Emperyalist güçlerin tetikçisi Ermenistan insanlık suçu işliyor

Ermenistan tarafından Azerbaycan topraklarına yapılan kalleş füze saldırıları ile tüm dünyanın gözü önünde bir dram yaşanıyor, insanlık suçu işleniyor, siviller çoluk çocuk, kadın demeden katlediliyor tüm dünya ise seyrediyor. Bu insanlık suçunu Ermenistan kendisini silahlandıran ve uluslararası toplantılarda kendilerine destek veren ülkeler olmasa yalnız başına gerçekleştirebilir mi? Elbette gerçekleştiremez. Azerbaycan’da işlenen insanlık suçundan Ermenistan kadar onun hamiliğini yapan Rusya, Amerika, Fransa… da aynı derecede sorumludurlar. Bu vahşete sessiz kalanlar da suç ortaklarıdırlar.

Coğrafi konum olarak Ermenistan’ın bulunduğu bölgede Ermeni nüfusunun son derece az olduğu tarihi kaynaklarda mevcuttur. Bölgeye çıban başı olarak monte edilen Ermenistan dışardan yapılan göçlerle nüfusu çoğaltılmaya çalışılarak kukla bir devlet haline getirilmiştir. Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan olayları yalnız Azeri ve Ermeni mücadelesi olarak görmek son derce yanlıştır. Azerbaycan’ın sahip olduğu jeopolitik ve jeostratejik konum bilinmeden, Azerbaycan bölgesinin sahip olduğu enerji kaynakları dikkate alınmadan, bölge üzerinde emelleri olan jeopolitik oyuncuların varlığını tespit etmeden yapılacak değerlendirmeler yüzeysel olacaktır. Bölgede ABD’den İngiltere’ye Rusya’dan Çin’e kadar birçok ülkenin politik hamleler yaptığı unutulmamalıdır. Bu hamleleri Türkiye Azerbaycan ile birlikte bertaraf ederek Azerbaycan’ın emperyalist güçlerin kontrolüne girmesine engel olmalıdır.

Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”

Azerbaycan’ın batı ile yakınlaşma girişimleri, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin” Azerbaycan ve Türkiye olamadan gerçekleşemeyecek olması, İsrail ile yakınlaşmasından rahatsız olan İran’ın Azerbaycan’ı potansiyel tehlike olarak görmesi ve Ermenilere destek çıkması, Azerbaycan sınırları içerisinde bulunan zengin başta petrol olmak üzere maden kaynaklarına sahip olması jeopolitik tüm oyuncuları bölgedeki sürecin içine çekmiştir. Oyuncuların bir kısmı aktif olarak sahada ve masada gelişmelere yön verirken bir kısmı da diplomatik kanallardan kendi menfaatlerini korumanın peşindedirler. Türkiye ısrarla masa dışında bırakılmaya çalışılmaktadır.

Çin, Modern ipek yolu olarak da bilinen “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”ni kuruluşunun 100. Yılı olan 2049’a yetiştirmeye çalışmaktadır. Bu proje ile Çin’den, Kazakistan ve Moğolistan’dan başlayarak Rusya ve İran üzerinden Avrupa’ya ulaşacak şekilde demir yolu bağlantıları oluşturulması ve bölge ülkeleri ile ticareti artırıcı ve kolaylaştırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi öngörülmektedir. Projenin gerçekleşmesi için de projenin geçtiği yerlere Çin yatırım yapmaktadır. Çin ile siyasi ve ekonomik savaş halinde bulunan ülkeler bu yatırımlardan, bu iş birliklerinden rahatsız olmaktadır.

Azerbaycan’ın Jeopolitik özellikleri

“Azerbaycan’ın Öncelikli Jeopolitik Özellikleri Azerbaycan coğrafi açıdan Güney Kafkasya’nın parçası olarak Orta Doğu, Avrupa ve Asya’nın kesişmesinde yerleşmektedir. Böyle bir coğrafi konumda yerleşmiş olması Azerbaycan’ın jeopolitik önemini artırmakta, onu bölgede ekonomik ve siyasal güce dönüştürmektedir. Buna olanak tanıyan bazı jeopolitik değerler enerji kaynakları, güvenli enerji ve transit taşıma olanakları, askeri stratejik konum, bölgesel entegrasyona olanak veren toplumsal ve kültürel değerler, politik ve ekonomik yapı ve demografik nitelik önemli jeopolitik elementlerdir. Bunların bir kısmı daha çok uluslararası ve bölgesel, diğer kısmı ise ulusal boyutta belirleyici niteliğe sahiptir.

Azerbaycan zengin petrol ve doğal gaz yataklarına sahip

Enerji Kaynakları Hazar havzası zengin petrol ve doğal gaz yataklarına sahiptir. Bölgenin 200 milyar varil düzeyinde petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktar, dünya potansiyel petrol rezervinin %10’una denk gelmektedir. Kaynakların önemli kısmı Hazar’ın Azerbaycan’a ait kısmında bulunmaktadır. Hazar Denizi’nin Azerbaycan’a ait olan 78.800 km2’lik alanında 60 ila 200 metre derinliklerde toplam 8 milyar varil petrol ve 4-8 milyar tonluk hidrokarbon rezervi bulunmaktadır. Tarihte de enerji amili jeopolitik değer olarak büyük ekonomik ve politik öneme sahip olmuştur. Bakü Çar Rusya’sı döneminden itibaren petrol sanayisi ile ün kazanmıştır. Birinci Dünya savaşından sonra özellikle Büyük Britanya Bakü petrollerine özel ilgi duymuş ve bir takım ekonomik ve politik girişimlerde bulunmuştur. 1918-1920 yıllarında var olmuş bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti petrolün jeopolitik değeri nedeniyle, batıdan ciddi destek görmüştür. Fakat SSCB kurulduktan sonra bütün petrol kaynakları Moskova merkezli yönetilmeye başlanmıştır. SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını tekrar elde etmiş Azerbaycan Cumhuriyeti halen jeopolitik önemini koruyan petrol ve doğal gaz rezervuarını hem ekonomik hem de bağımsızlığının güvencesi gibi kullanmak istemiştir.

Ulaştırma Koridorları ve Projeleri Azerbaycan iki önemli uluslararası ulaşım koridorunun kesişme noktasında yerleşir. Bunlar “Doğu-Batı” ve “Kuzey-Güney” ulaştırma koridorlarıdır. Bu koridorlar yüklerin ve yolcuların İskandinav ülkelerinden Basra Körfezine ve Hint okyanusuna kadar; Avrupa’dan Orta Asya’ya ve Çin’e kadar taşıma imkânları vermektedir. Bu olanaklar Avrupa ve Asya kıtaları arasında ulaştırma ağının daha güvenilir hale getirilmesine stratejik katkı sağlamakla birlikte, Azerbaycan için hem de büyük ekonomik öneme sahiptir.

Karabağ Sorunu ve Jeopolitik Değer Olarak Enerji Faktörü Gelişmiş ve gelişmekte olan sanayi devletlerinin içinde bulunduğu güç mücadelesinde başarı ölçütlerinden biri, güvenli kaynaklardan enerji sağlanmasıdır. Bu faktör enerji kaynağı olarak petrol ve doğalgazın bulunduğu bölgelerin jeopolitik önemini artırmaktadır. Hazar bölgesi dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine sahipler. Bu durum, bölgeyle bağlı problemlerin ortaya çıkmasında ve mevcut problemlerin çözülmesinde ağırlıklı olarak enerji faktörünün rolü üzerinden durmaya itmektedir. Çağımızda önemli jeopolitik değere dönüşmüş enerji faktörünün, zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip Azerbaycan’ın karşılaştığı problemlerin çözümünde de etkili olabileceği düşünülebilir. Bu amaçla, öncelikle bölgede etkili olan devletlerin çıkarları analiz edilmeli, çatışan hususlar belirlenmeli ve bu şartlarda sorunların ortaya çıkması ve çözülme olasılığı değerlendirilmelidir.” (1)

Rusya ve Batı dünyası, siyasi ve ekonomik çıkarlarından dolayı Ermenileri desteklemeye devam etmektedirler. Çünkü Ermenistan Asya’ya açılan kaledir.

Türkiye’den Azerbaycan’a ve Orta Asya’ya giden yolun da Ermenistan ve Karabağ’dan geçmesi nedeniyle Türkiye açısından da Ermeniler son derece stratejik bir noktada bulunmaktadırlar.

Türkiye bölgenin hassas yapısını göz önünde bulundurarak Azerbaycan’ın yanında yer almalı, ekonomik, siyasi, askeri, kültürel iş birliklerini artırmalı, Azerbaycan’dan başlayarak Türk dünyasının derlenip toparlanmasını sağlamalıdır.  Gaspıralı İsmail Bey’in söylediği gibi Türk dünyasında “Dilde, fikirde, işte birlik” sağlanmalıdır.

Azerbaycan Türklerinin hakları teslim ve tanzim edilmeden bölgede huzur ve barışın tesis edilmesi mümkün değildir. Emperyalist güçlerin desteği ile insanlık suçu işleyen Ermeni çapulcularına karşı Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu hissettirmeli, Azerbaycan’ın emperyalist güçlerin kontrolüne girmesine engel olunmalıdır.

 

1- Dr. Elnur Kazımlı, Kafkas Üniversitesi / Azerbaycan, Azerbaycan’ın jeopolitik konumu ve Karabağ sorunu

Yorum Yapın

Navigate