AKP HÜKÜMETLERİNİN FETHULLAHÇILARLA İLİŞKİLERİ NEDEN BOZULDU?

 

Ne diyordu İslam Peygamberi Hz. Muhammed: “Hepiniz çobansınız … ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz.”

Ne diyordu adil Ömer: “Fırat kenarında bir kuzuyu kurt kapsa Allah onun hesabını benden sorar.”…

O zaman, Edibali’nin dediği gibi; Fethullah binlerce sayfalık dosyalarla değil üç cümlelik bir sayfalık gerekçe ile ABD’den getirilmeli, karşısına da cumhurbaşkanları, başbakanlar çıkmalı ve adam gibi yargılanmalı…     

Nasılda sarmaş dolaş gidiyordu AKP-Fethullah… 2002’den 2013’e kadar iktidar bir AKP iktidarı değil; bir Fethullah-AKP iktidarıydı sanki… Ve Fethullahçı dostlar AKP iktidarı döneminde önceki döneme kıyasla korkunç bir hızla büyüdüler, hormonlu tavuk gibi şiştiler…

Nasıl da sarmaş dolaştılar… Hatta 12 Eylül 2010 referandumu (halk oylaması) için Fethullah Gülen, “mezardakileri bile kaldırarak referandumda ‘Evet’ oyu kullandırmak lazım.” demişti. (1)

 

Konuştukça Karışıyor, Düzeliyor Yine Karışıyor

Başbakan Binali Yıldırım, 23 Ekim’de Afyon’da AKP İstişare toplantısı bitiş konuşmasında FETÖ ile ilgili olarak; “Bu terör örgütünün sanki AK Parti döneminde kurulmuş, güçlenmiş gibi gösterme gayreti içinde olanlar var.” demiş. Örgütün kuruluşunu 1960’lara kadar indirmiş sonra da “Hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı AK Parti iktidarı kadar mücadele etti?” diye sormuş. Ve “örgütün terör örgütü olduğu tarih bizim için 17 Aralık’tır” demiş…

Bu arada Yıldırım, FETÖ hakkında, “MGK’da açıkça söyledik. Hükümeti kesin olarak bilgilendirdik ve ‘Durum iyi değil’ dedik. … 2004’te tüm uyarılara rağmen hükümetin bir şey yaptığını ben görmedim.” diyen Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ü de eleştirmiş.

Binali Yıldırım’ın açıklamaları ne kadar gerçekçi, ne kadar gerçekçi değil bakmak için belgeler üzerinde kısa bir gezinti yapalım…

 

Başbakan Erdoğan: ’17 Üniversite İçin Geldiler Onadım… Ne İstediniz de Almadınız?’

17/ 25 Aralık 2013 sonrasıydı. İktidarla Fethullah Gülen arasına kara kedinin yeni girdiği günlerdi ve Başbakan Erdoğan (o tarihte başbakandı) 24 Mart 2014’te Trabzon’da mitingde Trabzonlulara şöyle demişti, Fethullahçıları eleştirirken:

“Trabzon alimler, hocalar yetiştirmiştir. Ama Pensilvanya’daki gibi değil ha. Onun kim olduğunu zaten anladınız, tanıdınız. Geçenlerde benimle ilgili söylediği ifade şu, yazıklar olsun, yazıklar olsun. ‘Bu uzun bize çok hainlik yaptı’ dedi. Nasıl hainlik yaptıysak. 17 üniversite kurmak için geldiler, hepsini onadım. Bu muydu hainlik? Bu ne vicdandır be. Okullar için yer istedi, verdik. Uluslararası camiada davet ettiler, devlet hükümet başkanlarına bunları refere ettik. Olimpiyat dediler, her türlü desteği verdik. Ne nankörlük bu ya? Ne istediniz de alamadınız?” (2)

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘Özal, Demirel, Ecevit Hatta Ben de Yardımcı Oldum’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Olağanüstü Din Şurası’nda da (3.8.2016) şöyle demişti:

“Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit ve hatta biz de, farklı görüşten siyasetçiler olmamıza rağmen bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen herkesim gibi yardımcı oldum.” (3)

 

Bakan Binali Yıldırım: ‘Bu Etkinlikler Gülen Hocaefendinin Dilidir’

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ‘İzmir Türkçe Olimpiyatları Kültür Şöleni’nde övgüyle konuştu: “Bu etkinlikler, … Fethullah Gülen hocaefendinin dilidir.” (4)

 

Başbakan Binali Yıldırım: ‘Terör Örgütünü, Sanki Ak Parti Döneminde Kurulmuş, Güçlenmiş Gibi Gösterme Gayreti İçinde Olanlar Var.’

Afyon’da yapılan AKP’nin ‘25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’ kapanış konuşmasında (23 Ekim 2016) Başbakan Binali Yıldırım, Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün TBMM Darbe Komisyonu’nda söylediği “2004 MGK toplantısında hükümeti kesin olarak bilgilendirdik … Açıkça söyleyeyim pek fazla bir şey yapıldığını görmedik…” sözlerini isim vermeden sert bir dille eleştirdi. FETÖ’nün 1960’lardan bu yana iktidarlar tarafından desteklendiğini ima ederek eski başbakanları, cumhurbaşkanlarını suçladı, cemaatle iki başbakanın mücadele ettiğini söyledi ve cemaatin terör örgütü olduğu tarihi de 17 Aralık olarak gördüklerini ifade etti…

 

Yıldırım: ‘Hangi Başbakan, Hangi Cumhurbaşkanı Mücadele Etti?’

İşte Başbakan Yıldırım’ın Konuşmasından İlgili Bölüm:

“15 Temmuz zaferini gölgelemeye çalışanlar sinsi taktikler içindedir. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), AK Parti döneminde doğmamıştır, FETÖ, AK Parti döneminde palazlanmamıştır. Bu terör örgütünün sanki AK Parti döneminde kurulmuş, güçlenmiş gibi gösterme gayreti içinde olanlar var. Bunlar kendi kusurlarını, yanlışlarını örtmenin telaşı içindeler. Bu kanlı örgütün geçmişi ta 1960 yılların sonlarına kadar gider. Bunlar kendi yanlışlarını örtme gayreti içindeler. 1980’den 2013’e kadar bu eli kanlı terör örgütüne iki başbakan karşı çıkmış, mücadele etmiştir. Biri merhum Necmettin Erbakan diğeri de kurucu liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır. 60’larda, 70’lerde, 80’lerde, 90’larda AK Parti yoktu ama sizin içinde olduğunuz partiler vardı. Neler yaptınız, hangi önlemi aldınız? Hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı AK Parti iktidarı kadar mücadele etti? Görev yaptıkları dönemde üç maymunu oynayanlar şimdi ahkam kesiyorlar.”

Başbakan Binali Yıldırım, AKP içinde FETÖ ve bölücülerin barınamayacağını söyleyerek şöyle devam etti: “Partimize sızanları tek tek tespit ettik, gereğini yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Sürekli tezvirat. Efendim ByLock’ta bakanlar varmış, milletvekilleri varmış. Kocaman bir yalan. Hiçbir milletvekilimiz, hiçbir bakanımız ne ByLock’ta var ne terörün içinde var ne FETÖ’nün içinde var.”

“Bir eski Genelkurmay Başkanı ‘Biz 2004’te uyardık’ diyor. ‘Nur cemaati izlenmelidir’. Ne zaman cemaatler terör örgütü oldu. Bizim için kırmızı çizgi terör faaliyetinin başladığı gündür, o da 17 Aralık’tır. Durup dururken cemaatlerin üzerine gidip, ‘Siz bir şeyler yapıyorsunuz, biz anlamıyoruz ama sizin defterinizi düreriz’. Bunu mu söyleyelim? İnsanları öldürmedikçe, eline silah almadıkça terör örgütü muamelesi göremez.” (5)

 

Fetö’cü Hakim: ‘Bana 1 AKP’li Bakan ve 2 AKP’li Vekil Referans Oldu’

Başkan Binali Yıldırım bunları söyledikten bir gün sonra Sözcü gazetesi şu ibretlik manşetle okuyucularıyla buluşuyordu: FETÖ’CÜ HAKİM: ‘BANA 1 AKP’Lİ BAKAN VE 2 AKP’Lİ VEKİL REFERANS OLDU’

“FETÖ soruşturması kapsamında örgütün yargı yapılanmasında tutuklanan ve itirafta bulunan hakim Cihangir U., 2011’de 1 ay arayla yapılan idari ve adli yargı sınav sorularını FETÖ’nün ele geçirdiğini anlattı. İşte o itirafçı hakimin söyledikleri:

“2012 yılında yapılan idari yargı hakimlik sınavını 82 puan, adli yargı hakimlik sınavını da 83 puan alarak kazandım. Daha sonra mülakat sürecinde bana şu anda Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı ve Kars Milletvekili olan hemşehrim Ahmet Arslan, Danıştay Üyesi Hicabi Ece, AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay ve AK Parti Kars eski Milletvekili Yunus Kılıç referans oldular.” (6)

 

Özkök: ‘2004’te Tüm Uyarılara Rağmen Hükümetin Bir Şey Yaptığını Ben Görmedim’

Meclis (TBMM) 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök komisyonda şöyle dedi:

“2004 Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) Silahlı Kuvvetler olarak … biz MGK’da açıkça söyledik. Hükümeti kesin olarak bilgilendirdik ve ‘Durum iyi değil’ dedik. Orada bir karar alındı, icra planı denildi. Hükümete tavsiye ediyor MGK. Açıkça söyleyeyim pek fazla bir şey yapıldığını görmedik. Biz her MGK’da bu örgütlerin tehlikesine dikkat çektik. Ama kaynağa nüfuz etmemiz mümkün olmadı. Sonrası elimizde olan bir şey değil. 2006’da emekli oldum. 2004’te tüm uyarılara rağmen hükümetin bir şey yaptığını ben görmedim.

MGK’da söylenen sözden daha güçlü bir şey olabilir mi? TSK’nın duruşudur. Milattır. Biz siyasete siyasetçiye düşman değiliz; ama siyasetin dışındayız. Ben her şeye nasıl karışayım? Görevimiz onu söylemekti, söyledik. Hatta daha başka şeyler de söylendi. Bizim yapacağımız şey sınırlıydı. Fetullahçı diye de atamıyorsunuz, öyle bir örgüt yok. Disiplinsizlik diye atıyoruz. Yapabildiğimiz, yakaladığımızı atmaktı.” (7)

 

Aslan: ‘En Önemli Etken Siyasi İktidarların Verdiği Destektir’

Darbe Araştırma Komisyonu’na bilgi veren Emniyet eski Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ifadesinde şöyle diyor:

“Bu örgütün devlet kadrolarını ele geçirmesindeki en önemli etken siyasi iktidarların verdiği destektir. Bir bürokrat ne kadar direnirse dirensin bir şekilde görevden alınır. Daha önceki yıllarda siyasi değil, gizlice devletin kurumlarına sızmaya çalışan bu örgüt, rahmetli Turgut Özal zamanında açık bir şekilde devlet kadrolarına yerleşmeye başladı.” dedi. (8)

 

Koşaner: ‘Son 8-9 Yıldır Silahlı Kuvvetler Kendini Koruyamaz Duruma Geldi.’

TBMM 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu, Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’i dinledi.

Koşaner şöyle dedi: “Silahlı Kuvvetlerin kışla dışında istihbarat alması gibi görevi de, yetkisi de yoktur. Kışla sınırları, tatbikat sınırları içinde personelimizi takip etmektir. Bize gelen bilgiler, MİT ve emniyetten gelen bilgilerdi. Tek bir yöntemimiz var. Yüksek Askeri Şura’da böyle personelin ilişiğini kesmekti. Yüksek Askeri Şura kararları ile personel atılması çeşitli şekillerde yanlış yorumlanarak, bazı basın tarafından halkımıza yanlış anlatılarak, ‘namaz kılan atılıyor, içki içmeyen atılıyor’ gibi propaganda yapılarak Yüksek Askeri Şura’daki faaliyetlerimiz engellenmeye çalışıldı. Yetkili makamlar bundan etkilendikleri için bu faaliyetlerimize şerh koyma, böyle şahısların Silahlı Kuvvetler dışına çıkarılmasını önlemeye çalıştılar. Son 8-9 yıldır bu şekilde Silahlı Kuvvetler kendini koruyamaz duruma geldi.” (9)

 

Gülerce: ‘Ne Yapacaktı Hükümet? Hükümet Bunu Takip Edemez’

Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün Darbeleri Araştırma Komisyonu’na verdiği bilgide, MGK toplantısında hükümeti tehlikelere karşı uyardıkları, ancak önlem alınmadığı yönündeki sözlerini Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda anımsatan Hüseyin Gülerce ise iktidarı savundu:

“Ne yapacaktı hükümet? Bunu siz takip edeceksiniz. Hükümet bunu takip edemez. Neden? Hükümetin istihbaratı yok. Yapması gereken silahlı kuvvetlerin, Genelkurmay Başkanının kendisiydi. Ama ona da kabahat bulmuyorum; o da bulamazdı. Nasıl şimdiki Genelkurmay Başkanı emir subayını bilemediyse, nasıl Sayın Cumhurbaşkanı yaverlerini bilemediyse, bilemezlerdi.” (10)

 

‘2004’teki MGK Kararı Hükümet Tarafından Yok Hükmünde Kabul Edilmiştir’

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün imzalarının da bulunduğu bu 2004 yılı MGK toplantısında alınan kararların 4. Maddesi şöyleydi:

“4. Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunan Abdullah Gül’ün büyükelçilere yolladığı Türk okulları ve Milli Görüş’e ait vakıf ve derneklerin faaliyetlerine yardımcı olmaları talimatının geri çekilmesi…

Kararın akıbeti mi… Bir bakan şöyle anlatıyor:

“2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir.” (11)

 

Fethullah Gülen ABD’den Getirilmeli ve Adam Gibi Yargılanmalı!..

Sözü uzatmadan, sonuç olarak net bir şey söylemek mümkün: FETÖ’ye insanlarımızı kaptırtanlar Özal rahmetliden bugüne devleti yönetenlerimiz…

Fethullah suçlu; insanlarımız, gençlerimiz, ciğerpare yavrularımız ve ailelerimiz kurban; yöneticilerimiz de sorumlu…

Ne diyordu İslam Peygamberi Hz. Muhammed (SAS): “Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır. Erkek, ailenin çobanıdır. Kadın evin ve çocukların çobandır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz.” (12)

Ne diyordu adil Ömer: “Fırat kenarında bir kuzuyu kurt kapsa Allah onun hesabını benden sorar.”

O zaman, Bilge Lider Aykut Edibali’nin dediği gibi; Fethullah binlerce sayfalık dosyalarla değil üç cümlelik bir sayfalık gerekçe ile ABD’den getirilmeli, karşısına da cumhurbaşkanları, başbakanlar çıkmalı ve adam gibi yargılanmalı…

Yaşasın hak hukuk adalet!… Yaşasın demokratik hukuk devleti… Yaşasın insan hak ve hürriyetleri…

 

…………………………………………….

1-Habertürk, 01.08.2010, http://www.haberturk.com/polemik/haber/537886-fethullah-gulenin-referandum-yorumu

2-‘İninize gireceğiz, ininize, DHA, 24.03.2014, http://www.dha.com.tr/ininize-girecegiz-ininize_631360.html

3-http://www.tccb.gov.tr/haberler/410/49870/en-buyuk-hirsizlik-insanlarin-dinini-inancini-ihlasini-ve-umidini-calmaktir.html…

4-‘Bakan’dan Fethullah Gülen’e övgü dolu sözler’, 24.5.2013, DHA, http://www.dha.com.tr/bakandan-fethullah-gulene-ovgu-dolu-sozler_475821.html

5-Başbakan Binali Yıldırım: ‘Bellerini kırarız’, Milliyet, 23.10.2016, http://www.milliyet.com.tr/basbakan-binali-yildirim–siyaset-2332292/

6-http://www.kamusaati.com/gundem/feto-cu-hakim-bana-akp-bakan-ve-vekil-yardimci-oldu-h16034.html

7-Hilmi Özkök: 2004’de Hükümete söyledik bir şey yapmadılar’, Hürriyet, 19.10.2016, http://www.hurriyet.com.tr/hilmi-ozkok-2004te-hukumete-soyledik-bir-sey-yapmadilar-40253452

8-AA, ‘Emin Arslan: FETÖ Rahmi Koç’u tutuklayacaktı’, Milliyet, 27.10.2016,  http://www.milliyet.com.tr/emin-arslan-feto-rahmi-koc-u-gundem-2334547/

9-İHA, 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu, Koşaner’i dinledi, Milliyet, 27.10.2016, http://www.milliyet.com.tr/15-temmuz-darbe-arastirma-siyaset-2334260/

10-‘Hüseyin Gülerce komisyonda konuştu: Gülen’in asıl planı’, Sabah, 26.10.2016; http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/10/26/huseyin-gulerce-komisyonda-konustu-gulenin-asil-plani

11-Melih Aşık, ‘TSK uyarmıştı, Milliyet, 12.8.2016, http://www.milliyet.com.tr/tsk-uyarmisti–gundem-ydetay-2293599/

12- Hz. Muhammed (sas), Buharî

Yorum Yapın

Navigate