Çuvaldız

Evveeet değerli okurlar, yazarınız Ahmet Çuvaldız bir ay sonra tekrar karşınızda. Biliyorum, hiç hoşlanmıyor, yazmadığım sayılarda bayram ediyor olsanız da yılmam ben öyle kolay kolay. Yazacağım, ta ki bilgisayarımın ya da zatımın ömrünün sonuna kadar.  Sizin anlayacağınız benden öyle kolay kolay kurtuluş yok. Şimdi iyice sıkın dişinizi ve okuyun şimdi sizin için karaladıklarımı.

S-400’ler Kime Karşı Kullanılacak?

Dost ve eski müttefik Amerikanya’dan yediğimiz onca kazıktan sonra çok kızan Reis, “bu kadar yeter!” diyerek isyan etmiş, ABD’ye “senin o kahrolası kazıklarına artık muhtaç değiliz, sanki bize kazık atacak başka bir dost mu yok?” diyerek yeni dostlar aramış ve aradığını da hemen burnumuzun dibinde bulmuştu. İşte bu minval üzere başladı ülkemizin Rusya ile dostluğu…

İyi ki başladı. Her şeyden önce atalarımızın yıllardır bizi ayıdan post, Rus’tan dost olmaz sözüyle ne kadar yanlış yönlendirdikleri anlaşıldı. Ve Erdoğan sayesinde görüldü ki Rus’tan da dost olabiliyormuş. Dost ki hem de ne dost!

Yeni dostumuz ve de müttefikimiz Rusya’ya domates, biber, patlıcan satıyoruz, onlardan da bolca gaz alıyoruz. Hem de en doğalından Rusya bize gaz veriyor…

“Duydum ki yüksek irtifa hava savunma sistemlerine almak istiyormuşsun komşu, öyle sağa sola koşturup boşuna yorulma, verelim size bizim S-400’leri, sen al bunları koy bi kenara, bakarsın gün gelir, lazım olur.”

Reis bu, hiç öyle yanında bir de hediye almadan sadece S-400’leri alır mı? “Tamam alırız amma teknolojisini de isteriz” deyince Putin, “birlikte de üretiriz, teknolojisini de veririz, istediğin sadece bu olsun dostum!” diye ucuz yırttığına sevinir.

Zira Rusya’dan ne Kırım’ın ilhakı ve Kırım Türkleri ile ilgili sorunlarda ve ne de Rusya Müslümanları ile ilgili konularda bir adım atılması istenmemiştir. Domatesimi al, vizeleri kaldır, ha bir de Suriye’de arkamda görün bu bize yeter de artar denmiştir sadece…

Biz senin doğalgazını ta Avrupalara ulaştırır, nükleer enerji santrallerinin ihalelerini de sana veririz. Gönder turistlerini de Antalya’ya doyasıya yesin içsinler. Şöyle bir sıcak deniz görsün garibanlar da ilikleri ısınsın…

Gelelim S-400’lerin kerametine! 30 km yüksekten ve 400 km uzaktan gelebilecek birden fazla tehdidi aynı anda yok edebilme kapasitesine sahip olduğu söylenen bu sistemleri Türkiye kime karşı kullanacak?

Her ne kadar çok kızmış olsak da Amerikanya’ya karşı değil herhalde.  Zaten Amerikanya da yeri geldiğinde S-400’lere muhatap kılınacak kadar öyle ileri derecede bir dost değil! ABD’yi sil o listeden…

Peki, NATO ülkelerine karşı mı kullanılacak? Olur mu canım, hiç müttefik müttefiki vurur mu? Nedense ben, NATO ülkelerinin arkadan vurma gibi bir huyları varken böyle bir kalleşliğe yelteneceklerini düşünmiyorum. O listeden NATO’yu da çıkar…

Peki ya Irak, Suriye? Hiç düşünme, listeden hemen sil. Her ne kadar hiç sevmesen de Esat’ı, seveni Putin’dir bu zatın. Bi zahmet üstlerini çiziktiriver onların…

Geriye kalıyor İran. Vallahi olur mu olur! Mollaların kafası attı mı maazallah gönderiverirler füzeleri. Attık mı S-400’leri, armut gibi toplar atılan bütün füzeleri. Toplayamaz mı? Niye ki? Neee, Mollalar da mı Rusya ile kanki? Tamam çıkarıyorum onları da listeden. Eee, liste bomboş kaldı. Eh, inşallah şu atalar sözü de boş çıkmaz: “Sakla samanı, gelir zamanı!” Alıp bir köşeye koyalım şu S-400’leri ve de bekleyelim bakalım gelecek mi zamanı? Ehh, ne de olsa “Bekleyen derviş muradına erermiş.”

F-35’leri Vermeyiz Ha!

Amerikanya Başkan Yardımcısı Mike Pence “Türkiye bir seçim yapmalıdır. Dünya tarihindeki en güçlü askeri ittifakın kritik bir ortağı olarak mı kalmak istiyor, yoksa ittifakımızın altını oyan düşüncesiz kararlar alarak bu ortaklığın güvenliğini riske mi atmak istiyor, Türkiye artık bir tercih yapmalıdır!” diyerek pençe atmak ister üzerimize, Rusya’dan S-400’leri almak istediğimiz için…

Bu açıkça Türkiye’yi NATO’dan çıkarma tehdididir ve adeta S-400’ler ile NATO üyeliği arasında seçim yapma dayatması ve şantajıdır. Doğru, amma onlar patrondur. NATO’nun da Dünyanın da patronu Amerikanya’dır. Ve bize patronların her zaman haklı olduğu öğretilmiştir…

Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini alması demek F-35 uçaklarını ve ayrıca ileri teknoloji silahları da ABD’den alamaması demektir.

Halihazırda enerji kaynaklarında Rusya’ya olan %55 bağımlılığımızın üzerine askeri alanda ortaya çıkacak bağımlılığı da eklediğimizde Türkiye, tabiri yerindeyse Rusya’ya ta göbekten bağlı hale gelecektir.

Rus yörüngesine giren bir Türkiye ile Amerikanya’yı, hem NATO’da her pis işine koşturduğu sadık bir emir erini, hem de ciddi bir silah ve mühimmat pazarını kaybetme endişesi sarmış bulunmaktadır. Bize yönelik bütün tehditlerinin altında bu endişe yatmaktadır.

Pilotların eğitimini durduran Amerikanya, Türkiye’yi F-35 Projesinden çıkartmakla, aldıklarımız uçakları da vermemekle tehdit etmektedir. Eee, dost ve de müttefik dediğin de olursa böyle olmalı, değil mi? Benden al, hep bana bağlı kal…

Millî takım İzlanda’da havaalanında 3 saat bekletilince hemen notayı yapıştıran Türkiye, bir klasör dolusu nota verilecek kadar vahşileşen Amerikanya’ya ise “sizin bu yaptıklarınız dostluğa sığmaz” diye sızlanıyor sadece…

Amerika için yeryüzünde sadece bir dost vardır, o da emperyalizmin beyni, kapitalizm ve sosyalizmin babası İsrail’dir. Şurası çok iyi biline ki ABD İsrail’in, Türkiye’de ABD’nin bir kölesidir.

Bizden istenilen de köleliğe devam etmemizdir. Rusya ile kanki olmakla, S-400’leri almakla zinhar artık kölelik zincirlerini kırdığımız düşünülmeye. Zira biz sadece bir zindandan diğerine koşuyoruz, burası unutulmaya…

Yorum Yapın

Navigate