TÜRKİYE ROL MODELDİR 

OYUN KURUCU OLMALIDIR

Milletçe, tarihi karar günleriyle karşı karşıyayız. İnsanlığın yüz akı olan, Hakk’ın sancaktarlığını yapan milletimiz, tarih boyunca batılın, küfrün ve zulmün ebedi nefretine, bitmez tükenmez düşmanlığına hedef olmuştur. Batılı güçler ve ABD; sistemlerini, projelerini, yaşama ve irade tarzlarını benimsememizi istemekte olup tarihi kinlerine devam etmektedirler. Bugün Türk ve İslam dünyasının maruz kaldığı saldırılar, katliamlar, yeni haçlı-siyon ittifakının sonucudur.

Zulmün, küfrün, şirkin, fitnenin her an pazarlandığı bir dünyada yaşıyoruz. Dünyaya şekil vermek isteyenleri tanımayanlar, emellerini anlamayanlar perspektifi kavrayamazlar. Milletler yaşadığı coğrafyanın, yaşadığı inancın da etkisi altındadırlar. Dünyadaki savaşların durmaması, önünün alınmaması, barışın sağlanamaması sömürüden, Siyonizm’in doyumsuz iştihasından, hedeflerinden geliyor.

BOP hülyaları sürdükçe Ortadoğu’da barış sağlanamaz. Dünya üzerindeki etkisini, hakimiyetini sürdürmek isteyen ve bu konuda her yolu mubah sayan bu anlayışa, aklı selim toplumlar dur demelidir. Dünyada devam eden savaşlar, esaret, sömürü, biyolojik, kimyasal savaşlar, yaşamakta olduğumuz virüs ve mikroplar bunların eseridir. Milletlerin ve tohumların gen yapısıyla oynama, bağışıklıklarını çökertme, hastalıklar ve benzeri illetlerle milletleri yok etmek ya da teslim almak, zarar vermek, işgal, gayri insani olmayan modelleri uygulamak aynı merkezlerin eseridir.

Milletler, başlarına musallat olan Siyonizm belasından kurtarılmalıdır.

Günümüzde, Batı ve ABD destekli bu sinsi güçler her dönem senaryolarını yürütmüşlerdir. Ancak zulüm ebedi değildir. Her nesnenin bir sonu olacaktır. Ancak her devlet ve millet kendi savaşını, mücadelesini kendi vermeli, başka yerlerden kurtarıcı beklememelidir! Milletlerin istiklalini ve istikbalini başkaları değil, yine milletin azim ve kararı kurtarır!..

Global gizli güçler (küresel çete) işbaşındadır. Yeni dünya devleti hülyaları bu mahfillerin gayeleridir. Bunun için Siyonizm’in kontrolünde ülkeler, yeni nesil insan modelleri ve itaat eden toplumlar oluştururlar… Tarih boyunca batının bize bakışı değişmemiştir. Mazlumların yanında olan milletimiz, onlar için engeldir. Onların amacı, Müslüman Türkleri yok etmek, Asya bozkırlarına sürmektir.

Biz, ABD ile müttefikiz ama ABD içindeki gizli güçlerle değil. Bizim ne ABD de yaşayanlarla ne İsrail’de yaşayanlarla ne Fransız’la ne İngiliz’le herhangi bir işimiz ne de düşmanlığımız yoktur. O ülkelerde yaşayan halkların da birçoğu, Siyonistlerin insani olmayan uygulamalarına karşıdır. Sözümüz bu ülkelerin içerisine sızmış, denetlenmesi zorlaştırılmış Avangelist, çeteleşmiş güçlerledir. Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Kudüs’te, dünyanın herhangi bir yerindeki zulümler bunların azgın emelleri yüzünden sürüyor. Buralarda milletler bastırılmış, zulme uğramış, baştakiler de milletinden kopmuş devletin, milletin temsilcileri değil, kukla temsilcilerdir.

Günümüzde ABD’nin ekonomik, siyasi boyutuna yön veren, ABD’nin içerisindeki derin Siyonistlerdir. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi devletlerin başına getirilenler ülkeyi yönetmezler, onlar figürandırlar. Asıl o ülkenin gidişatına yön verenler, derin güçlerdir. Düşmanlarımız, “Yeni dünya düzeni” oluşturmak isteyen, devletleri ele geçirmiş, çeteleşmiş olan, devletle, milletle, vatanla ilgisi olmayanlardır. İşte bu güçler devletlerin, ülkelerin içerisine sızdırılmış, yerleştirilmiş oluşumlarla ekonomi, siyasi yaşantılarına yön vermek ve birçok hedeflerine varmak istemektedirler.

İşgalci, gaspçı, cani, habis uru, Müslüman alemin kalbine saplanmış zehirli hançer “Siyonist İsrail” ile dünyanın en büyük Siyonist devleti hamisi “ABD yönetimleri”, İsrail’in etrafında, onu tehdit edecek, yayılmacılığına engel olacak tek bir devlet bırakmama peşinde.
Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya ve Mısır’ da yaşananlar, İkiz Kuleler provokasyonu hep bu hedefe varmak için. Bölgedeki sözde Müslüman liderleri yanlarına alarak, onları kullanarak, ülkeleri işgal etmek, parçalamak ve yerle yeksan etmek bunların işi… Sıra İran’da. Ambargo, Süleymani ve şimdi de fizikçi Fahrizade suikastları, adım adım İran’ı yok etme planları!

Güçlü Türkiye Oyunları bozacaktır.   

Emperyalizmin Suriye’de, Irak’ta, Libya’da Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Afrika’da, Filistin’de ve diğer ülkelerde yapmış olduğu zulüm ve vahşetler durdurulmalıdır. Bunlara başta karşı çıkacak, Türk ve İslam dünyasına rehberlik yapacak olan ülkemizdir.          Çevremizde, ülkemizde oluşan hadiseleri birer uyarıcı elçi olarak görmeliyiz. Belki o zaman bizi kuşatan projelerden kurtulmak için gayretli oluruz. Belki o zaman Müslümanlar tek vücut olma arzusunu duyarlar. Belki o zaman düşmanlar bu birlik karşısında korkuya kapılıp geri adım atarlar.

Günümüzde oyun kurucu mu, oyunun figüranı mı olacağımıza karar vermek durumunda, var olma yok olma mücadelesiyle karşı karşıya, tarihi karar arifesindeyiz. Yaşadığımız dünyada ülkemize ve bize umut bağlayanlara karşı sorumluluğumuz var. Bununla birlikte Türk dünyasının bütünleşmesi, İslam ülkelerinin birliktelik oluşturması, birbirine destek olmasına karar vermek zorundadırlar. Bunu sağlayacak rol model ülke, tarihi misyonuyla Türki’yedir. Bunun için, batının kışkırtmasıyla, Balkanlardan Orta Asya’ya, Türk dünyasına uzanacak elimiz, yolumuz kesilmeye çalışılıyor. Türkiye’yi hiç kimse Türk ve İslam dünyasından tecrit edemeyecek, Türkiye’nin boğazını sıkmak isteyenlere iç dinamiklerimizle fırsat verilmeyecektir.

Her an uyanık olunmalıdır. Türkiye ile Rusya, zorlamayla bölgesel çıkar ilişkilerine dayalı anlaşmak zorunda, yoksa Rusya tarih boyu bize dost olmamıştır. Rusya, ABD tarafından kuşatılması korkusuyla Türkiye’ye yaklaşıyor. Çünkü ABD’nin Karadenizde Deniz üssü hazırlığı var! Kanal İstanbul projesi acaba bunun için mi? ABD Irak’ta, Suriye’de piyon devletçikler kurarak, İran’ı parçalayarak, Rusya’yı güneyden kuşatma hareketiyle Akdeniz’den Afganistan’a uzanan koridoru kontrol etmek istiyor.

Ülkemiz için, bölgesel milli güvenlik zorunluluktur. Akdeniz’den, Afganistan’a, Balkanlardan Çin’e, Rusya’dan Afrika’ya kadar olan bölgelerde beş bin yıllık devlet tecrübesi ve geleneği ile yaşadığımız topluma ve insanlığa karşı tarihi sorumluğumuz var.

Devletimiz vatanımız her zaman tehdit altındadır. Ortadoğu’da ve diğer İslam ülkelerinin kapısına dayanan savaş tehditleri görülmelidir. Düşmanın asıl hedefi Türk ve İslam dünyasının rehberi, mazlumun ağabeyi milletimiz ve ülkemizdir. Devletimizin, milletimizin geleceğine sahip çıkılmalıdır. Türk Milleti, Tarih boyu verdiği kutlu mücadeleyle günümüze gelmiş, kıyamete kadar yaşayacaktır. Türkiye hiçbir emperyal gücün etkisi altında olamaz. Devletçe, milletçe milli iradeyi hâkim kılmalıyız. Her türlü mücadelede, siyasette ilmi, aklı devreye sokmalı, yerli ve milli olmalıyız.

Artık teslimiyetçi, pasif ABD’ye bağımlı dış politika devri sona ermelidir. Rakibin oyunlarını bilen sporcu tedbirini alır, oyunu yönlendirir. 21. Yüzyılın Türkiye’si için, güçlü Milli iktidar lazım. Birlikten, dürüstlükten, bağımsızlıktan yana siyasetçilere ihtiyaç var. Bu devlet, bu ülke, bu değerler etrafında birleşenlerle yücelecektir.

İslam coğrafyasında, bölgenin gerçek sahiplerinin karar verici olduğu, sınırlarının emperyalistler tarafından çizilmediği, adaletin ve barışın hâkim olduğu “bir medeniyetin inşa edilmesi” elbette mümkündür ve Türk milletinin görevidir. Bu görev aklın, vicdanın ve tarihin gereğidir. (Aykut Edibali)

              Uyanalım artık!
Unutulmamalıdır ki İstikrar, milli hedef ve idealler, istikbal için vazgeçilmez şartlardır. Türkiye’nin kendi yol haritasını, dünya şartlarına göre kendi belirleyen, Milli iktidarlara ve devlet projelerine ihtiyacı vardır…Allah Müslümanlara uyanma, titreyip kendine gelme, birlik ve beraberlik nasip eylesin.

Yorum Yapın

Navigate