Edibâli: Kaybettiğimiz Değerlerimizi Yeniden Bulmalıyız!

Edibali

Ramazan Bayramının ikinci günü Bayrak Sosyal Medya ve Yayın yönetiminden bir grup arkadaşımızla beraber Bayrak Dergisi kurucu başyazarı, Millet Partisi genel başkanı Sayın Aykut Edibali Beyfendi ve Filiz Edibali hanımefendi ile çevrimiçi bayramlaşma gerçekleştirdik.

Kendilerinin çok önemli görevler verdiği, bir ağabeyin, amcanın yeğenleri ile buluşması, bayramlaşması samimiyetindeki sohbeti sunuyoruz. Kurumsallaşması planlanan bu sohbete soruları ve katılımları ile katkı sunan Yunus Emre, Muhammed Bekir İncearık, Akif Akyıldız, Ali Emin Temizer, Seyfettin Özyurt, Sabri Gümüşhan, Aykut Burak Berk, Ali Rıza, Abdurrahman Önel ve Salim Yılmaz’a en içten teşekkürlerimizi sunarız. Toplantının moderatörlüğünü Sayın Burak Bey üstlendi.

Burak Berk: Sayın genel başkanım ekibimiz adına sizi saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.

Edibâli: Çok teşekkür ederim sağ olunuz…

Burak Berk: Sayın genel başkanım, zamanında verdiğiniz talimatınız gereği, iletişimi kuvvetlendirmek üzere çevrimiçi toplantılar düzenliyoruz. İşaret edeceğiniz konuları öğrenmek için ilk çalışmamızı zatı alinizle gerçekleştiriyoruz. Şeref verdiniz.

Edibâli: Ne güzel bir imkân… Bütün yeğenlerim karşımda duruyor.

Çok hoş bir sürpriz oldu. Çok teşekkür ederim. Her nasıl temin ettiyseniz. Gençleştirdiniz beni…

Burak Berk: Zaten gençsiniz sayın genel başkanım.

Edibâli: Doğru, haklısınız ben daha 18 yaşındayım…

Filiz Edibâli: Minik oğlunuz nerede yanınızda mı Burak Bey? Bizim miniklerle nerede? Afacanlar..

Burak Berk: Bugün bir tanesinin doğum günü. Doğum günüm için hazırlık yapılıyor. Diğeri de dört yaş küçük. Beraber içerideler…

Sayın genel başkanım, arkadaşlarla hasbihal ederken zatıaliniz de -eğer müsaitseniz- Bayramınızı tebrik edelim, saygılarımızı hürmetlerimizi arz edelim istedik. Ve sizin de bugüne özel paylaşmak istedikleriniz var ise, talimatlarımızı, duygularımızı, düşüncelerimizi, emirlerinizi bekliyoruz.

Edibâli: Çok teşekkür ederim.  Toplantımızın yöneticisi kim?

Burak Berk: Toplantının sunumu ve oturum yöneticiliğini bendeniz üstlendi. Fikir ve genel yönetim Seyfettin Bey’de, teknik yönetmen Yunus Bey.

Edibâli: Dostları bir araya getirdiniz, hatırlattınız… Gerçi bizler unutulmaz bir davanın mensuplarıyız. Kardeşiz. Biz birbirimizi unutmayız. Her birinizin yeri bu milletin tarihinde, bilincinde çok ayrıdır. “Altın nasıl” diye bir tanımlama vardır ya siz “elmas nesilsiniz”. Pırıl pırılsınız. Allah hepinizi korusun, çalışmalarında muvaffak etsin.

Yunus Emre: Burak Bey söz alabilir miyim? Sayın genel başkanım 90’ların sonunda sizinle yapılan bir röportajdan bir bölüm aktarmak istiyorum. Tamamını değil küçük bir bölümü aktaracağım müsadenizle. Bayrak dergisine verdiğiniz demeçte şunları ifade etmişsiniz: “…hatta 2000’li yıllara girerken istişare düzenini, kura düzenini -adı mükemmel bir demokrasi arayışıdır aslında- internet yoluyla sağlayabiliriz. Bu teoriyi geliştirin.” Siz 22 sene önce bu yaptığımız çalışmayı öngörmüşsünüz.

Edibâli: İşte buna aldım atmışsınız siz. Bu çalışmaya devam edin. Biz hazırız. Çünkü Müslüman ebul vakittir. Vaktin zamanın önünde gidendir. Biz öncü olmak mecburiyetindeyiz. Hem yurdumuz için, hem İslâm dünyası için, hem de insanlık için çok önemli görevlerimiz var. Müslüman yeryüzündeki esas görevini hatırladığında yeryüzündeki sudan da, dünyanın havasından da kendisini mesul hissedecektir. Çünkü biz Müslümanız.

Burak Berk: Bizden bir isteğiniz arzunuz var mı, emirlerinizi bekliyoruz.

Edibâli: Estağfurullah. İsteğim az önce bahsettiğim istikamette çok çalışmanızdır. Bu memleketin çok çalışmamız gerekir. Siz de bu memleketin göz nurusunuz. Birlik içerisinde, intizam ile, gayretle çaba göstermemiz lazım. Çalışmalarımızı başarıya ulaştırmamız lazım. Daha çok insana ulaşmamız daha çok gönüllere girmemiz lazım. İnsanlara fikirlerinizi ulaştırdığınızda ortaya çıkabilecek en büyük sorun taklitlerin peydah olması, önünüze geçmeye çalışmasıdır. Ama endişe etmeyin, taklitler aslının yerini hiçbir şekilde tutamaz.

Burak Berk: Uygun görürseniz sayın genel başkanım, zaman zaman, daha geniş katılım ile sohbetlerinizi, söyleşilerinizi sosyal medya üzerinden yaymayı arzu ediyoruz.

Kaybolan Müslümanları Bulmamız Gerekir Endülüs Müslümanlarının Haklarını Siz Savunacaksınız

Edibâli: Bence çok güzel olur. İyi hazırlanın yapalım. Vazifemiz doğruyu beyan etmek, açıklamak. Bir yanlışımız olursa da, insanlar gösterirse, açıklarsa kendimizi tashih ederiz. Hatalarımızı ortadan kaldırmaya gayret ederiz. Bizim firavuni bir yolumuz yok. “Biz hata yapmayız” demeyiz. Hatalarımız olabilir. Allah’a şükürler olsun ki istikametimiz doğrudur. Bu istikametten de ayrılmayacağız. Allah’ın davası, Resulullah’ın bize emanet ettiği yolu var. Bu dava; atalarımızın kanlarıyla yazılmış, bize emanet bir davadır. Bu yolda atalarımız kanlarını, ilimlerini, şehadetlerini ortaya koyarak ilerlediler.

Asırlar boyunca süren bu kadim davada milletimizin kayıpları da oldu. Onları unutmamamız, unutturmamız gerekir. Kayıpları ortaya koymamız lazım. Dilimizin, dinimizin kaybolan değerleri var. Kaybettiğimiz insanlık değerleri var. bu insanlık mirası, emaneti kayıpları bizim yeniden bulmamız lazım.

İslâm tarihine baktığımızda ıstırapla hatırlatması gereken, Avrupa’da kaybolan Müslümanlar meselesi karşımıza çıkacaktır. Daha dün Endülüs’te kaybolan Müslümanlar ne oldu? Milyonlarca Müslüman’ın akıbeti ne oldu? Onların davasını bugün biz savunamaz mıyız? Bu hazin dava için hiç yoksa insanların ağlanması gerekir. Bir Endülüs günü ortaya koyalım. Uluslararası Gırnata  günü tertip edelim. Bu fikri çalarlar, diye endişe ediyor insan ama çalışsınlar… Yeter ki Endülüs unutulmasın. Endülüs’te binlerce insan öldü. Balkanlar’da milyonlarca kayıbımız oldu. İslâm dünyasında pek çok kaybımız oldu.

İslâm’ın kaybolmuş, unutulmuş, unutturulmuş her bir eserini bulmak bizim için vazgeçilmez bir hedeftir. Kaybolan her bir kıymet; dil, medeniyet, kültür bizimdir.

Hiç bakıyor musunuz Orhun Kitabelerine? “Çin’e gittin kayboldun” diyor. Bizim insanlar Çin’e neden gitmiş?  Orada hükümdar olmak için… Ama maalesef zaman içerisinde kayboluyorlar. Şükürler olsun ki Müslüman olmuşuz. İslâm çok büyük ölçüde Türk milletini korumuştur.

Bugünün şartlarında insanlar; ne dilini ne dinini ne de bunun felsefesini koruyabildi. Kayıpları tespit için çaba sarf edenler olmuş, her birisinden Allah razı olsun. Bu konuda emeği geçen dinimizi, dilimizi, vatanımıza insanlarımıza sahip çıkan bütün büyüklerimize, bütün önderlerimize, âlimlerimize rahmet diliyoruz.

Burak Berk: Çok teşekkür ederiz sayın genel başkanım.

Edibâli: Değerli gençler! İçinde yaşadığımız olağanüstü durumda sağlığımıza dikkat edin. Mutlaka yürüyüş yapınız. Sağlığınızı korumak için ne gerekiyorsa onu yapacaksınız. Kilonuza dikkat edeceksiniz.

Allah’ın Davasında Emeklilik Yoktur

Seyfettin Özyurt: Sayın genel başkanım Bayram’da göndermiş olduğunuz video mesajınızı aldık büyük bir memnuniyetle izledik. Teşkilatımızda büyük bir heyecan oluştu. Sizi yormayacaksak bu çalışmaları tekrar etmek istiyoruz.

Edibâli: Biz gayret kemerlerini kuşandık yürürüz, biz yorulmayız Allah’ın izniyle. İnşallah yorulmadan yolumuza devam edeceğiz. Çünkü bizim bir davamız var. Bir hatıramı nakledeyim. İsmini vermeyeyim, bir arkadaşla bir yolculukta yan yana denk geldik. Vaktinde büyük hizmetleri olan bir âlimdi. “Ne yapıyorsunuz, ne ile meşgulsünüz?” diye sorduğumda. Emekli olduğunu söyledi. Şaşırdım. “Emekli olunca bıraktım” dedi. “Neyi bıraktınız” dedim.

Allah’ın davası nasıl bırakılır. Bu yaptığımız bir memuriyet değildir, emanettir. Senin insani, vicdani görevin. Peki nereye kadar sürmeli bu çaba. Yeryüzünde nifaktan eser kalmayıncaya kadar… Çalış… Peki “fitne” nedir? Görmüyor muyuz, tabiat bozuluyor, insanlar bozuluyor. O halde Müslüman bunları ıslah edecek. Çünkü bütün peygamberlerin esas görevi, istikameti; ıslah etmektir. Biz neden vaktiyle partinin adını Islahatçı Demokrasi Partisi olarak koyduk? Sebebi budur. Mümin’in görevi ıslah etmektir.

Allah  bu istikamette çalışmayı nasip etsin. Bunun için çalışacağız, eksiklerimizi birlikte gidereceğiz. Muannit olmayacağız. Allah bu istikamette çalışmaları nasip etsin, başarıya erdirsin. Bunun için yapılan bütün çalışmalara katılacağız. Hakikati nerede olursa olsun bulacağız. Resulallah; “Hikmet müminin yitiğidir” buyurdu çünkü.

Ben mesela yitikleri aramaya çalışıyorum. Bizim bu medeniyetimiz nasıl doğmuş zamanında? Bu Hazar Türkleri nereye gitmiş? Bir imparatorluğun halkı durup dururken neden Yahudi olmuş? Neden Müslümanlar orada etkili olamamış? Nerde bu Gagavuzlar… Bunlar bizim meselelerimiz… İslâm dünyasının kaybıdır gayrimüslim hâle gelmiş Türkler. Bu insanlara ulaşmanın yolu belli. Onlarla hâlâ aynı dili konuşuyoruz. Bu insanlar Türkçe konuşuyor.

Ne yapılması gerektiği ortadadır. Hazreti İsa’nın güzel bir sözü var. Ona, “Misyonun nedir?” diye sorulduğundan; “Ben Musa’nın kaybolan koyunlarını topluyorum” diyor. Bizim de vazifemiz İslâm dünyasının kayıplarını derleyip toparlamaktır. Bunun için çalışmaya devam edeceğiz. Görev yeterince açık değil mi?

Allah gayretinizi arttırsın. Gözlerinizden öpüyorum. Başka soru var mı?

Burak Berk: Soru varsa arkadaşlar alabiliriz.

Yunus Emre: Soru çok var aslında ama genel başkanımızı yormak istemiyoruz.

Edibâli: Biz yorulmayız Allah’ın izniyle… Anlaşılan siz yoruldunuz…

Seyfettin Özyurt: Sayın genel başkanım yorulmadık ama bu çalışmayı bir deneme yayını olarak hazırladık. Fakat verimli olursa daha uzun ve geniş katılımlı toplantılar yapmayı düşünmüştük.

Edibâli: Verimli olacak… Başka yolu yok. Kendinizi hazırlayın… Biz hazırız.

Hepinize hayırlı bayramlar. Gözlerinizden öpüyorum. Hepinizi çok özledim. Dua edin…  Yeğenlerime, yengelerime selam ediyorum. Büyüklerinize de selam söyleyin… Yakın zamanda yeniden görüşmek üzere..

Burak Berk: Ellerinizden öpüyoruz sayın genel başkanım. Hürmetlerimizi arz ediyoruz. Selamınız baş üstüne…

1 Comment

  1. Arif Durusu Reply

    Daha ne desin. Rabbim istikamet üzere çalışanların yardımcısı olsun. Allah senden razı olsun adam gibi adam.

Yorum Yapın

Navigate