Hazreti Ali’den Devlet Yöneticilerine Öğütler

Allah’ın Arslan’ı, ilim beldesinin kapısı, Raşit Halifelerin sonuncusu Hazreti Ali’nin devlet yöneticilerine öğütleri bugün hala geçerliliğini koruyan büyük bir ders niteliğindedir.

Halife Hz. Ali’nin, Mısır valisi Malik bin El-Haris El Eşter’e yazdığı emirnameden notlar:

Halkın Gözünden Saklanma

Sana tavsiye ederim ki: Halkın gözünden uzun zaman saklanma! Çünkü idarecilerin halktan gizlenmesi idaredeki cahilliğindendir. Bu gizlenme birçok şeyleri öğrenmelerine engel olur. Bu sebeple halkın gözünde büyükler küçülür; küçükler de büyür. İyiler fena, kötüler iyi görünür; hak batıla karışır…

Yakınlarına Dikkat Et

Sonra valinin etrafında seçkin kimseleri ile kendisine pek yakın olanları vardır ki bazen bunların iltimasları, haksızlıkları ve muamelelerinde insafsızlıkları görülebilir. Sen, bunların zararını bu gibi hallerin sebeplerini ortadan kaldırmak suretiyle, gidermelisin.

Etrafındakilerden, ileri gelenlerinden ve akrabandan hiç birine kat’iyyen toprak (devlet elindeki bütün imkânlardan yararlanma hakkı) verme ve bunlardan hiçbiri senden cesaret alıp da müşterek su yahut müşterek diğer bir iş tutarak, etrafındakilere zarar verecek ve zahmeti başkalarına yükletecek surette zahire biriktirmeye kat’iyyen tamah edemesinler. Çünkü bunun kârı senin değildir. Sonra, senin yakının olsun veya olmasın herkesi hakkı kabul etmeye zorla; eğer has adamların ve yakınlarından biri yasaları çiğnemiş ise senin için ne kadar güç olursa olsun, cezasını eksiksiz icra et. Bu hususta sabır, sebat ve dikkat göster ve davranışın sonunu gözet. Çünkü bunun sonu hayırdır.

Şayet halk da senin zulmettiğin zannı hâsıl olmuşsa kendilerine özrünü bildirerek hakkındaki zanlarını değiştir. Çünkü böyle yapmakla, önce kendi nefsini kırmış, sonra idaren altındaki halka tatlılıkla muamele etmiş, ayrıca kendini mazur göstermiş olursun. Üstelik onları hak üzerinde daim kılmaktan ibaret bulunan ana maksadına da, bu sayede ulaşmış bulunursun.

Öfkeli Olduğun Zaman Nefsine,
Gücüne, Diline Hâkim Ol!

Öfken sükûnet bulup iradene sahip oluncaya kadar bütün bunlardan ve kaba sözlerden kendini koru! Hayatın sonunu göz önüne getirerek nefsini zapt edebilirsin. Bir de senden önce Allah’ın kitabındaki farzları, Nebiyyi Muhterem’in eserlerini, yüksek faziletlerini, adil hükümlerini hatırlamalısın! Ve bizim de bu esaslarla nasıl iş yaptığımızı görerek onlara uymalısın!..

Düşman Sana Barış Teklif Ederse
Reddetme Ama İhtiyatlı Ol!..

Düşmanın tarafından sana teklif olunan sulh (barış), rızây-ı ilâhiye’ye muvafık ise kat’iyyen reddetme. Zira barışta askerine istirahat, sana endişeden rahat, ülken için de selâmet vardır. Lâkin barıştan sonra, düşmanından sakın ve hem de çok sakın, öyle ya belki düşmanın seni gafil avlamak için sana yaklaşmak istemiştir. O sebepten ihtiyata sarıl, bu hususta asla hüsn-ü zanna kapılma.

Şayet düşmanla aranızda bir sözleşme akd etti isen yahut ona karşı bir taahhüdün varsa, yapılan sözleşmeye riayette bulun, ahdini yerine getir. Verdiğin sözü muhafaza için, icap ederse hayatını bile feda et.

Allah Teâlâ ezeli Rahmeti icabı, O’nun için yapılan sözleşmeyi kulları için, şefkati sayesinde barınacakları emin bir sığınak, bu emin sahada asude kalacakları; huzur içinde ihtiyaçlarını karşılayarak onun civarına koşacakları, emin ve manevi bir makam kılmıştır. Onun için bunda bozgunculuk etmek, hıyanette bulunmak yahut aldatmak olamaz.

Haksız Yere Kan Dökmekten Sakın

Sonra, kandan ve onu haksız yere dökmekten son derecede sakın. Çünkü haksız yere kan dökmek gibi felâket getiren; bunun kadar mesuliyeti büyük, bunun kadar nimetin zevalini; devletin mahvolmasını hak eden bir şey yoktur. Allah Teâlâ, kıyamet günü kulları arasında hükmünü verirken ilk olarak döktükleri kanlardan başlayacaktır. Sakın haram bir kanı dökerek saltanatını kuvvetlendirmek sevdasına kapılma. Zira bu hareket onu zaafa düşürecek, daha doğrusu zevale erdirerek başka ellere geçirecek, sebeplerdendir.

Artık Cenâb-ı Hak’kın geniş Rahmetinden ve bütün istekleri kuşatmış olan azamet ve kudretinden dilerim ki; Rizay-i ilâhi’si vech ile kulları arasında güzel bir övgü ve ülkeler içerisinde en iyi eserler bırakabilmek için gücümüzün yettiği kadar çalışmaya seni de, beni de muvaffak kılsın. Hakkımızdaki nimetini tamamlasın ve bize olan ikramlarını kat, kat artırıp sana da, bana da saadetle ve şehadetle can vermeyi muvaffak ve kolay eylesin. Bizim dua ve niyazımız Allah’adır. Salât-ü selam Allah’ın Resulüne ve onun iyi ve tertemiz âli üzerine olsun.

Yorum Yapın

Navigate