Kemal Yaman
“Mücadele Birliği Hareketi”, başlangıcındaki inanç, kabul, anlayış, irade ve karar itibariyle bir iman, fikir, ahlâk ve bu değerlerin şekillendirdiği bir aksiyon hareketidir.
Her şeyden önce Mücadele Biriği; ülkemizde uzun bir fetret dönemi ve sonrasında oluşan “İslâm” görünümlü ve fakat gayr-i İslâmî unsurları bünyesinde taşıyan ve barındıran bir din anlayışı karşısında “Sahabe”, “Tâbiîn”, “Tebeüttâbiîn” ve “Müctehid İmamlar”ın temsil ettiği çizgide yaşanagelen “Sahih bir İslâm” anlayışını yaşayan, yaşama gayreti içinde bulunan ve yaşatmaya çalışan samimi bir topluluğun hareketidir.
Bu hareket, kuru, soğuk, mâneviyattan ve ruhtan ırak, enâniyet kokan ifadelerle ve sanki sadece belli siyasî ve kültürel hedeflere yönelik legal ve illegal çalışmalar içinde bulunmuş gibi bir havaya büründürülerek; yer yer gizli ve istihbârî anlamlar da yüklenerek anlatılmaya çalışılan gizemli, kapalı, sıradan bir hareket değildir.
“Mücadele Birliği” hareketi, bu anlayışların dışında ve üstünde, her şeyden önce, büyük bir iman ve ıslah hareketidir. Bu hareketin her yerdeki mensupları, temsilcileri ve yürütücüleri de, bu anlayışın gerektirdiği vasıfta, olgunlukta ve donanımda yetişen, yetişmeye gayret eden; hayatlarını bu iman hareketinin çizgisinde şekillendirmeye çabalayan, çabalamış olan seçkin kişilerdir.
“Mücadele Birliği” ni bu anlayışın ve idealin dışındaymış gibi anlayan, onu sıradan bir teşkilâtmış gibi gören; böyle anlayan ve anlatanlar, her kimler olurlarsa olsunlar, bu hareketi hakkıyla anlayamamış, doğru değerlendirememiş kimselerdir.
Onun için, bir kardeşimizin dediği gibi (sanırım Mehmed Çiçek olacak), “Mücadele Birliği”, kuru, yavan, mânevî içerikten ve ruhtan yoksun ve soğuk ifadelerle anlatılabilecek bir hareket değil, “yaşanarak” tanımlanabilecek bir kuruluştur.
Şüphesiz, bu büyük iman ve ıslah hareketinin inanç ve fikir babası, kurucusu ve lideri, Muhterem Aykut Edibâli’dir. Can yoldaşı, büyük aksiyon insanı Yavuz Arslan Argun da onun yanında ve onun öğrenciliğinde yetişmiş, en büyük yardımcısı, destekçisi ve dostu olmuştur. Birbirlerinin mütemmimi can dostluk ve yoldaşlık…
Aykut Edibâli’nin, büyük bir liderlik dirayetiyle, arkadaşı, kardeşi ve can dostu Yavuz Arslan Argun ve diğer bir avuç kardeş ve dostla birlikte başlangıçta gösterdikleri çaba, gayret ve katlandıkları kahırlar bilinmeden “Mücadele Birliği ” ni anlamak mümkün değildir.
Bu liderlik etrafında yetişen ve her biri, çevrelerinde büyük bir iman, ahlâk, edep ve fikir timsâli olarak bilinen çok değerli insanlar da Türkiye çapında bu büyük iman ve ihlâs hareketinin hizmetkârları ve temsilcileri olmuşlardır.
Kim ne derse desin; bu hizmetkâr ve temsilcilerin akıl almaz fedakârlıkları ve göz yaşlarına karışan dualarıyla başlayan ve gelişen bu hareket, aynı zamanda, bugünkü Türk siyasî hayatının İslâmî ve millî oluşumunun ve hamlelerinin ilk muharrik gücü olmuştur.
Bu bakımdan, bu büyük iman ve ıslah hareketinin başlatıcıları, mensupları, öğrencileri ve hizmetkârları, bugün nerede ve hangi ortamda olurlarsa olsunlar, davalarının birer temsilcisi, birer ahlâk, edep ve fedakârlık timsâli olarak kendilerinden beklenen hizmetleri vermeye devam etmektedirler.
“Mücadele Birliği” hareketinin özü, temeli, başlangıç ilkeleri budur. Bu anlayışta, mensuplar arasında, her bir ferdimizde zamanla bir takım yanlışlıklar, sapmalar olmuşsa, bunların iyi niyet içinde yaşanmış durumlar olduğuna inanıyorum. Ve temeldeki iman, ihlâs, samimiyet, dua ve yakarış harcının, bu yanlışlıkları gidereceğini ve tekrar temel çizgiye dönüleceğini umuyorum.
Onun için, bütün arkadaşlarımızın, nerede, hangi ortamda ve hizmet anlayışı içinde olurlarsa olsunlar, birbirimize destek olmaya; aldığımız terbiye gereği, her birimizin birbirimizi kucaklamaya, birbirimizi bağışlayıp bağrımıza basmaya büyük ihtiyacımız var. Bunun dışındaki anlayış ve tavırlara meydan vermemek de boynumuzun borcudur.
Allah, arkadaşlarımızın tümünden razı olsun. Ve yine, Cenâbı Hakk, aldığımız sahih İslâm anlayışı ve terbiye gereği, milletimize doğruları anlatma, ona doğru istikamette rehberlik etme hizmetinden bizleri alıkoymasın.
Hasret ve özlem duygularımla dualar ediyor; selâm ve hayır temennilerimi yolluyorum.