ABD’NİN 56. BAŞKANI BİDEN GÖREVE BAŞLADI
3 Kasım 2020’de yapılan seçimlerin ardından Biden başkanlık yeminini ederek ABD’nin 56. Başkanı olarak göreve başladı. Biden ile birlikte Amerika’nın iç ve dış politikasında yeni bir dönem başlamış oldu. Biden yaptığı başkanlık konuşmasında; demokrasinin öneminden, ABD vatandaşlarının birbirlerine karşı ilişkilerinin öneminden bahsetti. Kovid pandemisinden sonra işsiz kalan pek çok insanın içinde bulduğu şartları anladığını, önemini bildiğini ancak önceliğin ülke içinde birliğin sağlanması olduğunu söyledi. Kendisinin konuşmasını düşmanlarının da dinlendiğini hatırlatarak müttefikleriyle beraber olduğunu hatırlattı.
ABD’de Biden Hükümetinde McGurk Ortadoğu’dan sorumlu konuma getirildi. McGurk daha önce 2018 aralığında ABD eski Başkanı Trump’ın Irak’tan ve Suriye’den asker çekme kararı üzerine istifa etmişti. McGurk YPG’nin ABD askerlerini DEAŞ’a karşı ve Suriye Başbakanı Esed’in birliklerine karşı savunduğunu iddia eden terör örgütü destekçisi olduğu gözden uzak tutulmamalı. Trump’ın başkanlığa veda etmesinden 5 gün önce Amerika’nın Centcom (Central Command) Komutanlığı’nın yetki alanına İsrail’i de dahil etmesi, Komutanlığın görev alanının Ortadoğu, Afrika’da Mısır ve Orta Asya ile güney Asya’nın bir bölümünü içine alması yeni dönemin bölgede yeni gelişmelere sahne olacağının işareti olabilir mi sorularını da akla getirmektedir. CENTCOM’a İsrail’in dahil edilmesi önemli bir gelişme ancak ABD’nin İsrail’e yönelik politikalarının Trump dönemi ile aynı kalması da pek olası değil. Zira ABD başkanlık seçimlerine aday olarak katılan Sanders “İsrail’in yolsuzluklarını finanse etmeme” söylemi ile oy toplamıştı. Daha sonra Sanders kalp krizi geçirdikten sonra Biden lehine feragat ettiğini açıklamıştı. Biden de Sanders’i müstakbel kabinesine dâhil ederek seçimleri kazandı. Şimdi Sanders’in oy aldığı insanların düşüncelerine çok aykırı davranması beklenmiyor. Trump’ın yüzyılın projesi olarak lanse ettiği iki devlet tek başkent Kudüs projesinin akıbeti de belirsiz görünüyor.
Lobilerin desteği ile senatör olanlar var
ABD senatosunda sadece kendi finansal kaynakları ile seçimi kazananlar olduğu gibi Ermeni ve Yahudi lobilerinin maddi desteğini alarak senatör olanlar da var. Bu senatörlerden birisi de Menendez… Menendez, Türkiye’nin S-400 alımlarını CAATSA anlaşmalarına açıkça ihlal olarak görüyor. Menendez, Türkiye’nin Kıbrıs’tan Libya’ya kadar bütün Akdeniz’de agresif müdahalede bulunduğunu anlatıyor. Azerbaycan’da Karabağ’da savaş suçu işlediğini bile iddia ediyor. Ermeni lobisinin finansal kaynaklarının etkisiyle veya Yahudi lobisinin etkisiyle konuşanlar sadece Senatör Menedez’den ibaret değiller.
Yeni dönemde ABD_ Türkiye ilişkilerini neler bekliyor?
Biden’ın başkanlığıyla beraber ABD’nin uyguladığı CAATSA yaptırımlarının yeni dönemde nasıl devam edeceği, Doğu Akdeniz ve Suriye’de yaşananlar iki ülke arasındaki politikaları nasıl etkileyeceği yeni dönemin merak konusu. İşin başında ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’ın Dışişleri Bakanı adayı olarak gösterdiği Antony Blinken’in, Türkiye için “sözde stratejik ortak” ifadesini kullanarak “Türkiye’nin NATO müttefiki gibi davranmadığı” ifadelerini kullanması da stratejik müttefiklik adına samimiyetsizliğin bir göstergesi olsa gerek.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Türkiye’nin Suriye politikasını ve operasyonlarını eleştiren ve Ankara’nın YPG’yi tanıması ve ABD’nin yardımlarını kabullenmesi gerektiğini savunan bir isimdir.
S-400’ler ile F-35’ler, aynı anda bulunamaz iddiası ile yaptırım kartını açan ABD, S-300’lerin 3 NATO ülkesinde kullanılmasına ve o ülkelerle birlikte S-300’lerinde kullanıldığı tatbikata katılması bir çelişki değil mi? NATO sistemiyle uyuşmuyor deniliyor ama S-300’lerin de kullanıldığı NATO ülkeleri ile birlikte tatbikatlar yapılıyor. Yeni dönemde ülkemize yaptırım için ileri sürülen görüşlerin tezadı anlatılarak ülkemizin menfaatlerine zarar verecek diplomatik faaliyetlerin önlenmesi gerekir. Biden’in ve ekibinde bulunanların açıklamalarına bakarsak Biden’in başkan olması ile Amerika’nın emperyalist politikalarında köklü değişikliklerin olmadığı görülecektir. Amerika ile ilişkilerimizi bu gerçeği görerek sağlam temellere oturtmamız gerekmektedir. Bunun için muhalefeti ile iktidarı ile ortak hareket edilerek milli bir dış politikanın hayata geçirilmesi ve uygulamaya konulması gerekir.