Referandumu Doğru Yorumlamak

Sandıktan %51 civarında evet, %49 civarında ‘hayır’ çıktı! Bir anayasal rejimi, vatandaşların yarısının itirazına rağmen değiştirmek meşru mudur, ahlaki midir, makul müdür?

Bu kadar tehlikeli bir rejim değişikliği için bu küçük fark yetmez! Fiili-gayri meşru durumu hukukileştirmek AKP iktidarının göreviydi.

Elbette böylesine hayati bir referandumun öncesinde, sırasında ve sonrasında, sürecin adil şartlar içinde yapılıp yapılmadığı önemlidir ve tartışılmalıdır. Tartışmaları ve değerlendirmeleri müdahale saymak tutarsızlıktır. Referandum demokratik şartlar altında yapıldıysa, siyasi hayatımız için “ihtilal” çapındaki bir değişimin demokratik olup olmadığını tartışmayı yasaklayamayız.

Üçüncü şeflik rejimi hayalleri allanıp pullanarak Türkiye çok partili demokrasiden, parlamenter rejimden koparılmış, hukuk, demokrasi mahvedilmiştir. Sözde başkanlık ile ülke istişaresiz, murakabesiz bir döneme sokulmak isteniyor. Bu tehlikeli geleceği Türkiye’nin kaderi haline getirmek için de referandum kullanılıyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi Ucubesi

Dünya siyasi rejimleri arasında Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi gibi bir ucube görülmemiştir. Böylesine bir yönetim anlayışı “İstediğini asarsın, istediğini kesersin” anlayışından ibarettir.

Türkiye’nin başına bela olmuş darbelerin bahanesi de icat ettikleri sözde anayasalardır. İcat edilen bu Anayasalar, “hayır” deyenin cezalandırılması sebebiyle, sözde referandumlarda %93 gibi oy oranlarıyla evetlenmiştir diktatör Evren’in anayasası. 61 Anayasası ise siyasi hayatımızda ‘Tabii Senatörlük’ gibi antidemokratik baskı unsurları ve bir iktidar oluşturmayı engelleyecek kurumlar koymuştur.

Yorum Yapın

Navigate