Müslümanların Arasındaki Ahengi, Birliği Yeniden Sağlamalıyız!
Muhteşem Birlik İçin Sefere Çıkmamız Lazım
büyük bir heyecan içinde, telaş içinde, kararlılık içinde…
İnsanların birbirleriyle azgın bir şekilde kavgalı hale gelmiş olduğu hatta Hazreti Peygamber’in amcasının ciğerini bile yiyecek kadar taşkın, cani hale gelmiş olduğu, hayatın vahşet boyutuna geldiği ortamda, Hazreti Peygamber’in verdiği mücadele hayrete şayandır. Hazreti Peygamber’in siyerinin üzerindeki araştırmalar, çalışmalar gösteriyor ki Hazreti Peygamber, Medine’de, tüm Medine insanın da İslam Davası’na hizmet edebilmesini sağlayacak bir mücadele yürütmüştür. Yani kör bir siyasi mücadele yapılmamıştır.
Vatanımız, dinimiz, devletimiz için verdiğimiz uyarma mücadelesi yapmaktayız ama bunun hiçbir kimsenin burunun kanamadan yapılmasını sağlamak vereceğimiz hedeflerden birisidir. Gönülleri feth etmek, çok çalışmak, çok gayret göstermek… İşte cihat budur.
….
Düzeni iyi kurmak mecburiyetindeyiz. Ve İslam Dünyası’nın değişik milletlerden, kabilelerden, şubelerden olması bir büyük harikadır, bir avantajdır. Bu avantajı kullanmamız lazım. “Kardeşim sen filan kavimdensin, git kavmini irşad et. Birliği anlat. İslam’ın bugünkü meselelerini anlat!”
Biz kavgalara veya üstünlük tartışmalarına girmeyiz. Her bir kavim üstündür ve her biri mübarektir. Resulullah, öyle buyurmuş ya, “Beyazın renkliye, siyahın kırmızıya, hiçbirinizin hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük takvadadır.” Takva da şudur: Allah’tan korkmaktır. Allah’tan ittika etmektir. Allah hesap soracak, ben onun rızasını almalıyım. Ben onun rızasını gözetmeliyim, kaygısı olacak bizde.
Devamı Bayrak 1282. Sayı’da
