Şehit Kaymakam Mehmed Kemal: ‘Asil Türk Milleti Gereğini Hep Yapacak!’

‘Milli Şehidimiz Boğazlıyan Kaymakamı

Mehmed Kemal Bey:

‘Asil Türk Milleti Gereğini Hep Yapacak!’

Mehmed Kemal Bey, I. Dünya Savaşı’nın son yıllarında Boğazlıyan kaymakamlığı görevindeydi.

20 asır başlarında, emperyalist güçlerle işbirliği yaparak Osmanlı’ya karşı savaş açan, askeri birlikleri arkadan vuran, isyanlar çıkartan ve bulundukları yerlerdeki sivil Türkleri çoluk çocuk demeden katleden, diri diri ateşe veren Hınçak, Taşnak, Ermenakan, Taşnaksutyun gibi çeteler dur durak bilmiyordu. Boğazlıyan isyankar çetelerin katliam yaptığı yerlerden sadece biridir…

Bu çeteler ihanette o kadar ileri gittiler ki, Türk toprağı Kafkasları işgal eden Rus ordusuna katılarak tugay çapında bir askeri birlik oluşturup Osmanlı Ordusuna karşı savaştılar…

İşi o kadar azıttılar ki, Osmanlı padişahı II. Abdülhamit’i 1905’te Yıldız’da bir bomba ile öldürmeye teşebbüs edecek kadar ileri gittiler.

İşte bu çetelere karşı, iktidardaki İttihat ve Terakki Fırkası’nca çıkarılan “Tehcir kununu”nu (geçici sevk ve iskan kanunu) Boğazlıyan’da uygulayan ve ilçedeki isyankar Ermenileri Suriye’ye sevk ettiren Kaymakam Kemal Bey, emperyalist güçlerin baskısı ile İstanbul hükümetince, tehcir sırasında ölen Ermenilerden sorumlu tutularak yargılandı.

Mahkemece, “Kış gününde vatandaşları can ve mal kaybına uğrattığı, ayaklarına süngüler bağlayarak ölüme terk ettiği” iddiasıyla suçlandı.

Kemal Bey, “Ben aldığım emri yerine getirdim. Sürgün edilenlere insanî şekilde davrandım. Süngü bağlamadım. Vicdan azabı duymuyorum. Kimsenin ölümü için emir vermedim.” diyerek suçlamalara karşı çıktı, mahkemece suçsuz bulundu.

Ancak emperyalist güçlerin baskılarıyla düzmece Nemrut Mustafa Divan-ı Harbi, idam fermanını isyankar Ermeni çetelerine vereceği yerde; Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, Urfa Mutasarrıfı Mehmet Nusret Bey, Diyarbakır Valisi Mehmet Reşit Bey hakkında verdi.

Padişah Vahdettin idam kararını onaylamadı ise de baskılar karşısında Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’den fetva istedi. Alınan fetva ile Kemal Bey, İstanbul Beyazıt Meydanı’nda 10 Nisan 1919’da, Mehmet Nusret Bey de 5 Ağustos 1920’de idam edildi.

“ASİL TÜRK MİLLETİ GEREĞİNİ HEP YAPACAK!”

Mehmet Kemal bey, idam sehpasında Beyazıt meydanında toplanan kalabalığa şöyle haykırdı: “Ben masumum. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buysa kahrolsun böyle adalet! Allah vatan ve milletimize zeval vermesin. Çocuklarımı asil Türk milletine emanet ediyorum. Eminim bu kahraman millet gereğini yapacaktır. Yaşasın millet!..”

Mehmet Bey’in haykırışı Osmanlı’yı yıkıp, Türk’ü mezara koymak isteyen emperyalistlere ilk kurşundur. İkincisi Hasan Tahsin ve Bandırma vapurundaki Mustafa Kemal!..

Kemal Bey’in haykırışı, Türk Milleti’nin yüreğinde hürriyet ateşini tutuşturur, İstanbul ayağa kalkar, Anadolu dirilir, Kuva-yı Milliye teşkilatları kurulur hemen her yerde. Çare: Milli Mücadele!..

TBMM, 14 Ekim 1922’de Kemal Bey’i, Urfa mutasarrıfı Nusret Beyi ve Diyarbakır Valisi Reşit Bey’i ‘şehid-i millî’ ilân eder…

Milli Mücadele zaferle taçlanır…

Yaşasın Türk Milleti’nin hayat kavgasının bayrağı Mehmed Kemaller!..

Yaşasın Mehmet Kemallerin ideallerini yaşatan Yeniden Milli Mücadeleciler!

Yaşasın Mehmet Kemallerin ideallerine sahip çıkan Büyük Türk Milleti!..

Yorum Yapın

Navigate