Bir sevdadır, özlemdir, aşktır Mücadeleci olmak.
Bir Kutlu davanın yiğit ve kahraman neferi olmak,
Huzurun, mutluluğun, adaletin hâkim olduğu kutlu çağların müjdecisidir Mücadeleci olmak.
Bu dava, bir milletin var oluş mücadelesinde, Hakkın ve hakikatin safında yer alıp, milletimiz yaşayacak düşmanları kahrolacak diyebilmektir. İç ve dış Millet düşmanlarının, Sömürüye, haksızlığa, adaletsizliğe, ahlaksızlığa, zulme, cehalete dayalı düzeni karşısında, dik duruşunun adıdır Mücadelecilik.
Aziz milletimizi tehdit eden, her türlü olumsuz ve çetin problemler karşısında, asla ve kata umutsuzluğa düşmeden, “Zafer Hakkın ve Hakka İnananlarındır, İman Et Mücadele Et Zafer Senindir” diyen yiğitlerin otağıdır Mücadelecilik.
Mücadeleci olmak, bozulan, dejenere olan, yok edilen sosyal hayatımızdaki erdemlerimiz karsısında, milli ve manevi değerlere bağlı, İslam’a saygılı yeni bir şahsiyetin inkılabı, inşası, imarı ve ıslahı için çabalamak demektir.
Mücadeleci olmak bir olmak, birlik olmak, diri olmak, güçlü olmaktır. Bir otağ etrafında birleşmek, Bir Ocak içinde yer almaktır.
“BU OCAĞIN ADI YENİDEN MİLLÎ MÜCADELEDİR”
İşte Yeniden Milli Mücadele Hareketi, Türk Milletinin Varlık ve Beka Davasında bir zaruretin tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Millet Sevdalılarının güç birliği ettiği bu hareket, cile ve dava adamı Aykut Edibali ve bir gurup değerli arkadaşları tarafından Afyon’da doğmuş, Konya’da filizlenmiş, kısa süre içinde Anadolu’nun her köşesinde taltif, takdir ve destek bulmuştur. Bu gün, bu hareketle bir şekilde tanışmış, davanın içinde bulunmuş, fedakarlık yapmış herkes, ‘BEN MÜCADELECİYİM’ demekten gurur duyar, övünür ve bir şekilde geçmiş hatırasını yad eder.
Benim de hatıralarım var elbet, 70’li yılların ilk yarısında, Tokat’ta tanıdığım bu davada, İsmail Hakkı Çıttır ağabey ve memleketim olan Gaziantep’te, tanıdığım ve her ikisi de rahmetli olan Bekir Sıddık Yavuz ve Mehmet Emrullah ağabeyler hayatımı şekillendiren muhteşem insanlar olmuşlardır. Yoğunlukla Tokat, Gaziantep, Konya ve Ankara’da doya doya yaşadığım bu kutlu dava sebebiyle, Ankara’da muhterem insan, büyük dava adamı Aykut Edibali ağabeyle tanışma fırsatı buldum. Sonraki yıllarda kızımı kastederek, “Meryem annemize selam söyle” deyişini de hiç unutmadım.
Yeniden Milli Mücadele Hareketi, 1984 yılında Islahatçı Demokrasi Partisi ile Siyasi hayatımıza katılmış oldu. Teşkilat kurma çabalarımızı o günleri yaşayan bilir. Tıpkı Mücadele mecmuası sattığımız yıllardaki heyecanımız gibi, bölgem olan Hatay’ın İlçe ve beldelerinde partinin teşkilâtını kurmaya çalıştık, ve arkadaşlarımız adeta destanlar yazdı. Daha sonra partinin adı Millet Partisi oldu.
Birçoklarının yaptığı gibi Yeniden Milli Mücadele Hareketi, IDP ve Millet Partisinin önüne konulan engellerden, entrikalardan ve Bizans oyunlarından bahsetmeyeceğim. Zira bu 300 yıldan beri süregelen, Türk insanına reva görülen, Bu milletin gerçek evlatlarını yok etme ihanetinin bir parçası olduğundan hiç şüphem yoktur.
MÜCADELE DEVAM EDİYOR
Güne gelelim. “Milletim Uyan” diye yeniden haykıralım. Eğer bu davadan nasiplendiğini iddia eden ve “İdealim, düşüncem, ıstırabım budur” diyen Millet Evlatları varsa, yüreğinde az da olsa “Vefa” duygusu taşıyorsa, buyursunlar;
Lider de yerinde,
dava da yerinde,
teşkilat ta yerindedir.
Gelin şu dünyada, fani ömrümüzü bu şerefli, bu kutlu davaya hasredelim. Bir olalım, birlik olalım, diri olalım. Kardeşliğimizi ilan edelim.
Aksi takdirde, vallahi de, billahi de, tallahi de hesap günümüz çok çetin olur.
Birliğin adresi Mücadele Birliği’nin kurucusu,
muhterem ağabeyimiz
Aykut Edibâli’nin Genel Başkanlığını yaptığı Millet Partisi’dir.