15 Temmuz Öncesi ve Sonrası:Akıl Başa

Hikmet SOFU

Uyarılarımız yetersiz kaldı! Evlatlarımızı altın tepside yabancılara sunduk!..
Matruşka İçinde Matruşka!.. Bilmece içinde bilmece!.. Yetkililerin kafa karışıklığından, doğru-yanlış bilgi kirliğinden, istihbarat kirliliğinden, haber kirliliğinden arınınca gerçek ortaya çıkacak!.. Bu darbe girişimini yapanların arkasında kim/ kimler vardı? Bu girişim başarılı olsa da, başarılı olmasa da, her halükarda kârlı çıkacak olanlar kimdi/ kimlerdi? O halde asıl kaybeden kim?.. Mutlaka çıkarılmalı!.. Ve bundan sonra daha az kayıpla işin içinden nasıl çıkarız?     
Nasıl, Neden, Niçin? Kalkışmacılar bu kadar uzmanca bir teşkilatlanmayı nasıl yapmışlar… Kim kimi nasıl kandırmış, aldatmış… Kim nasıl kanmış, aldanmış… Kim kimi niçin, neden, hangi hedefl er, hangi amaçlar için nasıl kullanmış/ kullanılmış… Yıllarca bu aziz-asil millet, ‘uyusun da büyüsün ninni yavrum ninni ninni …’ manileriyle nasıl uyutulmuş, soyulmuş… Millete milli-manevi maniler söylenerek, elindeki maddi-manevi varlıkları ve evlatları bir bir nazikçe nasıl alınmış…

Evlatlarımızın devşirilmesine nasıl göz yumulmuş?
İyi De…
Bütün Bunlar Olurken İktidarlar Ne Yapıyormuş? Tüm bunlar olurken MİT, askeri istihbarat, emniyet istihbarat, sivil istihbarat nasıl uyutulmuş veya kime çalışmış… Türkiye’nin (devletin/ milletin) temellerine dinamit konulurken devlet neden seyrediyormuş? Devlet erkanı kendi elleriyle besleyip, büyütüp ABD’ye teslim ettikleri birinin ve teşkilatının Türk Milleti ve Türk devleti için çalışmayacağını bilmiyor muydu? Evet bütün bunların cevabı doğru dürüst ortaya çıkartılmalı…
Uyarılarımız Yetersiz Kaldı, Evlatlarımızı Kaybettik!.. İlimle, bilgiyle, irfanla, milli kültürle donatılmamış gencecik yavrularımız; vatanperverlik, hürriyet, emek, işçi hakları uğruna(?!) ya komünist oldu; ya demokrasi, ilericilik adına(!?) ABD uşağı… “ABD desteği olmadan Türkiye’de iktidar olunamaz” ninnileri söylendi bebelerimizin kulaklarına koca koca siyasi bebeklerimiz(!?) tarafından… Millet Partililer olarak -ve bizim gibi bazıları-, milleti, devleti, devlet kurumlarını, maddi-manevi-ilahi değerlerimizi korumak amacıyla bu samimi uyarılarımızı yarım asırdır ısrarla sürdürürken, horlandık, ayıplandık, alaya alındık… Ya da görmezden, duyulmazdan, bilinmezden gelindik!.. Hadi sesimiz zayıf çıktığından, makam mansıp menfaat dağıtmadığımızdan halka anlatamadık, iyi de!.. Devlet niye anlamadı? İktidarlar niye anlamadı? İstihbarat niye anlamadı? (*) Devlet, iktidar ve istihbarat niye; devleti, milleti, milli birliği ve milli manevi değerleri korumadı da, evlatlarımızı yabancılara altın tepside servis yaptı? Ya vatanperverlik, hürriyet, emek, işçi hakları uğruna(?!) komünist; ya da demokrasi, liberalizm, ilericilik adına(!?) ABD uşağı olup robotlaştılar… Vatanperver, hürriyetçi, emekçi, işçi hakları savunucusu, demokrat, liberal, ilerici olmak için bir yerlerin uşağı olmak şart mıydı? Darbe girişimi anında ölen, şehit olan, yaralanan insanlarımızın acısı yüreğimizi dağlarken; aklınıkalbini yabancılara kaptırtarak kaybettiğimiz millet evlatlarının acısı acımızı daha da katlıyor. Şimdi, “40 senedir büyüyüp de göremediğimiz bu tehlike” itirafı, devleti ve iktidarı kurtarıyor mu? Hz. Ömer, “Fırat kenarında bir kurt, bir kuzuyu kapsa, Kıyamet gününde Allah bunun hesabını benden sorar” derken ne demek istiyordu…
15 Temmuz Öncesi İşte Böyle!.. 15 Temmuz öncesi; akıl, düşünce, tecrübe, tarih, strateji, taktik, dost-düşman, kısacası 5.000 yıllık devlet aklı yerlerde sürünen bir değerimizdi…
15 Temmuz Sonrası, Şimdi İş Zamanı, Akıl Başa!.. Düşmanlarımızı sevindirerek, milletimizi ve dostlarımızı üzerek değil; akılla, akıllıca!.. Hisle, heyecanla, kinle, nefretle, cadı avıyla, zulümle değil; akılla, akıllıca!.. Milleti muhbir yaparak, birbirine kuşkuyla baktırarak, komşuluğu-akrabalığı-kardeşliği-birliğidostluğu-arkadaşlığı zehirleyerek değil; gerçekten istihbarat yaparak, yapılan istihbaratı adam gibi değerlendirip analiz ederek ve doğru kararı verip uygulayarak; akılla, akıllıca!… Kırarak, dökerek, yakarak, yıkarak değil; akılla, akıllıca!..

İnsanlarımızı, kurumlarımızı, ordumuzu, devletimizi, zaafa uğratarak, kaybederek değil; akılla, akıllıca!..
Hak-Hukuk-Adalet, İnsan Hak Ve Hürriyetleri Aman dikkat!.. Suçluları bulup cezalandıralım. Hakka, hukuka uygun, adilane… Başkalarını, başka devletlerin yanlışlarını örnek almayalım. Suçluyu cezalandıracağız derken her kim olursa olsun suçsuzu da yakmayalım. Mazlumlar oluşturmayalım, zalimlerden olmayalım. ‘NE ZULMEDELİM, NE ZULME UĞRAYANLARDAN OLALIM’ mesajı bizim için ne güzel bir öğüt!..
Ordu-Millet Bu aziz millet, tarihi-kutsal görevi gereği tarih boyunca ‘ORDU-MİLLET’tir. Ordumuzun başını önüne eğdirmemeli, mağlubiyeti tattırmamalı, milletin gözünde değerini asla düşürmemeliyiz. İçindeki hainleri temizleyelim ama başını öne düşürmeyelim… Bugün pkk/pyd/ışid/ Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması istenen bir kukla devletçikle; yarın vatanımıza ve devletimize yapılacak bir düşman saldırısına karşı kim savaşacak? Aman dikkat!..
Türk Milleti Asli Görevinin Başına!.. Devletimizi ve kurumlarımızı ıslah edip koruyacak; evlatlarımızı kaybetmeyecek, insanlarımızı gerip-kutuplaştırmayacak, halkı birbirine kenetleyerek millet haline getirecek; milletimizin önünü açarak dünya milletleri içinde şerefli rehber-lider milleti haline getirecek; bir fikir, düşünce, ilim, bilim, sanat, teknoloji, buluş, icat, içtihat, gelişme, zenginlik, hürriyet, özgürlük, birlik, kardeşlik, barış, hak, hukuk, adalet ve hakkaniyet davasına… Dünya milletlerini aydınlatacak, insanları şefkatle kucaklayacak barış medeniyetinin inşası için Türk milleti asli görevinin başına geçmelidir.

Yorum Yapın

Navigate