ATEİST TAĞUTLAR!

Kur’an-ı Kerim’de “Tağut” diye geçen, Türkçe’ye zorba diye tercüme edilen kişilerin temelinde ateistlik olduğunu düşünüyoruz. Bu sefil durumun yanlış dinî inanç ve ibadetlere karşılık vücuda geldiği sanılsa da bu eksik ve hafif bir tanımdır çünkü tağut ateist en fazla hakiki yani Kur’an’daki müslümanlara karşıdır! Tehlikeli, her lafı diyebilecek dillerine rağmen tebliğ yapılırsa -Musa (as.) ın Firavun’a yaptığı gibi- biraz yola gelme emareleri gösterseler de tağutluklarının temeli, can damarı olan argo/ aşırı küfürlü konuşmaları ve İnsanlara zorbalık yapmayı bırakmadıkları için ıslah olmazlar! Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk bir programda:” Bırakın kardeşim adam ateistliğini yaşasın!” diyerek ateistlerin Kur’an’daki islama değil, geleneğin öğrettiği, affedersiniz bilinçaltına aşıladığı/dayattığı İslam (!) a inanmadıklarını, karşı olduklarını demek istemişti! Ancak kazın ayağının pek öyle olmadığı bu yazıda izah edilmeye çalışılacaktır! Şimdi bu dayanılmaz, çekilmez, insanlığın en aşağı örneği ateist tağutların sıfatları nelerdir onlara bakalım:

ATEİST TAĞUTLUĞA İLK ADIM BABA-ANA ÇİĞNENMESİ!

İş başına (ateist tağutluğa) geçer geçmez ilk icraatları; baba ve ananın acımasızca canına okumaktır; ilk adımı onların üstüne basarak atarlar yani. Onları en öldürücü yerinden yaralayan, siz en asi, hatta çirkin inançsız söylemleri yersiz, zamansız haykırma vb. sekiller ile!…Daha sonra amca vb. akrabalardır kurbanlar! Kardeşleri zaten adam yerine bile koymaz ateist tağutlar! Sonra baba-anaya küfüre ( en aşırı argo laflar) başlar ki gökler çatlayacak olur o büyük sözlerden! ( Meryem 19/90) Gelin, damatlar da alır paylarını çirkin, iğrenç öldürücü sözlerinden! O kadar vicdan yoksuludurlar ki babalarının ağır, ölümcül hastalık geçirmesi (belki de hastalığa baş sebep kendileridir) hatta ölmesi bile zerre etki etmez onlara Etki etmek şöyle dursun ateist tağutluklarını biler. Allah (cc.) un ana-babaya iyi davranma ( İsra 17/23) emri bunlarda sadece tam  tersini yapmak şeklinde ortaya çıkar! Zavallı baba hayatta iken eziyetini çektiği bu tağutun zulmünden ölünce bile kurtulamaz. Dirisine duymadığı saygıyı, ölüsüne de göstermez ateist tağut hatta daha bir beter olur sözleri hareketleri merhum hakkında! Ancak herkesten fazla üzüntü çekiyor numarasını kusursuz oynar! Bilmeyiz şeytan ne diyordur kendine bile efendi olmuş bu tağut ateistlere?! Böyleleri hem dünyalarını hem de ahiretlerini kaybeder. ( Hac 22/11)

 

BAZEN MÜNAFIK ÇOĞU ZAMAN KÂFİR

Ateist asla mertçe savaşmaz, kimyasal silah kullanan adi bir düşman gibi yaptığı hep zulümdür, haksız saldırı, hiç sebepsiz hakaret, hem de daima iyi, sıcak sosyal ilişki kurmak isteyen müslümana karşı! Çok dindar imiş gibi yalancı söz ve edalar yapar adamına göre, ilkin gizler zehirli dişlerini koyun gibi mülayim görünür ustaca ateist tağut! Demek ki yeri geldiğinde münafıklığı da kullanılabilir ateist tağut! Hele diğer ateist zorbalar anında kankaları olur, müslüman ne etse yaranamazken onlara! “Münafıklar ile kâfirler birbirlerinin en yakınıdırlar ( Tevbe 9/ 171-172) Ama sorgulayan bir müslüman ise vay haline! Zalimce vurur darbesini düşmanına yani ona iyilik isteyen samimi müslümana! “Kim azgınlaşır, dünya hayatını tercih ederse onun ateş olur konağı ( Naziat 79/39)

YOLA GELME ŞANSLARI VAR MI?

Uyarı, müjde vb. içeren ayetler ilkin etkiler ama bir müddet sonra nankörce atar taşları bile yumuşatan öğütleri, tebliğleri! Sonra daha bir kararmış kalbi ile bilenerek yoluna devam eder! O tebliğlere tırnağın ucu kadar uysa çıkar bu  katrandan kara dünyasından! Dünyanın en değerli incilerini verir beş para etmez alçak nefsani arzularına uyma karşılığında! Ve “onlar yoldan çıkmayı satın almışlardır doğru yol yerine ( Bakara 2/16) ayeti tecelli eder.

TEDAVİ KABUL ETMEZ BİR YARA!

Ateist tağutlar başta aileleri, akrabaları  komşuları olmak üzere, mesai arkadaşları, hemşerileri kısacası herkes için kangren, tedavisi gayr-ı kabil bir yaradır, hastalıktır; çözümsüz sorundur! Aslında yetkililer bir an önce el atmalıdır bu toplumsal kanayan, sarmak mümkün olmayan yaraya!

GÜNDEMDE KALMA PLANLARI!

… Sakın tercihini kalbini zikrimizden Kur’an’dan) gafil kılmamız yönünde yapan ve işi gücü aşırılık olan kişiye uyma!( Kehf 18/28) ayeti anlatır hâllerini bu ateist tağutların… Kimi asıl mesleği dışında uzman bir çiftçi bir ırgat gibi verir kendini toprağa, hiç beceremediği, gerçekte yüzüne, gözüne bulaştırdığı inşaat işlerine kimi de kimsenin almaya gücü yetmediği ama hiç faydası olmayan eşyalara, süslere, pahalı hayvanlara çarçur eder üç kuruşluk maaşını; herkes hayvan sever sanır ama o Allah’a sevgi duymaz ki yarattığına sevgi duysun! Aç gözlü para kazanmak için her şeyi satan sahtekârların oyununa gelerek. Hayvanları çok sever görünür ustaca ama çatır çatır kırar insan kalbini zerre vicdan azabı duymadan! Avlayıp tabiatından kopararak hayvanları satan para göz sahtekârların oyununa gelerek satın alır binlerce liraya ama bir zaman sonra hayvanlar  bir bir ölür! “Sayamayız ölen zavallı hayvanları! Ne hayvan severlik (!) be!

ANLAŞILMAZ ÇELİŞKİ!

Asıl Kur’an müslümanına ayan beyan düşman iken sahte dindarlara yani gelenek dininin fanatiklerine şaşılacak bir yakınlığı vardır ateist zorbaların! Hani inançsız idiniz? Demek ki Kur’an’ın, sahih hadis İslam’ının inançsızı bu zorbalar!

İNSANLARI UŞAK ETME/SİNDİRME YÖNTEMLERİ!

7 den 77 e insan sınıfı köle, deneme tahtasıdır ateist tağutlar için! Bebek denecek çağdaki çocuklara bile zerre insafı yoktur, bu zavallı masumlara bile boyun eğmeyi belletir, onlar da öğrenirler koskoca yetişkinler gibi bu ateist tağutlara uymayı! Anlaşmış gibi herkes bunların uşağı gibi hizmet ederler “Çirkefe taş atma üstüne sıçrar!” atasözü kabilince.  Çünkü hakaret, argo nihayet, ağır en ağır küfürler her insanın karşı koyamadığı, pes dediği yasak bir savaş aracıdır, çocukların bile. Bu iğrenç metodu kimden öğrenmiştir ateist tağut bilinmez ama Rahman’dan olmadığı açıktır, insanların karşı koyma iç güdüsünü sınırsız istismar ederek! Gariptir ki kızı, kadını, erkeği tüm ateist tağutlar bu küfür yöntemin fikir birliği etmiş gibi çok ustaca kullanırlar, cevap verilse, karşı konulsa, bastırılmaya çalışılsa hemen emniyete, polise sığınırlar; Allah’a değil! Maalesef emniyet, polis vs. de onlardan yanadır! Müslümanın bu zorbalara karşı hiç gücü yoktur Allah’a sığınıp sözlerine kulaklarını tıkamak, yaptıklarına görmezden gelmekten başka! “Ceza verecekseniz size yapılanın dengi ile ceza verin; sabrederseniz bu sabırlılar için hayırlıdır” (Nahl 16/126)

 

GÜNÜMÜZÜN FİRAVUNLARI!

Günümüzün firavunlarıdır bu ateist tağutlar! Belki Firavun’dan da aşırıdırlar yani daha aşağı!

“Onların çoğunun söz dinlediğini veya aklını kullandığını mı sanıyorsun? Onlar aynı en’âm (koyun, keçi, sığır, deve) gibidirler. Tuttukları yol aslında daha düşüktür.” ( Furkan 25/49, Araf 7/179) ayetlerindeki بل هم أضل / hatta daha aşağıdırlar onları ifade eder.

 

CESUR HARCAMALARI ALDATICIDIR?

Bilmeyenler onları çok cömert, al-i cenap, bonkör, yeme-içme, ihtiyaç vs. tüm iaşe harcamaları hep onlar yapıyor sanır. Çok hayırsever, “Müslümanım” diyen cimri kalır onların harcamaları karşısında, elini cebine atamaz! Aslında harcadıklarını başa kakarak, sayıp dökerek “şu kadar harcama yaptım vs.” (Beled 90/6) sözleri ile övünerek dillendirmeseler, öyledirler de fakat heyhat! İnanç olmayınca tüm harcamalar uçup gider! Harcamaları da eleştiriye açıktır hani…Bir faydalı şey alırlar ise 50 gereksiz şey! Üstelik harcama mı israf mı pek de belli değildir herkesi büyüleyen bonkerlikleri! “Rablerini görmezlikten gelenlerin işleri, fırtınalı bir günde sert rüzgârların savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey ellerinde kalmaz. Telafisi mümkün olmayan kayıp işte budur.”(İbrahim 14/18) ayeti düşürür maskelerini!

LUT AS. IN KAVMİNDEN ÇEKTİĞİNİ ÇEKTİRİRLER!

Saygınlığın, haysiyetin korunması başkalarının yanında daha bir dikkat gerektiren bir iş iken o kopasıca dillerini toplu, birliktelik olan meclislerde daha bir küfür, hakaret, aşağılayıcı keskin, acımasız kullanır ateist tağutlar! Her yerden bağlıdır müslümanın kolları o zaman; cevap verse, “utan!” dese iş büyür, niza, kavga ve rezalet çıkar o zaman! Keşke sağlam kalelerim olsaydı da sığınsaydım (Hud 11/80) diye bunalan Lut nebimizin ıztırabını yaşar Kur’an müslümanı o zamanlarda!

AKRABA MI AKREP Mİ?

“…Utanmazsan dilediğini yap!” ( Buhari, Enbiya 54) H. şerifinin belirttiği bu kişiler ne şaşırtıcıdır ki; gittikleri her yerde baş tacı olurlar; akraba, eş-dost ziyaretlerinde! Kur’an müslümanına bin bir türlü hile, plan, eziyetler, papaz oyunları, hainlikler yapan akraba bu ateist tağutlar ile kuzu sarması olurlar! Komşulardan bunlara sırdaş olan sığınak edinenler bile vardır! (Cin suresi 72/6) Akrabalar ise bu yüz karası kişileri, el üstünde tutulan, itibar edilen önemli şahsiyetler yapmaları da yaman bir çelişkidir! Halbuki onları tanımamaları, adam yerine koymamaları Kur’ani bir düstur olarak gerekirken! (Bakara 2/256)

KARA KALPLİ MUHABBET ÖZÜRLÜDÜRLER!

Sevgi, ilgi, jest, takılma, onore etme, hatta bir zararlı şahsa karşı yanında yer alma koruma, yardımcı olma vs. hiç onları etkilemez aksine kılıç darbesinden sert bir çirkin söz ile karşılık gösterirler. Kendilerine zerre faydası olmayan hatta muzır, tehlikeli şahısların yanında olurlarken kendilerine faydalı, yardımcı olabilecek müslümanı harcarlar bu ateist tağutlar! Bir dileği onlara arzetmek de hatadır; onlardan gelecek yardım Allah’tan gelsin diye düşünmeli! Zaten dileği gerçekleştiremezler yardımcı olsalar bile yardımlarından çok zararları olur!

KENDİLERİ Mİ YOKSA BAŞKALARI MI AHMAK!

Kendilerinden başka herkesi ahmak görürler, tabii ki en fazla da müslümanı. Hayvan gibi yeyip-içip, şükürsüz bir hayatları olduğu halde; inançlı, ibadetli, herkese yararlı kişiyi rezil, giyim kuşam temizlik bilmeyen, sadece yiyip içmekten anlayan bir hayvan gibi yaşayan, tiksinilecek biri olarak görürler! Abdesten, oruçtan, namazdan nefret ederler hatta tiksinirler! Oruç tutana “boşuna ağzını bağlıyor hayvan gibi” yakıştırmasını yaparlar ama asıl hayvan gibi yeyip-içen, inancı, manevi inceleği, temeli olmayan kendileridir! Dengesiz, psikolojik hasta (deli) diye tanımlarlar samimi müslümanı ancak kendi sıfatlarıdır bunlar toplumun şahitliği ile! ( Bakara 2/13)

ÖYLE BÜYÜK LAFLAR EDERLER Kİ!

“Büyük lokma ye büyük laf etme!” atasözü ayetlerden dolayı oluşmuş olduğunu ispat eder ateist tağut! Çünkü o hemen hiç bir zaman küçük hatta orta laf etmez. Cehennemin en en dibini bulmaya çalışır adeta sözleri ile! Evlilik, zinadan farksızdır ona göre! Hatta zinayı evlilikten daha normal görür! Kardeşlik filan yoktur onun için. Ana-babanın şehvet iç dürtüleri ile meydana gelmiş gereksiz, bozuk, olmaması gereken yanlış ürünlerdir kardeşler! Evlenip çoluk-çocuk sahibi olanlar toplumun en ileri seviyede olması gereken kişilerdir, esasen evlilik de saçma, kapitalist uydurması bir kurumdur! Kaldırılması gerekir! Eğer tahsilsiz yahut zeka derecesi düşük kişiler evlenip çocuk yaparsa düşük, geri bir nesle sebep olacaklarından, evlenmek, aile kurmak, çocuk sahibi olmak suçtur, öylesi ana-baba hakareti, küfürü hak etmiştir! Tabii ki bu evliliğin ürünleri yani kardeşler de! Bu büyük lafları kim öğretir onlara ve hepsi anlaşmış gibi aynı sözleri nasıl söylerler hayret ettirir insanı ama Rahmani olmadığı kesindir bu sözlerin. Meryem 90, 91ayetlerine yönlendirir insanı!

SONUÇ

Ateist olmamaları için çocuklarımıza devamlı Kur’an okumalarını öğüt vermeliyiz, bıkmadan, usanmadan. Hele gafil asla olmamalıyız. Yoksa bir ateist tağut ile yaşamak işten bile değildir, tabii ona yaşamak denirse…

 

 

Yorum Yapın

Navigate