Kostantiyye’nin, bir zulüm, anarşi, şirk, ahlaksızlık ve antrika merkezi olmaktan kurtarılarak fethedilmesinin ve İstanbul yapılmasının 565. yılını kutluyoruz.
Büyük fethi kutlarken, yeniden ayağa kalkıyoruz! Allah’ın Türk Milleti’ne yüklediği ulvi görevi hatırlıyoruz. ‘Türk’ün Cihan Hakimiyeti Mefkuresi’ ile bileniyoruz! Dolu dizgin kanatlanıyoruz! Fatih’in idealleri idealimiz; Fatih’in davası davamız, Fatih’in hedefleri hedefimizdir.
Fatih Kimdir?
Cihangir Fatih’i, ‘Avni’ mahlası ile yazdığı şiirlerle kendisine açıklatalım:
“Yokdurur zulme rızâmız adle biz mâillerüz
Gözlerüz Hakk’un rızâsın emrine kaillerüz.”
…
“İmtisâl-i câhidü-fi’llah olupdur niyyetüm
Dîn-i İslâmun mücerred gayretidür gayretüm
Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricalulah ile
Ehl-i küfri ser-te-ser kahr eylemekdür niyyetüm”
…
“İy Muhammed, mu’cizât-ı Ahmet-i Muhtar ile
Umaram gâlib ola a’dâ-ı dîne devletüm”
Batı Dünyasının Zafer ve Barış Tanrıçaları(?!)
Fatih’in Emrinde, Hizmetinde!
Lütfen Dikkat!..
Fatih’i göklere çıkarmamız sakın yanlış anlaşılmasın. Fatih bir ilah değil, O’nu ilahlaştırmak gibi bir düşüncemiz de hiç yok. O da bizim gibi bir insan ve elbette tüm insanlar gibi Fatih de hata edebilir, yanlış da yapabilir, yapmıştır da…
Ama O, hem Türk ve İslam dünyasında hem de Batı dünyasında büyüklüğü kabul edilmiş bir dahi, alim, sanatkar, mühendis, mücahit komutan, büyük mareşal, ilkeleri olan büyük bir devlet adamı; Türklerin hakanı, Müslümanların sultanı, Yahudi ve Hıristiyanların imparatoru bir cihangirdir…
‘Kayser-i Rum’dur (Roma İmparatorudur), dolayısıyla Roma İmparatorluğunun mirasçısıdır…
Hatta öyle ki o asırda Batı dünyası O’nun yenilmezliğine inanmaktadır. Çünkü Batı dünyasının zafer ve barış tanrıçaları(?!) Fatih’in emrinde, hizmetindedir! Bunu yazar Franz Babinger, ‘Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı’ adlı kitabında, Bertoldo di Giovanni’nin ‘Fatih Madalyonu’nun açıklamasında şöyle anlatmaktadır:
Bertoldo di Giovanni’nin Fatih Madalyonu
Fatih’in Arabasını Çeken Zafer Tanrısı
Ekteki resim: Bertoldo di Giovanni’nin 1480’de yaptığı, Fatih Sultan Mehmed (II. Mehmed) Madalyonu:
Madalyonun ön yüzünde Mehmed’in profilden başı görülür.
Arka yüzünde, iki at tarafından çekilen bir arabanın üstündeki muzaffer bir çıplak galip (FSMH) vardır. Dört nala koşan atlar, omzunda bir zafer hatırası taşıyan savaş tanrısı Mars tarafından çekilir. Arabada, galibin (Fatih’in) ardında, yenilmiş imparatorlukları simgeleyen üç çıplak kadın vardır. Her birinin kafasında beş sivri uçlu bir taç bulunur ve hepsi ucu galibin elinde olan bir iple bağlanmıştır. İsimleri rahatça okunabilmektedir:
ASIE, TRAPESVNTY, GRETIE (Asya, Trabzon, Yunanistan)
Ön yüzdeki yazı ise şöyledir:
MAVMBET ASIE AC TRAPESVNZIS MAGNEQVE GRETIE IMPERAT
(Asya, Trabzon ve Büyük Yunanistan imparatoru Mehmed)
Üç imparatorluğu yenmiş olan Mehmed, muzaffer bir edayla dördüncüsünü fethetmeye gitmektedir.
Bu imparatorluğun sembolü, arabanın yan tarafında kazılıdır:
İki aslan pençesi tarafından tutulan bir çiçek çelenginin üstündeki boş bir taht. Aşağıda iki çıplak insan vardır. Bunlardan biri erkektir ve elinde üç çatallı bir zıpkın vardır. Diğeri ise elinde bolluk simgesi olan içi çiçek dolu bir boynuz tutan bir dişidir. Bu ikisi denizin ve karanın sembolleridir. Muzaffer Mehmed sol elinde tuttuğu bir oğlana bakmaktadır. Bu oğlan Bolluk (Bonus Eventus) Tanrısı’dır. Sol ayağını öne atmış koşarken, havaya kaldırdığı sol elindeki kâseden bir armağan dökmektedir. Yani Butrinfo’nun teması yeni savaşlarda başarılı olmaktır. Bu hem Mehmed’in hem de madalyonu ona veren Lorenzo de’ Medici’nin umuduydu.
Bu madalyonun çok az baskı örneği yapılmış-muhtemelen Nisan ya da Mayıs 1480’de ve bunlardan da çok azı günümüze kadar kalmıştır. Bir tanesi Weimar’daki Goethe koleksiyonundadır.
Bu madalyonun yorumu Ludwig Deubner ile Emil Jacobs tarafından yapılmıştır. Emil Jacobs yazdığı özel monografide geliştirdiği teoride, Lorenzo’nun Osmanlıların yakın gelecekte güney İtalya’ya ineceğini bildiğini, çünkü Sultan’ın ona niyetini açtığını, madalyonun arka yüzündeki yazıda ise Türklerin İtalya’da zafer kazanacağının söylendiğini öne sürer.”
(Franz Babinger, Fatih Sultan Mehmed ve Zamanı, s. 332, Oğlak Bilimsel Kitaplar, 7. Baskı, 2010, İstanbul)