ilahiyat kolejimiz açıldı şu anda da okula kayıt yaşındaki çocuklarımızın %30’u Ada genelinde tercih ediyor.  Okulu tercih eden öğrencilerinde %30’u kayıt olabiliyor. Dışarda çocuklarımız tam olarak kayıt alamıyoruz. Maalesef bu ülkede, devletini tanımayan, bayrağını tanımayan, kendi idaresini tanımayan, bakanlığını tanımayan terör odaklarıyla iç içe kaynaşmış, buradaki Pkk yandaşlarıyla birlikte Türkiye’de içeri alınan milletvekilleri için yürüyüş yapan bir sendika var. Sendika “Dağın Kadın Hali” diye burada bir kitap yazılmıştır. Kendi salonunda değerlendirmiştir  ve o kitaba ödül vermiştir. Ve o kitabın pankartlarını da okullara asmıştır. Yani bu sendika bir İşid, bir Pkk, bir Fetö ne ise oradan beslenen nemalanan bir gruptur. Buradaki yüzü budur.

Ama biz Yüce Yargıya da güveniyoruz. Buradaki Hala Sultan gönüllülerine de güveniyoruz. Bu okulumuzu kapatamayacaklar. Onlar da biliyor kapatamayacaklarını ancak çamur at izi kalsın misalidir yaptıkları. Bugün Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin kolej kısmının öğrencilerin kayıt dönemi başladı amaç kaydı engellemek. 22 Haziran’da eylem yaptılar. Orta okulların kaydı başladı burada.

Kolej kolej denildiği zaman Türkiye’de özel okullar akla gelir. KKTC’mizde yabancı dil eğitim veren okullar kolej statüsünde. Türkçe eğitim veren okullar normal okul statüsündedir. Bu okul devlet okuludur. Biz de bu ülkenin vatandaşlarıyız çocuklarımızın burada eğitim görmesini istiyoruz.

Bir başka Vatanseverimizin sözlerine de kulak verelim. Bu ifadeler Rumların Türk halkına yönelik olarak yürüttüğü “soğuk savaşın” vardığı durumu net bir şekilde gösteriyor.

Bayrak: Mahkemeden tam olarak talebiniz nedir?

Derhal mahkemeler biterek devletimizin verdiği izinlerin uygulanması çocuklarımızın rahat bir şekilde okullarına devam etmesi. Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu. Mezun olan çocuklarımız tedirgin diploması ne olacak diye.

Bayrak:  Mahkemelerin önceden verilen diplomaların statüsünün ve kayıt döneminin kesinleşmesi için karar verilmesini istiyorsunuz.

Bu davayı açan sendika İlahiyat Kolejinde okuyanlar canlı bomba olacak diye bir suçlama getirdi. Bu çok büyük, canice bir suçlamadır. Esasında cani onlardır. Çünkü bu okulda yetişenler dinine, imanına maneviyatına milli değerlerine vatanına bayrağına saygılı olan insanlardır. Dinini öğrenen insanlardır dolayısıyla bu insanlardan tehlike gelmesi mümkün değil . Ama bunlar “kiliselere özgürlük” diye pankartlar açarken,  KKTC’de kiliselere ibadet özgürlüğü isterlerken, kendi camilerimize ilahiyat kolejimize de amansız bir savaş veriyorlar. Bu sendikanın yapısı budur.

“Ey Ankara, ne memurunu, ne askerini istemiyoruz” diyen sendikadır. İlahiyat kolejini de istemiyor Türkiye’den gelen suyu da istemiyor, Türk askerini istemiyor , Türkiye’den gelecek elektriği istemiyor, istiklal marşını istemiyor… Böyle bir sendika dava açıyor dava da çok uzuyor. Bizim isteğimiz mahkemenin çok uzamaması manevi yönden bize büyük zarar veriyor. Bu çocuklarımıza zarar veriyor. Dolayısı ile bir an önce sonlanması gerekir. Milli eğitim  bakanlığına müfredatına uygun olarak açılmış bir okulumuzdur burası ve milli eğitim bakanlığının tayin ettiği öğretmenler tarafından eğitim ve müfredat yürütülmektedir. Ama gelin görün ki  bu sendika ve buna benzer bazı sendikalarda resmen İslamafobi  anlayışı ile düşmanlık yapıyorlar. Rum tarafından destek alıyorlar, Avrupa birliğinden destek alıyorlar. Özeti budur.

Bu sendika Türk düşmanı, bayrak düşmanı, Anadolu düşmanı ve Rum İsveç büyük elçisine gidip ara bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devletinin burada böyle bir okul yaptırdığını Avrupa birliğine şikayet etti. Yani bunlar, ne mensup olduğu KKTC devletini, ne milli eğitim bakanlığını tanıyor ne de bayrağı tanıyorlar.

Yani geçmişi ve amacı belli olan bu sendikanın şikayetinin mahkemelerin bu davaları kabul bile etmemesi gerekiyordu. Bizim ağırımıza giden de budur. Bir süreç başladığı zaman 75 gün içinde itiraz edilmesi gerekiyor. Bu okul açılıktan 1.5 sene sonra mahkemeye verdi bu insanlar. Normalde bu mahkemenin kabul etmemesi gerekiyor. 22 haziranda okulumuzda bir eylem yaptı bu sendika ve orta okulların kayıt döneminde ve biz orada engel olduk set olduk. Başarılı olamadılar ve bu sendika kalktı ara bölgede Rum milletvekilleri ile Rum sendikaları ile program yaptılar. Ve orada Hala Sultan Kolejini bahane ederek Türkiye Cumhuriyeti’mizi bizi Avrupa birliğine şikayet ettiler. Avrupa birliği ne yaptı biliyor musun bu sendikanın başındaki şahsa Avrupa birliği vatandaşlık ödülü verdiler. Plaketle ödül verdiler.

Yorum Yapın

Navigate