Bir medeniyetin yeniden uyanışı ve devletin ihyası görevi, evet – hayır çekişmesine mahkûm edilemez!
Biz, “Bizi seçin sonrasına karışmayın” diyenlerin siyasetinden medet ummuyoruz. Bizim siyasetimiz, siyaset adamlarını put yapanların siyaseti değildir. Ülkemizin ve insanlığın sorunları bir kişinin, liderin etrafındaki azınlığın çözeceği meseleler değildir. İnsanoğlunun bilimsel, manevi mirası, toplumsal gelişmenin, bireyin yücelişinin sağlanması için birleştirilemezse ülkeye de insanlığa da yazık olur.
Beraber Yeni Bir Medeniyetin Temellerini Atalım!
Bizim makam, mevki, rütbe, koltuk sevdamız yok. Gelin birlikte Türkiye’de bütün sıkıntıların yok edilmesi için yeni bir sayfa açalım. Müslüman Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde altın bir sayfayı beraber çevirelim. İş bir partinin güçlendirilmesi değildir. Görülüyor ki, birkaç partinin ittifak olması da değil! Çünkü, sistem çökmüştür, çürümüştür. Skandallar, rüşvetler ve günah ile bu sistem çürümüştür. O halde, şehitlerin kanı ile kurulmuş bu devleti yeniden asli haysiyetine geri döndürelim, ıslah edelim, tamir edelim.
Keyfi Siyasete ve Tek Adam Rejimine Son Verilmelidir
Bugün, pek çok krize rağmen yaşatılmaya uğraşılan sistemimizi “keyfi politika” ve “tek adam rejimi” kavramları ifade etmektedir. İşaret etmeye çalışacağımız bir yığın sorun, bir iki kelimeyle özetlediğimiz siyasal zaafımızdan kaynaklanmaktadır.
Gazi Meclis, Liderin Onay Makamı Değildir
Demokrasi teorisinde ve uygulamasında milli hakimiyet kavramı, temsili demokrasi kavramı gibi bazı hayati kabuller bulunur. Türkiye demokrasi ve hürriyet rejimi hayali ile yola çıkmış ama sonuçta tek adam sistemine saplanmış kalmıştır. 1924’den sonra gittikçe güçlenen parti düşüncesi, ülke yönetimine partizanlığı yerleştirmiştir. Demokrasinin uygulanışında meclis, güçlü yürütmenin bir uzantısı, bir onay makamı haline getirilmiştir. Meclis istişaresinin yerine grup toplantıları geçti… Siyasal yozlaşma sonucu, ülkenin yasama gücünü de iktidar yönetmektedir. Hatta bu bozulma, bağımsız yargıyı da iktidarın denetlemesine ve yönetmesine bağlanmıştır. Kısaca bugün “Temsili Demokrasi”nin adı var, ama kendi olmayan bir hayali sistem haline gelmiştir.
Kurucu Meclis Toplanmalıdır
Milyonlarca insanın özgürlükleri üzerinde bir grup azınlığın karar alabilmesi demokrasilerin sorunlarındandır. Demokrasiler de bir ahlaka, bir gerçek yol ve istikamete muhtaçtır. Ancak bu sayede demokrasinin, anarşiye, diktatörlüğe dönüşmesi önlenebilir.
Halkı devre dışı bırakan, hedefsiz, istikrarsız, bilime, istişareye, ehliyete, liyakata itibar etmeyen haksız, ölçüsüz, keyfi siyaset döneminin kapanması şarttır. Bu gidişin durması için milletin yaptığı yeni bir anayasanın devreye girmesi gerekir. “Kuvay-ı Milliye” vaatleri ve “1921 Anayasası” bu milletin kazanılmış hakları sayılmalı. Yeni anayasa bu gerçekler doğrultusunda hazırlanmalıdır. Anayasa ile birlikte “Adil Bir Seçim Kanunu”nu yapmak üzere, kurucu meclis toplanılmalıdır.
Siyasette Yeni Liderlik Anlayışı İstişare Meclisidir
Türkiye’nin en hayati meselelerinden birisi de hala siyasal liderliğin, liderlik diktası olarak alınmasından kaynaklanmaktadır. Artık siyasette şahsi liderlik dönemleri bitmelidir. Tabii bunun cevabı asırlar önce verilmiş; “Siz nasılsanız öyle idare edilirsiniz.” Maalesef liderleri, denetlenmez bilim, irfan, hikmet ve faziletin üstünde varlıklar haline getiriyoruz.
Tüm insanlar için, özellikle de liderler için geçerli çok önemli bir kural var, “istişare”. Hz. Peygamber, peygamber olduğu halde Bedir’de ordunun yerini tayin konusunda istişare etmiştir. Her konuda bizlere örnek olan Peygamberimizin bu örneğinden neden vazgeçelim?
Türkiye’de milletin kaderine hâkim, “Yeterli milletvekili sayısını bulun ne yaparsanız yapın.” devri artık kapanmalıdır. Türkiye’nin kurtarılması ile, Türk milleti, İslam dünyası da mutlu olacaktır. Bütün problemlerini çözecektir. Çünkü, Türkiye bir avuç insanın, para babalarının istek ve arzularına göre yönetilen, skandallarla sarsılıp ve yönetilen değil gerçek fazilet yönetimi ile, temiz siyasetle yönetilen bir ülke olacaktır.
Birlik Olmadan Sorunlarımızı Çözemeyiz!
Türkiye’yi bütünleştiren, batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle birleştiren bir tek çözüme davet ediyoruz. Birliği tesis edemediğimiz takdirde ne PKK problemi çözülür ne Türkiye’nin parçalanmasına engel olabiliriz, ne de Türkiye’yi kalkındırabiliriz… Artık gerçek yolu bulmalıyız. O halde anayasamızı değiştirmek zorundayız. Anayasa, yeni, çağdaş, bütün hürriyetleri sağlayan bir anayasa haline getirilmelidir. Türkiye devletini hukuk devleti haline getirmelidir. Ülkeyi bilimin, faziletin, ahlakın yönetmesi sağlanmalıdır.
1 Comment
Pingback: YENİ ANAYASA KİMDEN NE BEKLİYORUZ? | Kayseri Star Haber