İktidar Partisi Güç ve Güven Kaybediyor

SEÇİM KAVGASINA KENDİSİNİ KAPTIRAN PARTİLER!

AKLINIZI BAŞINIZA ALIN, ÜLKEYİ PARÇALAMAYIN, ÜLKEYİ CEPHELERE AYIRMAYIN!

2019 yılı seçimleri günler önce ardımızda kaldı. Her şeyden önce bu seçimlerin ülkemiz, İslâm dünyası, Türk âlemi ve insanlık için faydalı ve hayırlı olmasını niyaz ederim. Yapılan bu seçimlerin sonuç olarak adı üstünde mahalli seçim olduğunu unutmayalım. Abartmayalım. Her şeyden önce bu seçimlerin mahalli idarelerde bir nöbet değişimi olduğunu hiç unutmasın liderler.

Beka Nedir, Fena Nedir?

Şurası apaçık bir hakikattir; seçimler Türkiye için ne beka ne fena meselesidir. Kimse alınmasın ama sanki Cervantes’in Don Kişot romanının tiyatrosunu seyrediyoruz. Romanda, eski zaman şövalye yaşamının hayallerini kuran, aklı gelip giden Don Kişot, yel değirmenlerini ejderha sanmaktadır. O, atı üzerinde, mızrağı da elinde, okuduğu şövalyelik hikayelerindeki savaşçılara özenmektedir. Yanında seyisi, yardımcısı Sanço ile birlikte, hayalhanesinde canavarlarla savaşmaktadır. Seçimlerin Türkiye için bir beka meselesi saymak da Don Kişotvari bir yanıltıcı hayale dalmak değil midir?

Seçimleri Ülkenin Beka Meselesi Saymak Neden Tehlikeli Bir Yanılgıdır?

Övüyor musunuz, gömüyor musunuz? Seçimlerin bir beka meselesi haline geldiğini söylemek ve halkı inandırmaya çalışmak, ne yazık ki hem yanlış hem de tehlikelidir. Neden? Çünkü hukuk devletinin ve hukukun yok edildiği bir ülkede, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi saçmalığı ne anlam ifade ediyor?

Türkiye’nin tarihsel olarak bir varlık ve beka meselesi vardır. Jeo-politik ve jeo-strateji açısından Türkiye ve Türk Milleti daima bir beka stratejisi vardır. Aktüel olarak Türkiye ve Türk Milleti bir varlık ve beka meselesi ile karşı karşıya gelmişse bunun bize inandırıcı bir şekilde açıklanması gerekir.

Türkiye’nin her yönden güçlendirdiğini söylemekte ısrar eden bir iktidar ve ona daima yardımcı ve yedekçi olan bir partinin oluşturduğu koalisyonun yıllardan beri iktidarda olmalarına rağmen Türkiye’nin aktüel olarak bir beka meselesi ile karşı karşıya olduğunu söylemek AKP yönetimine karşı yapılmış en yıkıcı tenkit anlamına gelmekte değil midir? Demek ki 17 seneden beri iktidarda oturan bir parti, yani AKP, Türkiye’nin bir ölüm kalım meselesi ile karşı karşıya gelmesine mani olmamıştır demektir.

Beka kavramına yakından bakarsak şu gerçekleri görürüz. En anlamlı açıklama mezar taşlarındaki o veciz ifadede mevcut “Her şey fena bulacak yalnız Rabbinin yüzü baki kalacaktır.” Yani “Türkiye, var olmak ve yok olmak tehlikesi ile karşı karşıya” demektir. O halde bunun arkasından, halkı “Kalkın ey ehli vatan!” diye bağırıp ayaklandırmak gerekir. Peki durum böylesine tehlikeli ve vahimse olağanüstü ve etkili tedbirler almak gerekmez mi? Türkiye’nin bir beka meselesi ile karşı karşıya olduğu söyleyenlerin dillerinin altındaki baklayı çıkarmaları gerekir. Aksi halde “yalancı çoban” durumuna düşerler.

Beka Fena (Ölüm Kalım) Meselesi Ne Demektir?

İnsanlık tarihine bir göz attığımızda tarih bize bugün sadece isimleri kalmış milletlerin yaşamış olduğunu gösteriyor. Etiler, Sümerler, Elenler, Akat, Aztek toplulukları nerede? Hepsi tarih. Ama bu kayıplara karışmış ve tarih olmuş milletlerle beraber varlığını koruyabilmiş milletler de vardır.

Gelelim Mahallî Seçim Sonuçlarına! İktidar Partisi Güç ve Güven Kaybediyor!

Mahalli seçim sonuçları yaklaşık olarak ortaya çıktı. Kesin sonuçların rakamları bu yazının kaleme alındığı saatlerde açıklanmış değildi. Ama görünen o ki 17 yıllık iktidar partisi, bütün zorlamalara, tehditlere, sandık hilelerine rağmen (mesela 250.000 oyun geçersiz sayılmasına rağmen) umduğunu bulmuş değil. Her halde Sayın Erdoğan korkulu sonuçlarla karşılaşacağını önsezi ile hissetmiş ve arkadaşlarını uyarmıştı. Bu kehanet: “Milletin gönlünün alınamadığı yörelerin varlığı ile ortaya çıktı.” Sözünde gizli. Ne beka meselesi tehdidi ne de sözde istikrar için Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ucubesi hayal olarak kaldı. Ülkemizde sorumsuz ama öldürücü yetkilere sahip kılınan YSK başta olmak üzere antidemokratik kurumların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Yani “yapısal reformlara” ihtiyaç var.

Yorum Yapın

Navigate