BAYRAK/ANALİZ
Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs’ta yerleşim M.Ö. 1500’lü yıllarda başlamıştır. Adaya; Mısır, Eti, Asur, Finike, Pers, Roma, Bizans ve Venedik gibi çeşitli devletler hâkim olmuşlardır. 1571 yılında Osmanlıların egemenliğine giren ada 307 yıl bizim yönetimimizde bulunmuş, 1878 yılında İngilizlere devredilmiştir. Daha doğrusu İngilizlerden alınan yüklü bir borç sebebiyle Kıbrıs İngilizlere yapılan anlaşmayla emaneten verilmiştir. Adanın asıl sahibinin Türkler olduğu vurgulanmıştır.
Dünya kuvvet dengesi açısından jeopolitik öneme sahip olan Kıbrıs’ın tarihini bizi ilgilendiren yönüyle kronolojik olarak şöylece özetleyebiliriz:
MÜSLÜMANLARIN KIBRIS’I FETHETMESİ
Kıbrıs Müslümanlar tarafından Hz. Osman zamanında 650 yılında fethedilmiştir.
Osmanlılar zamanında 1 Ağustos 571 yılında Kıbrıs Lala Mustafa Paşa tarafından yeniden fethedilmiş ve 307 yıl Osmanlı egemenliğinde kalmıştı.
1878 yılında, hükümranlık hakkı Osmanlı İmparatorluğunda kalmak kaydıyla, İngiltere’ye devredilmiş, bir bakıma üs olarak verilmiştir. Osmanlının I.Dünya Savaşına girmesini fırsat bilen İngiltere 1914’te tek taraflı bir kararla adayı ilhak etmiştir. Türkiye Ada üzerindeki İngiliz egemenliğini Lozan Antlaşmasıyla 1923’te tanımıştır.
İngiltere tarafından adaya yerleştirilen Rumlar 1931’den itibaren Yunanistan ile birleşme taleplerini yoğun olarak dile getirmişlerdir. (Enosis)
1954’te Yunanistan, Kıbrıs sorununu Birleşmiş Milletlere götürme kararı almıştır.
KIBRIS’TA KANLI YILLAR
1955 yılında Yunanistan’dan gelen Albay Grivas EOKA terör örgütünü kurmuş ve Ada’daki şiddet eylemleri giderek artmıştır.
Rumların yaptığı şiddet eylemleri sebebiyle 1955-58 döneminde Kıbrıslı Türkler 33 karma köyü terk etmek zorunda kalmışlardır.
1957 yılında Türk Mukavemet Teşkilatı kurulmuştur.
Türkiye ile Yunanistan 11 Şubat 1959 tarihinde Zürih’te Garantörlük anlaşmasını imzalamış; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülke olmuşlardır.
1960 yılında adanın iki halkı arasında ortaklık temeline dayandırılan uluslararası antlaşmalar uyarınca “Kıbrıs Cumhuriyeti” kurulmuştur. Başına da Başpiskopos Makarios getirilmiştir.
30 Kasım 1963’te Türk Cumhurbaşkanı Yardımcısının veto hakkının kaldırılmasını da içeren 13 maddelik önerilerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük’e iletmiş, bu öneriler, 16 Aralık 1963’te Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye tarafından reddedilmiştir.
21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıs Türk toplumuna karşı kapsamlı ve sistematik saldırılara geçmiştir. Türklerin imhası veya Ada’dan atılmasını öngören Akritas Planının uygulanması sonucunda, 30.000 Kıbrıslı Türk 103 köyü terk etmek zorunda kalmıştır.
“Kıbrıs Cumhuriyeti,” Kıbrıslı Rumların 1963 yılında tek taraflı olarak güç kullanımıyla anayasayı feshetmelerinden sonra ortadan kalkmıştır.
KIBRIS BARIŞ HAREKÂTINA GİDEN YOL
1963yılında “Kanlı Noel” hadisesi yaşandı. Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet Hanım ve çocukları Murat, hakan, Kutsi vahşice öldürüldü. Ayrıca 364 Türk katledildi.
27 Aralık 1963’e üç garantör ülkenin askerlerinden oluşan bir “Barışı Koruma Kuvveti” oluşturulmuş, Lefkoşa 30 Aralık 1963’te ikiye ayrılmıştır. Bu tarihten itibaren bu sınır “Yeşil Hat” olarak adlandırılmıştır.
5 Haziran 1964’te Kıbrıslı Türkleri koruma kararı alan dönemin başbakanı İsmet İnönü Kıbrıs’a harekât planlaması yapmış, ASD Başkanı Johnson’un çirkin bir üslupla yazdığı tehdit mektubu ile harekat iptal edilmek zorunda kalınmıştı. İsmet İnönü bu mektuba “Yeni bir dünya düzeni kurulur. Türkiye orada yerini alır.” Şeklinde cevap vermişti.
1967’de Yunanistan’da yönetimi askeri darbeyle ele geçiren Cunta, Enosis’e ulaşmak için Keşan ve Dedeağaç görüşmelerinde Türkiye ile pazarlığa kalkışmış, bundan sonuç alamayınca Kıbrıs’ta Boğaziçi ve Geçitkale köylerine karşı saldırılar düzenlenmiş, bu saldırılara Yunan birlikleri de katılmıştır.
MÜCADELECİLERİN KIBRIS DAVASINI SAHİPLENMESİ
27 Kasım 1967 yılında Mücadele Birliği “Tarihi Bir Bildiri” yayınlamış; “Kıbrıs Faciasını Durdurmanın Tek Yolu Adanın ilhak edilmesidir. Eğer Mehmetçik Kıbrıs’a çıkmazsa her şey biter.” Açıklamasını yapmıştır.
1968 yılında taraflar arasında müzakereler başlatılmıştır. 51 yıldır bu müzakereler devam etmektedir.
Ada’daki iki taraf arasındaki ilk görüşmeler 1968’de başlamıştır. Türk tezinin yerel özerklik şeklinde ortaya konduğu bu görüşmeler, 1971 yılı sonuna kadar sürmüştür. 1972-1974 döneminde görüşmelere Türkiye ve Yunanistan’dan uzmanların katılmasıyla devam edilmiştir. Bu görüşmeler de 15 Temmuz 1974 Rum/Yunan darbesiyle son bulmuştur.
4 Nisan 1970 tarihinde “Mücadeleciler” tarafından Konya’da düzenlenen “Milli Karar” mitinginde ilk defa “Kan Kan Kan, Kıbrıs Kudüs Türkistan” sloganları atılmıştır.
22 Eylül 1970 tarihinde Yeniden Milli Mücadele Dergisi Kıbrıs Davasını kapağa taşımış, “Kıbrıs’ın Feryadına Kulak Verin. Uyanın!” ikazında bulunmuştur.
15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının desteğiyle EOKA lideri Nikos Sampson, adayı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Makarios’a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı kısa süreyle ele geçirmiştir.
20 Temmuz 1974 günü adadaki Türklerin güvenliği için Türkiye Barış Harekâtı’nı başlatmıştır. Barış harekâtı zaferle sonuçlanmıştır.
23 Temmuz 1974 tarihli Yeniden Milli Mücadele Dergisi “Mehmetçik Kıbrıs’ta. Gazamız Mübarek Olsun” manşetiyle yayınlanmıştır.
1974 sonrasında, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye, Ada’da yaşananlar ve gerçekler temelinde iki toplumlu, iki kesimli federasyon modelini benimsemiştir.
30 Temmuz 1974 tarihli Cenevre Deklarasyonu, Kıbrıs’ta fiiliyatta iki ayrı ve otonom yönetim bulunduğunu, kayda geçirmektedir.
13 Şubat 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devletini (KTFD) kurmuştur. İlk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmuştur.
2 Ağustos 1975’te Viyana’da BM gözetiminde Denktaş ile Klerides arasında bir nüfus mübadele anlaşmasına varılmış ve bu BM Barış Gücü aracılığı ile uygulanmıştır.
11 Eylül 1975 tarihli Yeniden Milli Mücadele Dergisi “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurulmalıdır” tezini gündeme getirmiştir.
12 Şubat 1977 tarihinde yapılan Denktaş-Makarios görüşmesi sonucunda ilk Zirve Anlaşması kabul edilmiştir.
13 Eylül 1977 tarihinde Yeniden Milli Mücadele Dergisi “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ne Zaman İlan Edilecek?” sorusunu sormuş, cevap 16 Kasım 1983 gelmiş ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dünyaya ilan edilmiştir. 21 Kasım 1983 tarihli haftalık Bayrak gazetesinde “Bağımsız KKTC kuruldu. Kutlu Olsun” manşetiyle haberi duyurmuştur.
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNİN İLANI
Mayıs 1979’da yine Kıbrıs Türk tarafının çağrısı üzerine yapılan Denktaş-Kiprianu görüşmesinde İkinci Zirve Anlaşması ortaya çıkmıştır.
9 Ağustos 1980’de başlayan görüşmelerde gündeme gelen belge, iki kesimlilik ve güvenlik kavramlarını ilk kez açıkça zikretmektedir.
15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının “self-determinasyon” (kendi kaderini tayin etme) hakkına dayanılarak ve siyasi eşitliği vurgulanarak ilan edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri 1984 Ağustos ayında yeni bir girişim başlatarak, Kıbrıslı Türk ve Rum yetkilileri ayrı ayrı görüşmek üzere Viyana’ya davet etmiştir.
1985 yılında Kıbrıs Türk ve Rum taraflarında yapılan seçimleri müteakip BM Genel Sekreteri taraflarla istişarelerde bulunduktan sonra 29 Mart 1986’da “Taslak Çerçeve Anlaşması”nı sunmuştur.
MÜZAKEREYLE GEÇEN YILLAR
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş 21 Nisan 1986’da, Türk tarafı için önem arz eden temel hususları dile getiren ve paketi bir bütün halinde kabul ettiğini bildiren bir mektubu Genel Sekreter’e göndermiştir. Rum Lider Kipriyanu ise önerilere yanıt vermeyerek uluslararası bir konferans çağrısında bulunmuştur.
Kıbrıs sorununa çözüm arama çabaları(!) 1990 yılının ilk aylarından itibaren tekrar hareketlilik kazanmıştır. BM Genel Sekreteri Butros Ghali, “Fikirler Dizisi” adını taşıyan ve gayrı resmi nitelikte olan bir anlaşma çerçevesi taslağını taraflara iletmiştir.
1992 Haziran ve Kasım ayları arasında New York’ta yapılan müzakereler, Kıbrıs’ta kurulacak yeni ortaklığın siyasal veçhesini içeren konular “Fikirler Dizisi” çerçevesinde ele alınmıştır.
1992 Fikirler Dizisi iki federe devletten oluşan bir federal yapıyı çözüme esas almıştır.
Rum tarafında yapılan Şubat 1993 Başkanlık seçimlerini Fikirler Dizisi’ne karşı çıkan Klerides kazanmıştır.
GKRY, Mart 1995’te AB’nin adaylık statüsü vermesiyle tamamen AB üyeliğine odaklanmıştır.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ve GKRY Lideri Klerides arasında Ekim 1994’de Ara Bölge’de BM Özel Temsilci Yardımcısı’nın gözetiminde beş görüşme yapılmış, görüşmeler sonuçsuz kalmıştır.
Yunanistan ve GKRY arasında Kasım 1993’te “Ortak Savunma Doktrini” yürürlüğe girmiştir.
BMGS’nin yüz yüze görüşmeler için yaptığı çağrı üzerine Temmuz ve Ağustos 1997 aylarında yaklaşık birer hafta süreyle Denktaş ve Klerides, Troutbeck (ABD) ve Glion’da (İsviçre) bir araya gelmişlerdir.
20 Ocak 1997 tarihli Türkiye-KKTC Ortak Deklarasyonu yayınlanmıştır.
20 Ocak, 20 Temmuz 1997 ve nihayet 23 Nisan 1998 tarihli Ortak Açıklamalar çerçevesinde Türkiye ile KKTC arasında kapsamlı bir bütünleşme süreci yürürlüğe konulmuştur.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 14 Kasım 1999 günü yaptığı açıklamada “tarafların kapsamlı bir çözüme yönelik anlamlı müzakereler için zeminin hazırlanması amacıyla aracılı görüşmelere 3 Aralık tarihinde New York’ta başlama konusunda mutabık kaldıklarını” bildirmiştir.
Bu açıklamayı takiben, 3 Aralık 1999-10 Kasım 2000 tarihleri arasında Cenevre ve New York’ta 5 tur aracılı görüşme yapılmıştır.
Cumhurbaşkanı Denktaş 8 Kasım 2001 tarihinde, Kıbrıs sorununa bir çıkış yolu bulunması amacıyla GKRY lideri Klerides’e mektup göndererek Ada’da yüz yüze görüşme önerisinde bulunmuştur.
ANNAN PLANI ÇÖZÜM MÜYDÜ?
16 Ocak 2002’de doğrudan görüşmeler başlamıştır.
BMGS Kofi Annan 6 Eylül 2002 tarihinde, Cumhurbaşkanı Denktaş ve GKRY Lideri Klerides’le Paris’te görüşmüş ve iki lider BMGS’ne görüşlerini aktarma fırsatı bulmuşlardır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Annan, 11 Kasım 2002 tarihinde taraflara, Annan Planı olarak da anılan “Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli” başlıklı belgeyi sunmuştur.
GKRY’nde başkanlık seçimlerini, 16 Şubat 2003 tarihinde yapılan ilk turda oyların %51.51’ini alan sağcı DİKO ve komünist AKEL’in ortak adayı Tasos Papadopulos kazanmıştır.
BMGS Annan, 26 Şubat 2003 tarihinde gittiği Ada’da Annan Planı’nın üçüncü kez taraflara sunmuştur.
Türkiye ve KKTC 2003 yılının sonunda Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözümün bulunabilmesi amacıyla yeni bir girişim başlatmışlardır.
BM Genel Sekreteri’nin önerisiyle 10–13 Şubat 2004 tarihleri arasında New York’ta yapılan görüşmeler, Türk tarafının olumlu ve yapıcı tutumu sayesinde başarılı geçmiş ve Ada’da müzakerelerin tekrar başlaması yolunu açmıştır.
Müzakereler iki aşamalı olarak 19 Şubat 2004 tarihinde başlamış ve 31 Mart 2004 tarihine kadar devam etmiştir. 31 Mart 2004 tarihinde BM Genel Sekreteri’nin Annan Planı’nın nihai halini taraflara sunması ile sonuçlanmıştır.
24 Nisan 2004 tarihinde Annan planı iki tarafta referanduma sunulmuştur. Rum halkının %76’sı Planı reddederken, Kıbrıs Türk tarafı kendileri için getireceği pek çok zorluğa rağmen %65’i çoğunlukla Plan’a “evet” demiştir.
Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali kalabalık bir heyetle birlikte devrin Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in selamıyla Kıbrıs’a giderek Annan Plânı’yla Kıbrıs’ı bekleyen tehlikeleri anlatmış, Rauf Denktaş’a destek olmuştur.
GKRY 1 Mayıs 2004 tarihinde, “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında AB’ne tam üye olmuştur.
DENKTAŞ’SIZ YILLARDA KIBRIS DAVASI
KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri 17 Nisan 2005 tarihinde yapılmıştır. Başbakan Mehmet Ali Talat birinci turda oyların % 55.60’ını alarak Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Talat, 20 Nisan tarihinde düzenlenen yemin töreninin ardından görevi Rauf Denktaş’tan devralmıştır.
KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’la 20 Kasım 2006 tarihinde Cenevre’de bir görüşme gerçekleştirmiştir.
KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat, beklentilerini ortaya koyan bir mektubu 3 Nisan 2007 tarihinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a göndermiştir.
BM nezdindeki Daimi Temsilcimiz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Doğu Akdeniz’de son dönemlerde deniz alanlarının sınırlandırılması ve petrol/gaz aramaları bağlamında giriştiği faaliyetler ve Garanti Anlaşmalarına aykırı biçimde Fransa ile yaptığı askeri anlaşma ile bunlara ilişkin görüşlerimizi içeren bir mektubu 26 Nisan 2007 tarihinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a göndermiştir.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 16 Ekim günü New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile bir görüşme yapmıştır. Bu görüşmede Papadopulos’un uzlaşmaz tutumuna atıfta bulunarak, Kıbrıs’ta iki taraf arasında olumlu bir atmosferin tesis edilebilmesi için bir Güven Artırıcı Önlemler (GAÖ) paketini sunmuştur.
BM Genel Sekreteri Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün faaliyetlerine ilişkin raporu 3 Aralık 2007 tarihinde yayınlanmıştır.
Raporda, Kıbrıs Türkleri üzerindeki izolasyonların kaldırılması telkin edilmiş ve bunun tanıma Ada’daki BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasına ilişkin 1789 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı 14 Aralık 2007 tarihinde kabul edilmiştir.
3 Eylül 2008’de Lokmacı kapısı açılmıştır.
2010 Nisan’ında Derviş Eroğlu KKTC Cumhurbaşkanı oldu.
13 Ocak 2012’de Rauf Denktaş öldü.
2013 yılında GKRY başkanı seçildi. Hristofyas’ın yerine Nikos Anastasiades geldi.
11 Şubat 2014’te Eroğlu ve Anastasiades mutabakat metni imzaladı.
2016’da Mustafa Akıncı KKTC Cumhurbaşkanı oldu. Akıncı ve Anastasiades Toprak düzenlemesi, Güvenlik ve Garantörlük konusunda müzakereler yaptılar ancak görüşmeler sonuçsuz kaldı. BM genel Sekreteri Antonio Guterres yayınladığı raporda hayal kırıklığını dile getirmiştir.
Son yüz yıldır gündemden hiç düşmeyen Kıbrıs’ta yaşananları kronolojik bir sıra ve özetin özeti halinde verdik. Yazdığımız her maddenin kitap boyutunda açıklamalara ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Biz sadece araştırmacılara bir kapı araladık.