KABAK LİFİ BULAŞIK SÜNGERİNE KARŞI

Sanırım hemen herkes hemfikir. Ülkemizde ve dünya genelinde hayat artık çok hızlı. Teknoloji ve sanayi gelişti. Modern (?) insanlar hayatlarını kolaylaştırmak için her cephede tüketim durumunda. Ama farkında olarak, ama olmayarak. Diğer yandan haber bültenlerinde, gazetelerde, çevreci aktivistlerin ateşli söylemlerinde insanoğlunun hızlı ve umarsız tüketim anlayışından ötürü artan atık miktarları, azalan doğal kaynaklar, küresel iklim değişikliğinden dem vuruluyor ve ivedi bir şekilde tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğinden söz ediliyor.

Devlet eliyle başlatılmış olan Sıfır Atık Projesi geç kalmış olsa da güzel bir gelişme. Açıklanan rakamlara bakılırsa, ücretli verilen poşet tüketimlerinde % 60-65 oranında azalma var. Çevreci sivil toplum örgütlerinin tek kullanımlık plastiklerin (çatal, kaşık, bıçak, tabak, pipet, kulak çöpü vs.) yasaklanması yönünde imza kampanyaları gibi girişimleri mevcut. Avrupa Birliği ülkelerinde bu ürünlerin 2021 yılında tamamen yasaklanması öngörülüyor.

Marketten aldığımız her ürün en azından ambalaj atığı oluşturuyor. Rakamsal verilere çok fazla girerek bunaltmak istemiyorum ama birkaç temel veriyi paylaşmanın faydalı olacağı kanısındayım.

2017 yılında ülkemizde üretilen ambalaj miktarı 3.150.000 ton.

Piyasaya sürülen ve bertarafı (etkisiz hale getirme) Ambalaj Atıklarının Kontrolü (AAK) Yönetmeliği çerçevesinde yapılmış olan miktar 915.301 ton. Bunun 497.089 tonu geri kazanılmış, yani % 54’ü.

Bertarafı AAK Yönetmeliği dışındaki mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen ve piyasaya sürülen miktar 87.742 ton.

AAK Yönetmeliği kapsamında depozitolu olarak piyasaya sürülen miktar 19.998 ton.

Son iki ürün grubuna dair geri kazanım miktarları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın incelemiş olduğum ilgili kaynağında* yer almıyor.

Kabak Lifi Bulaşık Süngerine Karşı

Kişisel olarak plastik yada sentetik ürünlerin yerine doğal bir ürün kullanabilmeyi çok seviyorum. Azaltabildiğim her atık için de mutlu oluyorum. Sizlerle paylaşmak istediğim alternatif ürün, bulaşık süngeri yerine kabak lifi. J

Bulaşık süngeri poliüretan (plastik türü) veya selülozdan üretilen bir tüketim malzemesi. Dış kısmındaki şeffaf yapı ambalaj atığı. Neresinden bakarsak bakalım, kullanım neticesinde atık oluşuyor.

Kabak lifi bu yaşıma kadar aktarların giriş kısımlarında duvardan sallanmış halde dükkana girip çıkanları karşılayan dekoratif bir şeydi benim açımdan sadece. Kullanım alanı hakkında da çok fikrim yoktu. Takip ettiğim hesaplardan birinde kabak lifinin bulaşık süngeri yerine kullanıldığını okuduğumda hem şaşırdım hem de sevindim. İnternette biraz araştırma yapınca sayıca fazla olmasa da bulaşık süngeri yerine kabak lifi kullanıp memnun kalanların olduğunu gördüm. Bir heves, gördüğüm her aktara sordum (iki farklı şehirde, 6-7 farklı satıcıya tekabül ediyor), kabak lifinin yüz temizliği ve banyo lifi olarak kullanılabileceğini belirttiler. Bulaşık süngeri yerine kullanıldığını duyunca şaşırdılar.

Kabak lifi ılıman iklimi seviyor. Hatay, Gaziantep, Uşak, Muğla civarlarında yetiştirildiğini okudum. İlkbaharda kabak çekirdeğine çok benzer bir yapısı olan kabak lifi tohumları ekiliyor. Ekim kasım aylarında 50-70 cm uzunluğa eriştiğinde olgunlaşmış oluyorlar.

Peki bu kabak lifi nasıl kullanılacak bulaşık yıkarken? Yıkama esnasında rahat kullanabileceği düşünülen büyüklükte bir parça kesilip derin bir kabın içine koyulur (ben yaklaşık 10 cm kadar kestim).  Üzerini geçecek şekilde kaynamış su eklenir, kabın ağzı kapatılarak 1 gece beklenir. Kaynamış su içinde bekleyen kabak lifi bir nebze yumuşar ve hacimsel olarak biraz genişler. Hepsi bu! Kullandıkça yumuşayan, (hatta bence) dokunması sentetik yapılı bulaşık süngerinden çok daha güzel olan bir dokuya dönüşüyor. Tabi akla ilk gelen soru, kurumuş kirleri kolayca çıkarabiliyor mu? Ben alışkanlık olarak bulaşıkları eğer hemen bulaşık makinesine koyma yada elde yıkama imkanım yoksa, bulaşıkların içine su doldururum. Hal böyle olunca zorlayan bir durumla karşılaşmadım. Şükür, henüz tencere dibi de yakmadım. Bazen fırın tepsileri sorun olabilir. O zaman da sürtme teli yada fırça kullanılabilir (Alüminyum sürtme teli yerine henüz tam anlamıyla geri dönüştürülebilir alternatif bulamadım. Hem sapı hem de telleri bambu olan fırçalar bulmak mümkün). Bulaşıkları ıslatırken bir yandan daha önce kullandığım bazı suları tekrar kullanıyorum. Şöyle; her sabah kahvaltı için haşladığımız yumurtaların suyunu, yumurta soğutma sularını, bilhassa yapraklı olduğu için birkaç kez yıkanan sebzelerin sularını küçük bir kapta biriktiriyorum. Lavaboyu sürttükten sonra durularken yada bulaşıkları ıslatırken bu suları kullanıyorum. (Gönül ister ki her evde gri su hattı bulunsun ve lavabolarda oluşan sular basit bir arıtmadan geçerek sifonlarda, balkon çeşmelerinde kullanılabilsin… Olmayınca, iptidai koşullarda küçük bir kapta biriktirerek, kullanılmış suyu yeniden değerlendirmeye çalışıyorum).

2 aya yakın zamandır kesmiş olduğum aynı lifi kullanıyorum. Bulaşığı çoğunlukla makinede yıkıyorum ama her gün elde yıkanacak illa ki bir şeyler oluyor. Yani her gün kullanımda kendileri. Fiyat olarak İstanbul’da biraz abartılı satılıyor (30-35 TL aralığında). Memlekete gittiğimde 20 TL’den alabildim. Şu anki kullanım performansım ile 60 cm civarındaki bir kabak lifi beni 1 sene idare eder. Velev ki süngerden pahalıya mal olsun, bana göre sorun değil. Çünkü kabak lifi tamamen doğal, yerli, doğaya bırakılsa dahi doğal döngüye karışabilen, sıfır atık mantığına uygun, güzel ve çevreci bir ürün. Denedim, memnun kaldım. Dilerim ki herkesin tecrübe etme imkanı olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

* 2017 Ambalaj Bülteni (https://webdosya.csb.gov.tr/db/cygm/icerikler/2017ambalajbulten-20190301-20190301190947.pdf)

Yorum Yapın

Navigate