TRUMP GİDİNCE NE DEĞİŞTİ, BİDEN GELİNCE DEĞİŞECEK?

Gitti Gülsüm…

Ticaretle uğraşan bir adam sıkça eşini çok sevdiğini söyler ve onun üzerine gül koklamayacağını her seferinde tekrar edermiş! Gel zaman git zaman kadın eşinin sevgisinden şüpheye düşmüş. Eşi ticaret için şehir dışına gittiği bir zamanda kadın evde yakınları ile ilgili bir plan yapar ve evin önüne mezara benzer bir toprak yığarlar.

Adam çıktığı yolculuktan döner gelir. Bakar ki eşi yok sorduğunda ise eşinin vefat ettiğini söylerler. Eşini çok sevdiğini bildiklerinden dolayı evin bahçesine defin ettiklerini söylerler. Az bir zaman sonra konu komşu tüccarın evlenmesi gerektiğini ve yalnızlığın adama yakışmadığını söylerler. Adamın oluru ile sözüm ona buldukları kadın ile nikâhını kıyarlar. Yeni bir hanımla evlendiğini sanan adamın, eski hanımını da allayıp pullayıp getirirler. Zifaf günü henüz yüzünü görmediği yeni eşine ismini sorar. Kadın “Gülsüm” der. Adamın eski eşinin adı da Gülsüm’dür. Adam; “gitti Gülsüm, geldi Gülsüm, ölen Gülsüm öldüğüyle kalsın” deyiverir. Tabii meselede açığa çıkıvermiştir böylece.

ABD başkanı bizim başkanımız mı?

ABD seçimlerinden önce çokbilmiş ekran kuşları Trump giderse ne olur, Biden gelirse ne no olur? Onu tartıştılar. Bu tartışmalar bitmemiş olmalı ki, yeniden bütün televizyon kanalları Trump gitti, Biden geldi tartışmasına devam ediyorlar. Ancak yapılan tartışmalara baktığınızda İnsan Türkiye ABD’nin kaçıncı eyaleti diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Pek çok insanlar, Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu, bağımsız olduğunu ifade ettiği halde kendi söylediğine kendileri inanmayanlar; ne yazık ki, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde Türkiye’nin sıkıntılarını konuşmaya ve Biden’in merhametini ummaya devam ediyorlar. Peki, Türkiye bağımsız bir ülke ise bu kadar endişe niye?

Türkiye büyük devlettir.

Türkiye, gerçekten de yine birilerinin dediği gibi yürekten söylemeseler de dünyanın büyük devletlerinden ve Ortadoğu’nun en büyük ve en güçlü devletidir. Hem de başında bulunanların yanlışlarına rağmen. Trump gitmiş Biden gelmiş ne fark eder? Siz milli politikalarınızı ortaya koyarsanız ve iradenizi icra edersiniz o kadar.

Trump, zamanında ABD bütün vaatlerine rağmen her konuda Türkiye’nin karşısında durmaya ve arkasından iş çevirmeye gayret etmedi mi? Bütün aldıkları kararlar Türkiye’nin bölgede ki elini zayıflatmak için değimliydi? Trump yönetimi Ermenistan, Azerbaycan arasındaki savaşta bizim yanımızda mı durdu? Halen devam eden Akdeniz sorununda bizim yanımızda mı, Yunan-Rum ikilisinin yanında mı durdu? Suriye’de verdiği hangi sözü tuttu? PKK/YPG’ ye 30 bin tır silah gönderen müttefikimiz(!) ABD değil mi? Hani müttefikine yapılan saldırı karşısında yanımızda duracaktı? Biz PKK terör örgütüdür dediğimiz halde NATO’da partnerimiz birilerine göre müttefikimiz ABD, PKK’ya terörist dedi mi? Türkiye’yi F 35 programından çıkaran ABD değil mi? Yani hangi sorunumuzda bizimle oldu? Birlikte çalışmak için bu dönemde heyecan duydukları Yunanistan hava kalkanı olarak Rusya’nın S300’lerini kullanıyor.

Yeni ABD yönetimi heyecanlı

Yeni ABD Başkanı Biden, geldi. Bakanları şimdiden Ermenistan ve Yunanistan’la ilişkileri güçlendirmek için sabırsızlandıklarını söylüyorlar. Bölgemizde İsrail’in partneri Birleşik Arap Emirliklerine ve Suudi Arabistan’a F35 satmak için şimdiden konuşmaya başladılar. Azerbaycan kendi topraklarını kurtarmak için verdiği mücadeleyi saldırganlık olarak değerlendirmelerini nasıl anlamalıyız?

ABD’nin yeni yönetimi tıpkı Trump yönetiminde olduğu gibi Türkiye’nin lehine hiçbir harekette bulunmaması ve aynı tavırla saldırgan beyanların gelmesi şaşırtıcı mı? Asla değil! Ne diyor Dışişleri Bakanı Antony Blinken Senato’da yapılan onay oturumundaki konuşmasında? “Türkiye birçok konuda bir müttefikin davranması gerektiği gibi davranmıyor. Bu bizim için önemli bir zorluk. Bu konuda çok dikkatliyiz” demişti. Türkiye’ye daha fazla yaptırımın değerlendirilmesi gerektiğini belirten Antony Blinken, “Stratejik -ya da sözde stratejik- bir ortağımızın en büyük stratejik rakiplerimizden biri Rusya ile yakın olması kabul edilemez.” Yani ABD’nin PKK/YPG ye 30 bin tır silah vermesi normal, BAE’ne 35 adet F35 vermesi normal, Rum kesimini Türkiye’ye karşı silahlandırması normal ama Türkiye’nin S400 alması suç!?  Alın size çifte standart.

ABD ne ister?

ABD’nin istediği vasal(bağlısı) kabul ettiği bir ülkeden beklediği davranış; her emrine itaat bize gelince ihanet. Sözüm ona “sözde stratejik ortak” diyor. Ne kadar doğru bir ifade! Biz ABD için, ABD’ye göre ne müttefik ne de stratejik ortağız; sadece engellenmesi gereken, zayıflatılıp emir eri gibi kullanılması gereken, bir vasal bir devletiz. İtiraz ettiğimizde ise adamların ağırına gidiyor. Haddimizi aştığımızı düşünüyorlar. Hani Sayın Cumhurbaşkanı muhataplarına bağırırken söylüyor ya “Haddini bil haddini!” Ya haddimizi bilip itaat edeceğiz ya da milli politikalar üretip yolumuza devam edeceğiz ve büyük devlet olduğumuzu ispat edeceğiz. Sıkıntının kaynağı bu güne kadar tribünlere“Ey Amerika” dediğimiz halde ABD’ye “zeytin dalı” uzatmamızdır.

Bizim için fark etmez

Türkiye için bir tek gerçek var. Bu gerçeği ekranlardan ABD, Türkiye’ye ne getirir ne götürürün münakaşalarını yapanlarla birlikte devletin yönetiminde bulunan yukarıdan aşağıya herkesin bilmesi ve iman etmesi gerekir. ABD ve Avrupa AB ülkeleri hiçbir zaman zaruri haller dışında Türkiye’nin lehine bir şey söylemez. Hayrına bir icraat yapmaz ve Türkiye’nin hiçbir haklı davasında yanında durmaz. Bu dün böyle idi, bu gün böyle Türkiye gerçek gücünü ortaya koyarak milli politikalar üretmediği ve güçlü olmadığı takdirde, yarında böyle olacak. Gülsüm hanım misali gelenle gidenin bir farkı yok! Bizim için bir şey değişmez. Biz devlet olarak bunu bileceğiz ve politikalarımızı gündöndü çiçeğinin kendini güneşe konumlandırdığı gibi gelişen durumlara göre değil kendi milli hedeflerimize, milli stratejilerimize göre hazırlayıp hayata geçireceğiz icra edeceğiz. Elbette dünya siyasetimizde zamanla gelgitlerimiz olabilir ama stratejimiz yani hedeflerimiz değişmez, değiştirilemez, değiştirilmemelidir.

Batı emperyalist Türkiye fedakardır

 Batı kültürü benmerkezci bir toplum olduğu gibi devlet olarak da benmerkezci bir devlet yapısına dayalıdır. Egosu güçlü ve kendi kazançlarının dışında, kendi hesaplarının dışında bir hayatın varlığını kabul etmez. Onun içinde sömürgeci ve emperyalisttir. Türk milleti ve devleti ise insan odaklı kendinden önce çevresini düşünen ve çevresine merhametle bakan bir millet olduğu için devletin temellerini bu anlayış üzerine kurmuştur. Onun için batı, her türlü sömürüyü meşru görürken, en yakınlarını bile sömürmenin hesabını yapar. Türkiye, Türk Milleti hiçbir ırki bağı olmadığı halde Bosna’yı, Çeçenistan’ı, Filistin’i düşünüp onun için politikalar geliştirir.-Her ne kadar Doğu Türkistan ile ilgili en küçük bir adım atmamış olsa da- O nedenle Türkiye güçlü devlet olmak ve milli politikalar üretmek zorundadır. Giden de gelen de ABD başkanıdır. Ha giden Gülsüm ha gelen Gülsüm…

 

 

Yorum Yapın

Navigate