1-ÖMER BİN ABDU’L AZİZ’İN YETİŞMESİ
Ömer bin Abdül’-Aziz, Hz. Ömer’in oğlu Asım’ın torunudur. Aynı zamanda Emevi devletinin ikinci banisi Mervan Bin Hakem’in de torunudur. Mervan’ın dört oğlundan en büyüğü olan Mısır valisi Abdu’l-Azizdir. Diğer çocukları veliaht Abdul Melik, El Cezire valisi Muhammed ve Irak valisi Beşir’dir.
Abdulaziz yakınlarına; ”Ben Salih bir kadınla evlenmek istiyorum. Yardımcı olun” dedi. Bunun üzerine Abdu’l-Aziz’i Hz. Ömer’in oğlu Asım’ın torunu Ümmü Asımla evlendirmişlerdir. Ümmü Asım’m annesi ”Ben süte su karıştırmam” diyen, Allahtan korkan Saliha genç bir kızdı. Siyer kitaplarında anlatıldığına göre; ”Hz. Ömer bir gece devriye gezerken bir evden bir kadının kızma ”Süte su karıştır” deyince kız da annesine ‘’MÜ’MİNLERİN EMİRİ ALLAHTAN KORKUN SÜTE SU KARIŞTIRMAYIN” derken ben süte nasıl su karıştırırım diye cevap vermiş, annesi ; ”Kızım sen süte su karıştırmaya bak, Halife Ömer bizi nasıl görecek ve süte su karıştırdığımızı nasıl bilecek? ° deyince. Kız ; ”Anneciğim Ömer görmezse, bilmezse Allah (cc) görür ve bilir” diye cevap vermiştir. Genç kızın bu dürüstlüğü ve kuvvetli imanı Hz. Ömer’in çok hoşuna gitmiş, bu kızı oğlu Asım’la evlendirmiş, bu hayırlı ve mutlu evlilikten doğan Ümmü Asım Mısır valisi Abdu’l Aziz ile evlenmiştir. Bu hayırlı ve mutlu evlilikten de Ömer Bin Abdu’l-Aziz dünyaya gelmiştir.
Mısır valisi Abdul Aziz’in oğlu Ömer’i Mısır’a götürmemiş, Ömer’i Amcası Abdullah bin Ömer’e teslim etmiş, o da yeğeni Ömer’in yetişmesi için de Tabiinin büyük alimleri fakihleri, Fukaha-ı Medine olan;
Said İbn-i Müseyyeb, Unve İbn-i Zübeyr, Abdullah Bin Mes’ud’un kardeşinin oğlu Ubeydullah, Ebu Bekir İbn-i Abdurrahman, Süleyman ibn-i Yesan, Kasım ibn-i Muhammed ibn-i Ebu Bekri-Sıddık, Hatice ibn-i Zeyd bin Sabit
İşte Ömer bin Abdu’l Aziz’in hocaları bunlardır. Dedesi Hz. Ömer gibi olmasını bunlara borçludur.
2-ÖMER BİN ABDULAZİZ HAREMEYN VALİSİ OLUYOR
Hicretin 87. Yılında Ömer Bin Abdul aziz, Velid bin Abdulhakim tarafından Harameyn (yani Mekke ve Medine) valiliğine tayin edilmiştir.
Ömer Bin Abdu’l Aziz ben-i Ümeyyeden hiç birine benzemezlerdi. Benzeri pek az bulunan gayet alim, muttaki zahid ve adil bir zattı.
Medine’de göreve başladığında fukahadan on kişiyi davet etti. Onlara: ”Sizi ancak bana müşavir ve muavin olmak için celbettim.Kendi reyimle bir iş yapmak istemem.Her hususta sizinle istişare edeceğim.Ve bir de benim memurlarımdan birinin zulmettiklerini duyarsanız bize bildirmelisiniz.” Dedi. Hazurun halifenin bu toplantısından ve sözlerinden son derece memnun oldular. Ömer bin Abdu’l Aziz’in istişare heyetine seçtiği tabiinin büyük alimleri fukahalar;
Urve ibn-i Zübeyr, Ubeydullah ibn-i Abdullah İbn-i Utbe ibn-i Mes’ud, Ebu Bekir ibn-i Abdurrahman, Ebu Bekir ibn-i Süleyman, Süleyman ibn-i Yesar, Kasım ibn-i Muhammed ibn-i Ebu Bekir-Es Sıddık, Salim ibn-i Abdullah ibn-i Ömer ibn-ül Hattab, Ubeydullah ibn-i Abdullah ibn-i Ömer, Abdullah ibn-i Amir, Hanice bin Zeyd bin Sabit
Bu zatlar Ömer’in divanına devam edilerek, adaletin tecellisi ve zulmün önlenmesi için ona yardım ederlerdi.
Ömer’in istişare heyetine seçtiği bu seçkin insanlar gençliğinde Ömer’e öğretmenlik yapan ve onu yetiştiren saygı değer hocalarıydı.Allah hepsinden razı olsun.Ömer’in 2. Ömer gibi olmasını sağlamışlardır. (Ahmet Cevdet Paşa-Kısas-ı Enbiya. Cilt: 1 sayfa:703 )
ÖMER BİN ABDÜLAZİZ’İN HAREMEYN VALİLİĞİNDEN AZLİ
Irak valisi Haccac’ın zulmünden firar edenlar Mekke ve Medine’ye iltica ediyorlardı. İltica edenler arasında müctehitlerden ve tabiinin büyüklerinden Said ibn-i Cübeyr ve Mücahit gibi zatlarda vardı. Irak fethedilince Hz. Ömer (R.A.) kurduğu Kufe ve Basra’ya bu bölgenin İslamlaştırması için Ashaptan ve tabiinden bir çok zatı Irak’a gönderdi. Bunlardan Ashabın Ulularından Olan Enes bin Malik ve Tabiinin ulularından Hasan Basri Hazretlerini zikredebiliriz.
Ömer bin Abdu’l Aziz. Haccac’ın Irak halkına zulüm ve işkence yaptığını Halife Velid’e arzetti. Haccac Ömer’in bu şikâyetini öğrenince “Irak’ın ehl-i Şikak ve nifak-ı Şikak Mekke ve Medineye iltica ediyor ve oralarda barınıyorlar. Bu ise hükümetin otoritesini sarsıyor diye şikâyet etti.“ Hacca’ın tesiri altında kalan halife 93 hicri yılında Ömer bin Abdu’l Aziz’i Mekke ve Medine valiliğinden azletti. ( Kıssas-ı Enbiya Cilt 1 Sayfa 705-706)
Allah’ın taktirine bakın ki valilikten azledilen Ömer bin Abdu’l Azizi Velid’in kardeşi Halife Süleyman Yeğeni Ömer Bin Abdu’l Aziz’i 99 hicri yılında halife tayin etti.
3-ÖMER BİN ABDULAZİZ’İN HALİFE SEÇİLMESİ
Ömer İbni Abdulaziz halife seçildikten sonra hutbelerde Ehli Beyte yapılan beddualara son vererek Nahl suresinin : “ Allah adaleti emreder…” diye başlayan 90. Ayetin okunmasını emretmiştir.
Salih bir hükümdar olan Süleyman bin Abdulmelik’in yaptığı en hayırlı iş ise babadan oğula geçen saltanat kuralını yıkarak 2. Ömer olarak bilinen amcasının oğlu ve eniştesi Ömer bin Abdulaziz’i veliahd olarak tayin etmesidir. Süleyman kendisinden sonra Ömer’i hilafet makamına geçirmesini devletin ileri gelenlerinden dostu Reca bin Hayve’ye vasiyet etti. Halife olmak için sıra bekleyen Yezid ve Hişam’m bütün engellemelerine rağmen Reca Bin Hayve Süleyman’ın vasiyetini yerine getirerek Ömer bin Abdulaziz’i halifeliğe getirdi. Emevilerin yüz akı sayılan Süleyman bin Abdulmelik’in hayırlı işlerinden biri de Haccac tarafından çeşitli sebeplerden dolayı hapsedilen binlerce kişiyi affetmesidir.
Ömer ibn-i Abdulaziz halife seçildikten sonra hanımı Fatıma’nın yanına giderek Hanımı Fatıma’ya ‘’Benimle yaşamak istersen babanın sana düğün hediyesi olarak verdiği bütün zinet eşyası mücevherleri beytülmal’a teslim edeceksin.” dedi. Ömer Bin Abdulaziz in hanımı Fatıma, Abdulmelik’in kızı, daha sonra halife olan Velid ve Süleyman’ın kız kardeşidir. Fatıma babasının, kardeşlerinin hediye ettiği bütün mücevheratı Beytülmal’a teslim etmiştir.
(Ahmet Cevdet Paşa.Kısas-ı Enbiya cilt: 1 sayfa:713)
Ömer bin Abdu’l Aziz halife olunca bir münadi görevlendirdi. Münadi her gün çarşı ve pazarı dolaşarak şöyle diyordu:
‘’Emirul mü’minin sizleri bekliyor nerede yoksullar, nerde borçlular, nerde evlenecekler, nerede yetimler varsa gelsinler hepsini zengin edeyim.” diyor.
Küfe valisi halifeye mektup yazarak: ’’Hâzineyi doldıırduk, fakirleri doyurduk ve zengin ettik. Memurların askerlerin maaşına zam yaptık yine de hazine malla dolup taşıyor.” demiştir. Bunun üzerine halife cevab-ı mektubunda: ‘’Memlekette fakir kalmadığını, memurların, askerlerin maaşlarına zam yaptığınız halde yine hâzinenin dolu olduğunu bildiriyorsun. O halde gayr-i Müslimlere yönelin, onları da zengin edin.” talimatını vermiştir.
Ömer Bin Abdulaziz halife olunca Haccac’ın Muhafız alayını ve Haccac’ın tayin ettiği kimselerin görevine son verdi. 600 kişiden meydana gelen koruma birliğini de lağvetti. (Sahih-i Buhari, Cilt:12, Sayfa:298)
ÖMER BİN ABDUAZİZ HUTBELERDE HZ. ALİ’YE BEDDUA EDİLMESİNE SON VERMİŞTİR.
Hz Hasan Muaviye namına hilafetten ayrıldıktan sonra Beni Ümeyye idarecileri hutbelerde Hz Osman’a dua ve Hz Ali’ye de beddua yaparlardı.
Ömer Bin Abdu’l Aziz halife olunca bu bidatı kaldırarak bütün idarecilere hutbelerde Nahl suresinin 90 ayetinin okunmasını emretti.
(Ahmet Cevdet Paşa: Kısası Enbiya: C. 1, Say:714-715)
Ömer B. Abdu’l Aziz babasıyla ilgili bir hatırasını şöyle anlatmıştır.
Babam Abdu’l Aziz ne zaman hutbede Hz Ali’ye saygısızlık edeceği zaman dili dolaşır bir türlü Hz Ali’ye hakaret edemezdi. Babama bunun sebebini sorunca:
“Oğulcağızım ! “ İnsanlar bizim Ali hakkında onun faziletiyle ilgili bildiğimizi bilseler biz yalnız kalırız” dedi. (Ahmet Cevdet paşa: Kısası Enbiya: c. 1 say:714-715)
ÖMER BİN ABDULAZİZ HACDA
Ömer Bin Abdu’l Aziz Hacca gittiğinde ihram girmek için Temim’e gitmişti. Temim Mekke’nin en uzak kuzey mahallesidir. Halk Mekke’de suyun azlığından ve Hacıların su sıkıntısı çekeceğinden bahsetti. Bunun üzerine Ömer bin Abdulaziz dua yaptı. Hacılarda “amin” dedi. Hacılar Mekke’ye varmadan bol rahmet yağdı. Hacılar ve Mekkeliler su sıkıntısından kurtuldular. ( Kısas-ı Enbiye Cilt 1 Sayfa 703-704)
Ne yazık ki dedesi Ömer bin Hattab gibi adaletli olan Ömer’i amcasının oğlu, Emevi şehzadeleri Yezid ve Hişam saltanatın el değiştirmesi endişesinden dolayı amcaları, ve enişteleri Ömer bin Abdu’l Aziz’i hizmetçisi vasıtasıyla zehirlettirerek şehit ettiler. (A.Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiye Cilt:1, Sayfa: 720)
Hâlbuki iki yıllık hilafeti zamanında toplumu sosyal ve ekonomik yönden müreffeh bir seviyeye ulaştırmış ve aynı zamanda adalet mükemmel bir şekilde gerçekleşmiştir. Valilere gönderdiği bir yazıda 15 yaşma giren gençleri de maaşa bağlayarak memur yapmıştı. Çin’den Fransa’ya kadar olan İslâm ülkesinde zekât alacak fakir bırakmamıştır. Büyük dedesi Hz. Ömer (RA) de her doğan çocuğa maaş bağlamıştı. (Hadislerle Hz- Peygamber ve Ashabının yaşadığı Müslümanlık. C:2 S:825)