MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK VE MİLLET PARTİSİ

Asıl adı Mustafa Fevzi’dir. 12 Ocak 1876’da İstanbul’da Cihangir semtinde doğdu. Babası Topçu Albay Ali beydir, Asker bir ailenin çocuğu olarak 1895’te Harp okulundan teğmen olarak mezun olup orduya girdi. Daha sonra Rumeli’ye gönderildi. Fevzi Çakmak Rumeli’de hizmet verdiği sırada, Osmanlı imparatorluğunun karışık ve kötü bir dönemiydi. Özellikle Rumeli’de, Jön Türkler geniş bir örgüt kurmuşlar ve meşrutiyetin yeniden ilanı için çalışıyorlardı. İşte bu nazik dönemde Fevzi Çakmak, hem hükümetin, düşmanlığını üzerinde toplamamış, hem de ittihatçıların hücum hedefi olmamıştır. Kosova kolordusu kurma başkanlığı yaptığı sırada Atatürk’le tanıştı ve Atatürk onu vakarlı, seviyeli bir asker olarak gördü ve sevdi. Fevzi Çakmak Balkan savaşından sonra Ankara Tümeni komutanlığında bulundu, 1914 yılında general oldu. Mustafa Fevzi Çanakkale Savaşlarında üstün başarılar gösterdi ve Atatürk’ten sonra Anafartalar grup komutanlığı yaptı. 1916 yılında ikinci Kafkas ordusu komutanı, 1917 yılında ikinci ordu komutanı olarak görev yaptı. Bu görevlerinden Suriye’ye yedinci ordu komutanı olarak atandı. Burada çok üstün ve parlak hizmetler yaptı. Görev yaptığı arkadaşları arasında hiç kimseyi gücendirmemiş, incitmemiş, babayani bir askerdi. Bir ara Atatürk’le karşı karşıya geldiler, Atatürk’ün bazı fikirlerini paylaşmadı ve kabul etmedi. Ancak Kazım Karabekir paşa devreye girerek anlaşmazlıkları ortadan kaldırdı.

FEVZİ ÇAKMAK, 27 MAYIS 1920’DE ASKERLİKTEN TARD EDİLDİ( KOVULDU)

Fevzi çakmak, 3 Şubat 1920 tarihinde İstanbul hükümeti tarafından harbiye nazırlığına getirildi.(Milli Savunma Bakanlığı). Bu görevi esnasında Kurtuluş Savaşına değerli hizmetler yaptı. İstanbul’dan birçok silah ve cephanenin Anadolu’ya taşınması, değerli komutanların ve askerilerin Anadolu’ya geçmesi hep bu döneme rastladı. İstanbul resmen işgal edilince daha fazla beklemedi ve O’da Anadolu’ya geçerek Kurtuluş savaşında, Atatürk’ün yanında yer aldı. Fevzi Çakmak Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunun sessiz ve askeri mimarlarından biridir. Yaklaşık hayatının yarısını Türk ordusunun içinde ve başında geçirmiş kahraman bir askerdir. Fevzi Çakmak aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin iki mareşalinden biridir. İstanbul hükümeti, Fevzi Çakmak’ın destek ve himayesiyle birçok sivil ve askerin Anadolu’ya geçtiğini görünce Fevzi Çakmak’ı askerlikten tard etti ve idama mahkûm edildiğini ilan etti. Padişah Vahdettin, 27 Mayıs 1920’de bu kararı tasdik ederek Mustafa Fevzi idam edecekler arasına girdi.

Fevzi Çakmak, Ankara hükümetinde Milli Savunma Bakanı ve hükümet başkanı olarak görev yaptı, yeni ordunun kurulmasında fedakâr çalışmalar yaptı. Gerek ordu da, gerekse halk arasında yaptığı önemli konuşmalarla beyanatlarla halkın moralini yükseltiyor ve zafere olan inancı pekiştiriyordu. Sakarya savaşına kadar, Milli Savunma Bakanı ve Bakanlar kurulu Başkanı görevlerini yürüttü. Bu savaştan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle Genelkurmay başkanlığına getirildi. Aynı zamanda Sakarya savaşının kazanılmasında Fevzi Çakmak’ın Büyük yardımı olmuştur. Atatürk’ün yanın da ve emrinde sadakatle çalışmış; askerin maneviyatını yükseltmiş, bizzat siperleri gezmiş, askerilerin arasında bulunmuş ve zafere olan olan inancı vurgulamıştır. Sakarya savaşının zaferle sonuçlanmasından sonra T.B.M.M. Mustafa Kemal Paşaya mareşallik rütbesi ile gazilik unvanı verilmesini kabul etmiş, Fevzi Çakmak’a ise takdirname verilmesini onaylamıştır. Fevzi Çakmak, 26 Ağustos Büyük Taarruz savaşından sonra kendisine meclis tarafından mareşallik rütbesi verilmiş ve Kurtuluş savaşının, Atatürk’ten sonra ikinci Mareşali olmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan(29 Ekim 1923) 1944 yılına kadar aralıksız genelkurmay başkanlığı görevinde bulunmuştur. Kendisi ordunun en sevilen ve gözbebeği olan mareşaldi. Türk ordusunun eğitim ve öğretiminin artmasında ve en zinde güç haline gelmesinde onun emeği çoktur.

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK VE MİLLET PARTİSİ

Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1944 tarihinde yaş haddinden emekli oldu. Ve 1946 seçimlerinde demokrat partiden İstanbul milletvekili olarak Parlamentoya girdi. Ancak parti ileri gelenleriyle bazı noktalarda anlaşamayınca partiden ayrıldı ve bazı arkadaşlarıyla birlikte, 1948 yılında bugünkü Millet Partisini Kurdu ve Onursal başkanı seçildi. Bu dönemde, despot ve faşizan CHP yönetime karşı, insan hak ve hürriyetlerini, demokrasiyi, milli kültür ve dini değerlerimizi savunmak için bu partiyi kurmuştur. Birçok engelleme ve ayak oyunlarına rağmen DP iktidarı döneminde 10 Nisan 1950 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. Kendisine Allahtan gani gani rahmet dileriz. Mekânı cennet ruhu şad olsun.

Fevzi Çakmak’ın vefatından sonra Millet partisinin genel başkanlığını bir müddet Osman Bölükbaşı yürütmüştür. Kendisini rahmet ve şükranla anıyoruz. Mekânı cennet olsun. Kendisi Türk siyasi hayatında çok renkli bir kişi ve esprileriyle dop dolu siyasetin kahramanlarından biridir.

YIL 1992!.. MİLLET PARTİSİ YENİDEN KURULUYOR

Bilindiği gibi 1991 yılı seçimlerinde “üçlü ittifak”  yapılarak; (Refah Partisi, Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi) bir müddet sonra dağılmış, Aykut Edibali liderliğindeki Islahatçı Demokrasi Partisi’nin birlik çağrıları devam etmiş ancak birliktelik sağlanamamış ve yürütülememişti. İşte IDP’nin 1992’deki büyük kurultayında, Birlik ve Barış Partisi, Bayrak partisi ve Talat Nevruzoğlu’nun genel başkanlığındaki Millet Partisi IDP’ye katılarak yeni bir birliğin adresi olmuştur. Bu kurultayda IDP adını, Millet partisi olarak değiştirmiştir. Artık Islahatçı demokrasi Partisi, Millet partisi olmuştur. O tarihten beri Millet Partisinin genel başkanlığını Aykut Edibali yürütmektedir.

Yorum Yapın

Navigate