Yeniden Millî Mücadele Dergisinin 3 Şubat 1970 tarihinde ilk yayınlanmasının üzerinden 51 yıl geçti. Bayrak Dergisi; onlarca kahramanın şerefli mücadelelerinin yazıldığı Millet Davası destanının ayrılmaz bir parçasıdır. Bizim için yayıncılık; Haktan yana olmak, Hakkı savunmak, Hakkın davasına davet etmektir. Bu manasıyla Bayrak, her zaman taraflı yayıncılık yapmıştır. Daima Haktan, milletimizin âli menfaatlerinden yana olmayı da sürdürecektir. Milletimizin ve devletimizin üzerine kara bulutların çöktüğü, hain planların sahnelendiği dönemlerde vatanseverlere öncülük etmiş, karanlıklardan aydınlığa çıkış yollarını aramış, bulduğu çözümleri işaret etmiştir. Onlarca millî meseledeki duruşumuza, gerçeği haykıran ses oluşumuza Türk tarihini şahit tutmak üzere dergilerimizin kapakları birer mıh gibi durmaktadır.
Her şeyden önce siz kıymetli okurlarımıza en içten teşekkürlerimizi sunarız. Samimi çabalarınıza, ömrünüzü Bayrak ile birlikte davanıza vakfetmenize bu fani dünyada bir mükafat bulmak ne mümkün… Çünkü ulvî dava; ancak samimi, sabırlı, cefakâr, çilekeş, azimli, inanmış, çelik iradeli dava adamlarının teşkilatlanması ile zafer yolunda ilerleyebilirdi. İlk dergimizin “Milletim Uyan!” sayısı nasıl tarih yürekli, inanmış gençler sayesinde Anadolu’ya ulaştıysa bugün de aynı inançla dimdik ayakta duran aynı yiğitlerin tecrübeli elleriyle okuyucularına ulaşmaktadır. Yarım asırdır devam eden Yeniden Millî Mücadele, Bayrak, Islahat ve Millet teşkilatları; ezelden ebede sürecek şanlı, onurlu mücadelenin birbirinden kopmaz altın halkalarıdır. Ve siz, kıymetli okurlarımızın isimleri ile beraber yöneticilerimizin, kurucularımızın isimleri de tarihe altın harflerle kazınmıştır. Bu satırlar, Allah’a verdiği sözü asla unutmayan milletin asil ve çilekeş evlatlarına bir teşekkür ve bu kutlu çabaya omuz verme çağrısıdır.
Hain Planlar Hâlâ Milletimizi Tehdit Etmekte
1970 yılında milletimize kurulan hain tuzakları gören kahramanlar, milletimizin önüne geçmiş, yaklaşmakta olan tehlikeleri haykırmışlardı. Onların işaret ettiği hain planlar aşama aşama uygulanırken bu sese kulak vermeyen milletimizin ölüm uykuları maalesef gittikçe derinleşmektedir. Bugün ne Kudüs hür, ne yeşil Kıbrıs tamamen özgürleşti ne de Türkistan… Sınırlarımız dışında kalmış Müslümanların ve soydaşlarımızın kanları hâlâ oluk oluk akmaya devam ediyor. Ülkemizde iktidara gelenler derin yaralarımıza maalesef merhem olamamıştır. Millî iktidar hedefi, 51 yıl önce ilk ortaya koyulduğunda ne denli acil ve büyük bir ihtiyaç ise bugün de o denli elzem ve hayati bir ihtiyaçtır. Bu büyük ideali sistemli bir hedef haline getirmek de Bayrak camiasının değişmeyen görevidir.
Yüreğindeki inançla, millet evlatlarının gönüllerine davayı bir kor gibi düşüren Millet Partisi Genel Başkanı, Bayrak Dergisi kurucu başyazarı Sayın Aykut Edibâli’ye ve onun “kardeşlerim” diye hitap ettiği dava arkadaşlarına milletimizin ve devletimizin duyduğu ihtiyaç bugün de hiç olmadığı kadar büyüktür. Şahitlik ederiz ki; onların arasındaki asırlık bağ sadece Allah için birbirilerini sevenlerin bağıdır. Bayrak topluluğunun ve Millet Partisi teşkilatı mensuplarının, “Asrın sahabeleri”, “Resulü görmeden ümmeti olanlar” diye tanımlanan gönül erlerinin son sözleri, vasiyetleri her zaman Allah’ın davası ve milletin zaferi için mücadele olmuştur. İnanıyoruz ki; Allah, bu kutlu çabaya nusretini lutfedecektir.
Peki Ya Bizden Sonrası!
“Bir zaman Rabbi İbrahim’i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmiş de Rabbi şöyle buyurmuştu: ‘Ben seni insanlara önder yapacağım.’ İbrahim de, ‘Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)’ demişti. Bunun üzerine Rabbi, ‘Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri kapsamaz’ demişti.” (Bakara 2/124)
Şurası apaçık bir gerçektir ki; Yeniden Millî Mücadeleciler, Millet Partililer, Türkiye’nin ve dünyanın kaderini çelikten imanları, bükülmez bilekleri ile defalarca değiştirdiler. Bu hakikati inkâr eden ya yalancıdır ya da gafildir! Onların mücadele ettiği dönemde dini vecibeleri yerine getirmek bile gericilik sayılırken, şimdilerde dini istismar maalesef moda oldu. Amacımız geçmişte hizmet edenleri anlatıp övmek değildir. Maksat gerçeği hatırlatmak, hakkı teslim etmek ve yeni görevleri icra edebilecek olanları göreve davet etmektir. Her dava adamı gibi Hazreti İbrahim peygamberimiz de ölümlü olduğunun ve ömrünün bir gün nihayete ereceğinin idrakinde idi. Onun da “soyumdan da önderler gönder” dediği gibi her dava insanı da “Bizden sonra ne olacak bu devletin hali, davaya kim sahip çıkacak?” düşüncelerini aklında taşıyabilir. Hak davanın sahibi bellidir. Konu davaya bayraktarlık etmek ise nice bayrak yürekli yiğitler bayrağı omuzlamak için seferdedir ve bu akın bitmeyecektir. Bayrak; yeni bir mücadele mecrasına dalıyor. Gençlere, genç kalanlara, tüm aklını kullanan insanlara, hakikati aramak isteyenlere, çare arayanlara, sesimizi duymamış yepyeni muhataplara, kendi gençlerimize, tanımayanlara, tanıyanlara ulaşmak için…
Evet, gençlere ve genç kalanlara, gayreti olan herkese yeniden “ayağa kalk, katıl” çağrısını yapmak ile görevliyiz. Hatırlanacağı üzere Allah Rasulü, Veda Haccında onun insanlığa ilettiği sözlerin tüm insanlığa ulaştırması için çaba sarf edilmesini emretmişti. Davet sahibinin görevi; dinleyenin anlatandan daha çok istifade edeceğini umarak çağlar ötesinden gelen bu kutlu çağrıyı yaymaktır. Biz de onun emrini yerine getirmek için büyük küçük, genç yaşlı ayırmadan, insanlığı Allah’ın davasına çağırıyoruz.
Bu dava muhakkak ki muzaffer olacaktır. Bundan en ufak bir şüphemiz olamaz. Ve biliriz ki Allah’ın davasının muzafferiyeti asla bir grubun, topluluğun, kavmin zaferi olarak daraltılamaz. Belki Allah, şu anda çoğunluğu Müslüman olmayan ve hatta İslâm’a karşı olumsuz tutumları ile meşhur bir kavme iman nasip edecek, onlar da yepyeni bir medeniyet inşa edeceklerdir. Dünyada İslâm’ın hadimi, davanın hizmetkârı, Nur’un sancaktarı, çaresiz, mazlum milletlerin yardımcısı bu yeni Müslüman olmuş kavim olacak. Belki de; bizim umduğumuz, uğruna mücadele ettiğimiz gibi soydaşlarımız, kardeşlerimiz, sahip oldukları hazinenin farkına varacaklar, teşkilatlanacaklar, milletlerinin önüne geçecek ve millî iktidara yürüyecekler. Kimse bilemez.
“Allah’ın gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir. Bu Allah’a hiç de güç gelmez.” (İbrahim 14/19-20)
“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Nûr 24/55)
“Eğer yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni size tebliğ ettim. Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin yerinize getirir ve siz ona bir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir.” (Hud 11/57)
“Doğunun ve batının rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter, kimse bizim önümüze geçemez.” (Meâric 70/40-41)
Mücadelecilerin, Millet Davası mensuplarının akıl almaz başarısının sırrı, onların bir karşılık beklemeden çalışmalarıdır. Allah’ın davasından bir kişinin uzaklaşması ile kaybeden ancak ve ancak uzaklaşan kişi olur. Bizim duamız; Hz. İbrahim’in de umut ve dua ettiği gibi kendi nesillerimizden, evlatlarımızdan, sevdiklerimizden bu hayırlı mücadeleye, cihada katılanların olmasıdır.
Yayın hayatımızın başından günümüze kadar dergilerimizin, gazetelerimizin, kitaplarımızın neşredilmesinde emeği geçen her bir isimsiz kahramana da teşekkürü borç biliriz. Allah onlardan razı olsun, vefat eden kardeşlerimizi de hayırla ve özlemle yad ederiz, Allah onlara rahmeti ile muamele eylesin.
Şölene Davet
Yukarıda, zafere iman konusunda yazdıklarımızın soyut bir inanış olmadığını da ifade etmek isteriz. Halis niyetlerimizin, zafer beklentilerimiz için “mücadele” ve “çağa göre yeniden teşkilatlanma, donanımlanma” kuralına riayet edilmesi gerektiği de aşikardır. Mücadelemizi, yayıncılık faaliyetlerimizi Allah izin verirse yeni sahalarda da sürdüreceğiz.
Sizden iki önemli istirhamımız var;
Birinci isteğimiz şudur; elinize cep telefonunuzu alıp #BenimİçinBayrak ana fikri ile kısa, 5-10 saniyelik bir video çekmeniz. İlk gönlünüzden geçen sözler ile kısaca 51 yılı bize özetlediğiniz bu videoları 0 533 817 92 50 numaralı Bayrak/gökmavi whatsapp hattımıza göndermenizi bekliyoruz. Bu videoları sosyal medya hesaplarımızdan yayınlayacağız.
Diğer önemli isteğimiz de şudur; siz kıymetli Bayrak dostlarını 51. Yıl Şölenine davet ediyoruz. Şölenimiz bu sefer sosyal medyada olacak. Sizden; sevdiklerinizi, ailenizi 6 Şubat 2021 Cumartesi günü Saat: 20:00’de ekran başına davet etmenizi istirham ediyoruz. Şölenimiz Youtube ve Facebook hesaplarımızdan canlı yayınlanacaktır. Sayfalarımızı lütfen takip ediniz. Canlı yayında buluşalım. Yorumlarınızla, mesajlarınızla bize destek olacağınızdan eminiz. Her bir mesajı, gök kubbeyi çınlatan gür bir slogan olarak görüp bizi yalnız bırakmayınız. Sürekli olacak yayınlarımızı takip edin iz, paylaşınız.
6 Şubat’ta buluşmak üzere.
Bu vesile ile size, ailenize sağlık ve afiyet dileklerimizi sunarız. Allah’a emanet olunuz.
Youtube ve Facebook sayfalarımızı aşağıdaki karekodları telefonlarınıza okutarak ulaşabilirsiniz.
1 Comment
Güzel davetinize icabet ettik. Allah cümlemizden razı olsun. Çok şükür, bence güzel bir program oldu. Emeği geçen herkese teşekkürler…
Genel Başkanımıza ve ailesine ve yakınlarına sağlık afiyetler dilerim. Saygılar selamlar