ÖĞRETMENLİK VE GELECEĞİMİZ 

Evrende toplumları değiştirenler, çağlar açıp çağlar kapatanlar, asırları değiştirenler, toplumları alçaltan ve yüceltenlerin baş unsuru insandır. 

Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, eğiten, bir ülke ve milletin geleceğini belirleyen, toplumun önemli dinamik unsurlarından biri de öğretmenlerdir. 

Eğitim seferberliğinin başlatıldığı 1928 yılında Atatürk’ün millet mektepleri başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım günü, Öğretmenler Günü olarak kutlandığı içindir ki anlamlıdır. Yurdumuzda ilk kez 24 Kasım 1981’de Öğretmenler Günü kutlanmaya başlanmış, sonradan da 24–30 Kasım tarihleri arasındaki zamanın Öğretmenler Haftası olarak kutlanmasına karar verilmiştir. 

Eğitim-öğretimin en önemli unsuru olan öğretmenin değerini, Atatürk 14 Ekim 1925 yılında İzmir Erkek Öğretmen Okulunda öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada şöyle ifade eder: ” Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Muallimden, mürebbiden
mahrum bir millet; henüz millet namını almak istidadını kesbetmemiştir. Ona alelade(basit) bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka mürebbilere, muallimlere muhtaçtır. Onlardır ki hey’et-i içtimaiyeyi (sosyal bir topluluğu) hakiki millet haline koyarlar.” 

Büyük Türk Mütefekkiri Nureddin TOPÇU 1960 yılında yazdığı Maarif Davamız adlı eserinde insanın ve toplumun kaderinde öğretmenin oynadığı büyük rolü şöyle anlatır:                   ” Devletleri yapan da yıkan da muallimlerdir. Muallime değer verildiği, muallimin hürmet gördüğü ülkede insanlar mutlu ve erdemlidir. Muallimin (Öğretmenin), zelil olduğu, mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür, alçalmıştır ve şüphe yok ki bedbahttır (mutsuzdur.)” Öğretmenliğin hayati önemi ve değerini anlatan iki değerlendirmeyi; 83 milyon milletimizin ve özellikle ülkemizi yöneten yöneticilerimizin dikkatine sunarım. 

Bu mesleğin yüceliği geleceğe insan yetiştirmesidir. “Planınız bir yıllık ise pirinç ekiniz, on yıllık ise orman, yüzyıllık ise insan yetiştiriniz.” (Çin atasözü) “Bir milletin devamı ve bekası iyi yetişen nesillerle kaimdir.” (Atatürk)

Kurumlar içerisinde okular insan tezgâhları ve fabrikalarıdır. Geleceğe donanımlı nesiller hazırlar. Bu yerler ki topluma adam gibi adam yetiştirme yerleridir. Ruhsal donanımlı adam yetiştirmek de öğretmenlere düşmektedir…

İş yapanlardan ziyade iz bırakanlardan olmalıyız. “Kötü insanlar kapı kapatır. / İyi insanlar kendini aratır.” Sevgiye dayanmayan eğitim ya da eğitici meyvesiz ağaca benzetilebilir. Sevgi; insan olmaktır, yaratandan ötürü insanı sevmektir, insanı yüceltmektir.

Öğretmenlik peygamberlerin de yaptığı ulvi bir meslektir. Öğretmenlik; nesilleri yapıcı, üretken, iyi bir insan ve iyi bir vatandaş olarak yetiştirme sanatıdır. Yetişmekte olan çocuk ve gençleri, kendine, ailesine, çevresine, milletine, devletine ve vatanına daima faydalı, bilinçli kılmak çabasıdır. 

Hayatta önce insanların gönlüne girmek önemlidir. İnsanı, işini, yaptığı görevi sevmektir. Öğretmenin bir dokunuşu çok önemlidir. Evet sadece bir dokunuş neler oluşturabilir ne dünyalar ne kişilikler meydana getirebilir. Bir yaşamı mahvedebilir ya da inşa edebilirsiniz…Öğretmen sadece öğreten değil üreten, değerlere değer katan bir ülkenin lokomotifidir. Onun alanının sınırı yoktur.

Öğretmenlerimizin ruh, beden sağlıklarını geliştirmek ve ekonomik yönden desteklemek için her türlü çaba muhteremdir. Önce insanı eğiten, yetiştirenlerin, her yönüyle kâmil hale getirilmesi madden, manen donanımlı olması önemlidir.  

Çağları aydınlatan Büyük Barış Medeniyetimizin yeniden inşasında ve Muhteşem Türkiye’nin kuruluşunda en büyük görevi üstlenen insan mimarı, toplum mimarı öğretmenlerimizin tüm maddi ve manevi problemlerini çözmek ve öğretmenimizi layık olduğu yere yükseltmek hedef olmalıdır. 

Yerli ve milli değerlerimizi, ruh kökümüzü, “Mukaddes Emanetlerimizi” ihya ve baş tacı edecek insanlar yetiştirmek ulvi bir görevdir.           Okullarda öğretim görevi güvenilir ellere verilmeli, çocukların öğretmenliği, kendilerine hem bir meslek hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, ilerlemeye ve geçim rahatlığı sağlamaya elverişli bir meslek durumuna konulmalıdır.

Akıl ve Bilime dayanan eğitim, asil ruhlu insan yetiştirir!

 Eğitim ve öğretimi mahalli şartlara ve çağın ihtiyaçlarına göre düzenlemeyen bir eğitim sisteminin başarılı sonuçlar vermesi mümkün değildir. Biz okullarımızda evde, çevrede nezaketi, sevgiyi, saygıyı veremiyorsak ya da öğretemiyorsak burada öğretmen değil eğitim kusurludur. Eğitimim verimli hale gelmesini sağlaması gerekenler de öğretmenlerdir.

Okullarda öğretmenlere yapılan saygısızlıklar aile, çevre ve arkadaş ilişkilerindeki çarpıklıklar kendi ellerimizle büyüttüğümüz eserlerimizdir. Kendi yapımızdan, değerlerimizden uzak bir eğitim anlayış ve yaşayışından kaynaklanmaktadır. Sistem ve uygulamada keyfiyet olmamalıdır. Kemiyetlerin yerini keyfiyetler almamalı, buna müsaade edilmemelidir. Yarın karşımıza çıkacak buzul dağlarını görmemek için şimdiden gelecekle ilgili tedbirler alıp projeler üretmeliyiz.

Milli Eğitim’de kariyer, ehliyet ve liyakati esas almayan, akıl ve bilme önem vermeyen, ortak akıl ile üretilmeyen tüm uygulanmalar ancak başarısızlıkla sonuçlanacak, kaybeden de çocuklarımız ve ülkemiz olacaktır.

Tarih boyunca her toplumda öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygıdeğer insanlarıdır. Öğretmenlik mesleğinin toplumdaki değeri siyasi, politik çekişmelerden uzak, ciddi anlamda maddi ve manevi olarak artırılmalıdır. Günümüzde öğretmenlerimizi en çok rahatsız eden sorunlardan biri de yöneticilik görevlerinin, ehliyet ve liyakate, meslekteki başarıya göre değil de partilere ve politikacılara yakınlığa göre verilmesidir…

“Çoban uyudu mu kurt emin olur.” (Mevlâna) Bir milletin geleceğine şekil veren, insan yetiştiren öğretmenlerimiz; unutmayınız ki, Türk Milleti’nin kalkınmasını, gelişmesini, muasır medeniyetler üzerine çıkmasını, huzur ve rahatlığını sizler sağlayacak, sizler koruyacaksınız. 

Öğretmenler bu ülkenin evladı olarak ülkeye hizmeti en büyük erdem sayar. Kendisiyle ve toplumla barışık, kendine saygı ve güven duyan, emeğe, hür ve bilimsel düşünceye değer veren, kendisine ve topluma faydalı bireyler, bir insan tipi yetiştirmek öğretmenlerin en büyük görevi olmalıdır. Milletimizin başarısı, sizlerin gayret ve azminde olduğunuzu biliniz.

Geleceğe umutla, güven ve heyecanla bakan kutlu bir sevdanın temsilcileri olan öğretmenlerimiz; medeniyetimizin yeniden inşası, kutlu çağlara sefer sizlerle sağlanacaktır. Türk Milleti’nin kalkınmasını, gelişmesini, rahat ve huzurunu, siz sağlayacak ve siz koruyacaksınız ve mutlaka başarıya ulaşacaksınız. Türk Milleti’nin ve Türk Devleti’nin sizlerle gelişeceğine, ilerleyeceğine, dünya milletleri arasında layık olduğu saygın yeri alacağına inanıyor ve ümit ediyorum. 

 Bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü en iyi dileklerle kutlar; başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere, özellikle görevleri esnasında şehit olan, ebediyete göçen öğretmenlerimizi, rahmetle anıyor; tüm öğretmenlerimize sağlık, mutluluk, başarı ve esenlikler diliyorum.  

Yorum Yapın

Navigate