ENFLASYONUN ÇÖZÜMÜ TANZİM SATIŞLAR(!)  

YENİ TANZİM SATIŞLAR!

Tanzim satış gençlerin bilmediği fakat yaşı 50’yi aşan insanlarımızın hatırlayacağı satış merkezleridir. Kısa adı TANSA’lardır. Piyasanın terbiye edilmesini veya vatandaşın ucuz tüketim malına ulaşmasının teminini önceleyen satış merkezleridir. Bu merkezler eskiden belediyeler tarafından kurulur ve yönetilirdi.

Hükümet piyasanın terbiye edilmesini temin için İstanbul’da 50, Ankara’da ise 30 adet TANSA kuracağını maliye bakanının ağzından duyurdu. Hedef vatandaşın ucuz tarım ürünlerine ulaşmasını sağlamak(!)

ÜRETİM OLMADAN?!

Üretmeden tüketmek, vermeden almak mümkün mü? Serbest piyasa ekonomisinde satış merkezlerine veya üreticiye sopa göstererek fiyatları ucuzlatmak?! Üreticinin maliyetinin altında malını elinden çıkarmasını istemek veya maliyetinin altında satıcıya mal satmasını istemek ne kadar doğru?

Tarım ve hayvancılık birlikte anılan ve birlikte gelişen veya gerileyen iki ürün ve üretim koludur. Tarım ve hayvancılığı ayrı düşünmeniz ve bir birinden ayırmanız asla mümkün değildir.

Tarım olmadan hayvancılığı nasıl yapacaksınız? Samanı, yemi ve diğer hayvan yiyeceklerini 1yıl boyunca nereden bulacaksınız; ithal mi edeceksiniz? Yani yuvarlak bir dairenin etrafında birbirini kovalayan iki insan gibi baktığınızda kimin kimi kovaladığını bilemezsiniz. Tıpkı Hayvancılık ve tarım da bir birine öylece bağlıdır.Biri gerilerse diğeri de birlikte geri kalır,birinde sorun varsa diğeri de sorunludur.

ÜRETİM…

Üretmeden yeteri kadar malı piyasaya nasıl sürersiniz? Veya üretmediğiniz, ithal ettiğiniz malı halkın ihtiyacı için piyasaya sürdüğünüzde hangi fiyattan süreceksiniz ki vatandaş alabilsin. Aldığınızı maliyetinin altında sattığınız takdirde aradaki fiyatı nereden sübvanse edeceksiniz?

Üreticiden esirgediğiniz desteği ithalat için kullanmak istediğiniz takdirde gerekli dövizi, finansı nereden ve nasıl temin edeceksiniz? Üretmek için vermediğiniz desteği ithalat için harcamanızın mantığı nedir?

Kaldı ki akaryakıtın, gübrenin, ekipmanın, tohumun, kredinin bu kadar pahalı olduğu bir ortamda, maliyetlerin akıl almaz bir şekilde arttığı bir ortamda kimi ithalatla ve tanzim satışla korkutacaksınız? Veya üretme kabiliyetini kaybetmiş üretici, sizin ithalatınız karşısında zararına satar mı? Satarsa ne kadar zaman satar, ne kadar dayanır?

PANSUMAN TETBİRLER!

Ülkemizde fiyat artışlarının birinci sebebi üretmemek, ikinci sebebi engellerden dolayı üretememek, üçüncü sebebi ise piyasanın ithal ürünlerle terbiye edilmeye çalışılırken üreticinin cezalandırılmasıdır.

Pansuman tedbirlerin çözüm olması, çözüm olarak görülmesi hastanın hastalığının gerçekten ve doğru bir teşhisle tespit edilemediğinin ifadesidir. Gerçekten hastalığı teşhis ederseniz çözümü de o teşhisin içinde bulunsunuz.

Siz tohumu kendi tohumunuzu ortadan kaldırarak ithal edeceksiniz ve ithalata bağımlı hale getireceksiniz, kendi tohumunuzu kullandırmayacaksınız; gübrenin fiyatını kontrol altına almayacaksınız yani gerekirse sübvanse etmeyeceksiniz. Tarım ve hayvancılıkta kullanılan akaryakıtın fiyatını en azından denizlerimizde gelip geçen gemilere verdiğiniz, yatlara verdiğiniz fiyattan vermeyeceksiniz!

Tarımınızı hava ve iklim şartlarında değerlendirip kadim tohum ve hayvan cinslerine dönmeyeceksiniz, üretime kota koyup, üreticiyi cezalandıracaksanız, sonrada fiyatlardan ve üretimin düşmesinden şikâyet edip, üreticiyi cezalandırmak isteyeceksiniz, ne güzel(!) Acı ama gerçek ne yazık ki bu…

YANLIŞ MI YAPIYORUZ?

Devletimiz öncelikli olarak sorunu gerçek sebepleri ile tespit etmelidir. Sorunun tespiti için siyaset adamlarının değil ilim adamlarının bu konuda çalışma yapması, sorunumuzun en son durumunu ortaya koymalı ve öncelikli olarak acil ve zamana yayılacak tedbirleri tespit etmelidir.

Sorunun tespitinden sonra, çözüm için elimizde bulunan ekipmanları belirlememiz ve sorunun durumuna göre çözüm için gerekli ekipmanları kullanmalıyız. Ne eksik ne fazla! Çünkü başka ülkeler ve toplumlar için çözüm olan görüşler ve çalışmalar bizim için geçerli olmayabilir. Bizim kendi şartlarımızda olaylara bakarak ve çözüm üretmemiz gerekir.

İnsan yapısı, inanç yapısı, iklim şartları, toprağın durumundan tutun bütün şartlar başarılı olmamız için geçerli olabilir. Onun için bizim toprak yapımıza göre sığır yapımız, koyun, keçi yapımız, kanatlı hayvan çeşitlerimiz vardır. Başkasının kendi şartlarında aldığı neticeyi siz kendi şartlarında alamayabilirsiniz.

Örnek olarak son yıllara gelene kadar bizim ülkemizin şartlarında Hoştayn, Anguş,Montafon gibi hayvanlar var mı idi? Onların verimliliği kendi ülkesinde ve kendi şartlarında!? Nerede bizim tiftiğimiz, merinosumuz, sarı ve kara ırk ineklerimiz?! Nerede kaldı köy tavuklarımız ve lezzeti?

ÇÖZÜM…

Çözüm: Öncelikle çiftçilerimizin toprağına dönmesini temin etmemiz gerekiyor. Çiftçinin toprağını terk etmesinin sebeplerinden biri artan faizler,  yabancı tohum, gübre fiyatları, işçilik, akaryakıt ve pazar fiyatlarıdır.

Bunun içinde çiftçimize yüksek faizli banka kredileri değil, ucuz tohum, ucuz mazot ve ucuz gübrenin yanı sıra en kısa ve hakkını alabileceği pazara arzını sağlamak gerekiyor.

İyi verim alabilmek içinde kendi milli ve toprağımızın sevdiği, toprağımızı severek yetişen ürün ve hayvanlarımıza dönmemiz ve bunun için gerekli çalışmaları; teknik ve bilimsel olarak yapmamız gerekiyor. Yüksek fiyatların sebeplerini araştırmadan ve devletin bu konulardaki kusuruna bakmadan, üreticiyi terbiye için ithal mal getirilmesi insanları bezdirip üretimden vazgeçirmektedir o kadar.

Bu gün İstanbul ve Ankara’da yarın başka illerde belediyeler vasıtası ile kuracağınız tanzim satışlar çözüm olsaydı önceki TANSA’lar kaldırılmaz hala devam ediyor olurdu. Eğer terbiye için ithalat çözüm olsaydı; bu gün tarımda ileri gitmiş ve ihracat yapan ülkeler tarımı desteklemez, süpvansa etmez, pazar aramaz çiftçisinin elindeki malı satın alıp üreticisini rahatlatmazdı.

Bizim üreticimizin terbiyeye değil; teşvike, azara değil; sırtının sıvazlanmasına ihtiyacı vardır. İthalat içinse cebinizde paraya yoksa muhannetten borca ihtiyacınız vardır. Borç yiyende kesesinden veya hürriyetinden yer. Bu gün yiyenler yarın yiyemez olur.

 

 

 

Yorum Yapın

Navigate