SURİYE SAVAŞI’NDA SON DURUM:İÇ SAVAŞIN BLANÇOSU

Çatışmaların devam etmesi nedeniyle kesin rakamlara ulaşılması çok güç olsa da, sekiz yıl içerisinde yaklaşık 500 binden fazla insanın hayatını kaybettiği yönünde ortak bir kanı söz konusudur. 8 yıldır devam eden iç savaş sırasında düzenlenen 336 kimyasal saldırının yüzde 98’i Esad rejimi tarafından yapıldı. Saldırıların 6’sı terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirildi.  Solunduğunda “hidroklorik” aside dönüşen “klor” gazı kullanıldı.

  • 6.2 milyon insan ülke içinde yerinden edilmiş durumda, bu insanların 871 bini kamplarda yaşıyor, % 64’ü gittiği yerde ev kiralamış,
  • 5.7 milyon Suriyeli kayıtlı olarak sığınmacı statüsünde başka bir ülkede yaşıyor, ( Prof.Dr.Ümit Özdağ, şu ifadeleri kullandı: “Kayıtlı 3.8 milyon, kayıtsız 1.5 milyon toplam 5.3 milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli sorundur. Sayıları hızla artan ve 2040’da 10 milyona çıkacak olan Suriyelilerin Türkiye’de kalması durumunda Türkiye ağır krizler içinde iç savaş ve parçalanma sürecine sürüklenecektir.)
  • Yalnızca 2018’de 1,6 milyon insan ülke içerisinde yer değiştirmek zorunda kalmış vaziyette,
  • 1.5 milyondan fazla insan savaş nedeniyle uzuv kaybı yaşamış ya da engelli haline gelmiş,
  • 11.7 milyon kişi insani yardıma muhtaç halde,
  • Sağlık tesislerinin % 46’sı tahrip edilmiş durumda,
  • Her 3 okuldan birisi tahrip edilmiş, 2,1 milyon çocuk okula gidemiyor, 1,3 milyon çocuğun ise okula gidememe riski mevcut,
  • Ülkenin kanalizasyon sisteminin % 50’si tahrip edilmiş halde,
  • 15.5 milyon insan su ve hijyene ulaşımda güçlük çekiyor,
  • 9 milyon insan gıda yardımı bekliyor.

Son bir yıla bakacak olursak:

  • 1.436’sı çocuk, 923’ü kadın olmak üzere toplam 6 bin 964 sivil çatışan taraflarca öldürüldü,
  • 4.162 insan Suriye rejimi güçleri, 471 kişi de ABD öncülüğündeki koalisyon tarafından düzenlenen saldırılarda hayatını kaybetti,
  • Rejim güçleri yıl 355’i çocuk, 596’sı kadın, toplam 5 bin 607 kişiyi zorla alıkoydu,
  • Terör örgütü PKK/PYD, işgal ettiği bölgelerde 83’ü çocuk, 74’ü kadın, toplam 965 kişiyi; IŞİD terör örgütü ise 28’i çocuk, 13’ü kadın, toplam 338 kişiyi çeşitli nedenlerle alıkoydu,
  • Esed rejimi ülkenin farklı bölgelerinde 6 kez kimyasal saldırı düzenledi,
  • Yaklaşık 670.000 insan yerinden edildi.(1)

KİMLER BU SAVAŞTA ROL ALDI?

Arap Baharı olayları neticesinde birçok ülkede iç karışıklıklar ve yönetim değişiklikleri meydana geldi, çok sayıda insan hayatını kaybetti. Ancak diğer ülkelerde meydana gelen olaylarla kıyaslandığında; Suriye iç savaşına diğer bölgelerdeki çatışmalara nazaran daha çok sayıda aktörün dahil olduğunu görüyoruz. Bu rol alanlara bir göz atalım:

SURİYE:

Rusya ve İran’ın Suriye iç savaşına Suriye rejimi lehinde müdahil olmasının ardından ülkedeki yönetim gücünü yavaş yavaş ancak artan şekilde koruyan Beşar Esad, sekiz yıl süre içerisinde ülkenin batısında konumunu sürdürmeyi başarmış, ülkenin doğusunda kalan alanlarda kendisine yönelik muhalif silahlı grupları da etkisiz hale getirmek için gücünü toplamaya başlamıştır.

Suriye rejiminin silahlı gücü ve emniyet-istihbarat teşkilatı “Muhaberat” Rusya ve İran’ın da desteği ile Fırat nehri batısında sekiz yıl içerisinde Halep dâhil beş önemli bölgede kontrolü sağlayabilmiştir. Zorunlu askerlik sisteminin devam ettiği, savaş öncesi 220.000 askerin görev yaptığı Suriye rejim ordusunun hâlihazırda yaklaşık olarak 25.000 askerlik bir gücünün savaşma kapasitesinin olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca 2011 yılından bugüne kadar yaklaşık 100.000’den fazla askerin ordudan firar ettiği de söylenmektedir.

“Şebbiha” olarak isimlendirilen, sayılarının 10-15.000 civarında olduğu ifade edilen hatta sekiz yıl içerisinde sayılarının 40.000’e ulaştığı iddia edilen, Esad ailesine bağlılığı ile de bilinen milis güçlerinin de varlığından bahsetmek gerekir. 70’li yıllarda baba Esad tarafından Milli Savunma Ordusu olarak kurulan Şebbihalar, Suriye’deki krizin başlangıcından itibaren sokaklarda görünmeye başlamış,  Şebbihalar çok sayıda insanın ortadan kaybolmasında, toplu göz altıların yaşanmasında, gözaltı işkence işkencelerinde, halk arasında yoğun ve bilinçli bir korku yaydığı da bilinmektedir.

2011 yılından itibaren ülkenin batısını kontrol altında bulundurmaya çalışan Esad rejimi, Fırat’ın batısındaki PKK/PYD terör örgütünün ana çatısını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleriyle (SDG) hemen hemen hiç mücadele etmemiş ve hatta SDG ile temaslar kurarak PYD terör örgütünü güçlenmesine göz yummuş, Fırat’ın doğusunu terör örgütüne bir anlamda hediye etmiştir. (Nedenini Türkiye olarak sorgulamalıyız.)

RUSYA:

Suriye iç savaşının belki de en önemli aktörü Rusya’dır. ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan Esad karşıtı muhalifleri desteklerken, IŞİD terör örgütü Suriye’ye yayılmış, ülkedeki Esad karşıtlığı, IŞİD tehdidinin yayılmasının ardından Eylül 2015’de Suriye’de sahaya inen Rusya, Suriye iç savaşının seyrini değiştiren hamleler yapmıştır. Suriye ve Rusya hükümetleri arasında 18 Ocak 2017’de varılan anlaşmaya göre son derece kritik bir lojistik merkez olan Tartus Deniz Üssü, Rusya’ya 49 yıllığına kiralanmıştır. Rusya bu üste nükleer savaş gemileri de dahil olmak üzere 11 savaş gemisi bulundurma hakkını elde etmiştir. Rusya’nın diğer askeri varlığı ise Hmeymim Hava Üssü’nde konuşludur. Bu üs 30 Eylül 2015’te faaliyete geçmiştir. Üste Rus yapımı SU-24, SU-25, SU-34 savaş uçakları ile Mİ-24 ve Mİ-8 helikopterleri konuşludur. 23 32 uçak, 16 helikopter, 9 tank, 2 hava savunma sistemi ve 2000 askeri ile Himeymim üssünde bulunan Rus askeri güçleri, Tartus’da çoğunluğu lojistiği destekleyen olmak üzere 1.700 asker bulundurmaktadır.(2)

Rusya askeri üslerini tesis etmesinin ardından Suriye’ye yoğun bir hava desteği sunmuş, ülkenin batısında kalan alanda hava üstünlüğünü tesis ederek Suriye Rejim güçlerinin alanda kontrolü tesis etmesine büyük katkılar sunmuştur. Savaşın başından bu yana  Rusya; 112 askerini, 8 uçak, 7 helikopter ve birkaç zırhlı aracını kaybetmiştir.

İRAN:

Devrim Muhafızları ile birlikte 2011 yılı son aylarında Suriye iç savaşında yerini alan ilk ülke olmuştur. İran Şam, Humus, Halep, Hama ve çatışmalı bölgelerde toplam 16 üs inşa etmiştir.25 Lübnan Hizbullah’ına destek olmak, İran’dan İsrail’e uzanan lojistik karayolunun kontrolünü ele geçirmek, Suriye’de kontrolü Sünnilere terk etmemek maksadıyla Suriye iç savaşına dahil olduğu görüşü ağır basmaktadır. Bunun için Afganistan ve Irak kökenli çok sayıda Şii milisi Şam yönetimi saflarında Suriye’ye gönderdiği de bilinmektedir.

Tümgeneral Kasım Süleymani komutasında yaklaşık 7.000 askerden oluşan kendi askeri birlikleri, 6-8.000 arası Lübnan Hizbullahı, 4-5.000 Iraklı Şii milis ve 2-4.000 arası Afgan Şii savaşçısı olduğu tahmin edilmektedir.

İSRAİL:

İsrail sahada askeri birlikleri ile olmasa da İran’ı sınırlamak adına özellikle hava gücüyle Suriye iç savaşındaki varlığını hissettirmiştir. İsrail’in Suriye’de Dürzi muhalifleri de desteklediğine yönelik  bilgiler bulunmaktadır. Moskova ile birlikte çalışarak kendisi için riskleri en az seviyede tutmak ve sınır güvenliğini sağlamak olduğu söylenebilir.

  • İran’ın Suriye’deki varlığını kontrol altında tutmak ve İran’ın Hizbullah’a silah aktarımını engellemek, • Esed Rejiminin İsrail’e tehdit oluşturamayacak kadar zayıf kalmasını sağlamak, • Golan Tepelerini elde bulundurmak, • Radikal terör örgütlerini sınırlarından uzak tutmak maksadıyla çok sayıda hava harekâtı düzenlediği söylenebilir.(3)

ABD:

Rusya’nın Suriye’de varlık göstermesi, IŞİD tehdidinin Suriye’ye yayılma hızının artması, ABD’nin 2015 sonlarında ilk kez özel kuvvet unsurlarını Suriye’nin kuzeydoğusuna göndermesine neden oldu.  ABD’nin Suriye’de bulunmasının temel nedeni Suriye’de bir PKK terör devletçiği kurulmasının alt yapılarının hazırlanması, Türkiye’nin kurulacak terör devletçiği bölgesinden uzak tutulması idi.

ABD askeri üsleri, Türkiye sınırına yakın, terör örgütü PKK/YPG’nin işgalindeki bölgelerde yer almaktadır. Münbiç, Kamışlı, Tabka, Darbesiye, Rümeylan ve Ayn el Arap’da ABD’nin hava üsleri bulunmaktadır. Haseke’de ise ABD’nin bir radar üssünün yer aldığı bilinmektedir. 2015 yılından itibaren ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde ikisi hava üssü, diğerleri ikmal, yakın destek ve operasyon üsleri olmak üzere 10 üssünün bulunduğu bilinmekte iken ABD bölgedeki askeri varlığını zaman içerisinde genişletmiştir. ABD, Suriye’nin kuzeyinde daha önce PKK terör örgütünün uzantısı PYD’nin denetimindeki Derik, Tabka, Rimeylan, Hol, Şedadi, Ayn el Arap, Eyn İssa, Menbiç, Rakka, Haseke, Irak sınır hattındaki Tanaf (ÖSO’nun kontrolünde) ve Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi karşısında yer alan Tel Abyad’da toplam 22 askeri üs kurmuştur.

2018 yılı sonlarında ABD, Türkiye’nin PKK/PYD terör örgütüne müdahalesini önlemek, terör örgütünü koruma altına almak maksadıyla; Türkiye Suriye sınır hattı üzerinde gözlem noktaları açmaya başlamıştır. Gözlem noktalarının ilki Aşık ile Ayaş köylerini bağlayan yol üzerinde. İkincisi Şanlı Urfa’nın Yeşiltepe köyü karşısında Musa Tepe’sinde, Üçüncüsü Ceylanpınar Tarım işletmelerinin karşısında Hınzır köyü tepesinde, dördüncüsü de yine Ceylanpınar’ın 5 km batısında Erkam tepesindedir.

2017 yılında toplam 430 milyon ABD doları, 2018 yılı için ise 500 milyon ABD doları karşılığında silah ve teçhizat yardımı yapmıştır. PKK/PYD’ye verilen silah ve araçların, Suriye’nin kuzeyinde 13 ayrı noktada depolandığı, bu silahların arasında çok namlulu roket atarlar ve füze rampaları, 80 ve 120 mm havanlar, MK19 bomba atarlar, M4 ve M16 piyade tüfekleri, ABD yapımı BGM-71 TOW-Anti tank füzeleri, insansız  hava araçları ile FGM-148 Javelin anti tank füzelerinin de bulunduğu bilgisi basında yer almıştır.(4 )

ALMANYA:

Ortadoğu’da söz sahibi olmak için çalışan Almanya, IŞİD’le mücadele eden uluslararası koalisyona dört adet Alman Tornado keşif uçağı ve havada yakıt ikmali yapabilen tanker uçağıyla katkıda bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca Ürdün’ün Suriye sınırına yakın Azrak’ta bulunan Muvaffak Salti Hava Üssü’ne konuşlandırılan Alman birliğinde 1.200 Alman askeri bulunduğu değerlendirilmektedir.(5)

İNGİLTERE:

Suriye savaşının perde arkasındaki ismi olan İngiltere daha savaş başlamadan İŞİD ile mücadelede hava unsurlarını kullanacağının kararını almıştır. Bu kapsamda 10 Tornado GR4, 6 Typhoon, 10 Reaper, 1 havadan ikmal uçağı, 2 C130 kargo uçağı, 1 Airseeker Rivet Joint RC135W istihbarat uçağı bulunduğu bilinmektedir.36 İngiltere hava kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılarda 1.019 İŞİD örgütü üyesinin öldürüldüğü bildirilmiştir.

FRANSA:

Gazetelere göre Fransız askerlerinin sayısı 200 civarındadır. Fırat’ın doğusundaki askeri birliklerinin; topçu bataryaları, teknik eleman ve ekipmanları ile özel kuvvetler birliklerinden oluştuğu bilinmektedir. 9 askeri noktasından bahsedilmektedir. Bunlar Ayn İsa beldesi, Harb Işk köyündeki Fransız Lafarge çimento fabrikası, Rakka üssü, Kabiba petrol sahası, Kahar askeri noktası, Tabka havaalanındaki askeri üste ve Münbiç’te Sacur çayı civarındadır.

TÜRKİYE:

Ayrı bir yazı konusu olarak sunulacak, bunun yanında Suriye savaşının ülkemiz üzerindeki etkileri ve Suriye’de neler yaşanabileceği ile neler yapmamız üzerinde çalışmalar yapacağız. Saygılarımla

Kaynaklar:

  1. Suriye İnsan Hakları ağı yıllık raporu 31.01.2019
  2. yy.Ens.Özel Rapor s.
  3. yy.Ens.Özel Rapor s.28
  4. yy.Ens.Özel Rapor s.31
  5. yy.Ens.Özel Rapor s.35

Yorum Yapın

Navigate